Kızılcaköy’de ‘jeotermale hayır’ nöbet çadırına destek ziyareti
Aydın Emek ve Demokrasi Platformu, Kızılcaköy'de JES'e direnen köylüleri ziyaret etti.
Fotoğraf: Evrensel
Elif SIRTHAN
Aydın
Aydın Emek ve Demokrasi Platformu, birinci sınıf tarım arazilerine yapılmak istenen Jeotermal Elektrik Santraline (JES) karşı bir süredir direnen Kızılcaköylülerin, ‘Jeotermale Hayır’ direnişinin 15. gününde, nöbet çadırını ziyaret etti. Aydın’ın içme suyu ve sulama ihtiyacını karşılayan İkizdere Barajı’na 3 km uzaklıktaki tarım arazilerinde sondaj çalışması yapmak isteyen görevlilerin köye girmesini engelleyen köylüler, JES’i Kızılcaköy’e sokmamakta kararlı.
‘HAKLI MÜCADELENİZİN YANINDAYIZ’
Ziyarette KESK adına konuşan KESK Dönem Sözcüsü, BES Aydın Şube Başkanı Musa Ekinci, tarımı ve hayvancılığı öldürecek olan JES’lere karşı, köylülerin mücadelesinin sonuna kadar yanında olduklarını ifade ederek “Sevgili Kızılcaköylüler; sizlerin, burada başlatmış olduğu direniş, herkese bir umut oldu. Ülkemiz gündemine de oturdu. Yürütmüş olduğunuz direnişin, ilk günden beri yanındayız, bugünden sonra da sizlerle, bu yolu yürümeye devam edeceğiz. Biz KESK’liler olarak, bütün bileşenlilerimizle birlikte haklı mücadelenizin yanındayız. Mücadeleye katkı sunan, destek veren siyasi partilerin temsilcilerine de teşekkür ediyoruz” dedi.
JES’İN DOĞAYA VERDİĞİ ZARARLAR HIZLA BÜYÜYOR’
Çevre mücadelesinin kısa süreli bir mücadele olmadığını, uzun sürse dahi, sonunda mücadeleyi kazanacaklarını söyleyen, Tarım Orkam-Sen Aydın Temsilcisi Gazi Düz şunları söyledi; “Kâr amaçlı, suları deşarj edilmeyen JES’ler, bu arazileri öldürüyor, incirleri ve zeytinleri kurutuyor. Kaldı ki, Türkiye’de JES, Nükleer Santral ve HES’e harcanan para, güneş enerjisine harcanmış olsa, bunlardan çok daha fazla elektrik üretilebileceği, Elektrik Mühendisleri Odası tarafından ispatlanmıştır. Aydın’da kanser vakaları, Türkiye ortalamasının üç katına çıktı. Jeotermal santrallerin doğaya ve bizlere verdiği zarar hızla büyüyor. Sizlerin mücadelesiyle daha fazla JES’e izin vermeyeceğiz. Var olanların da kapatılması gerek. Mücadelenizi saygıyla selamlıyorum,”
‘PATRONLARIN KÂR HIRSI DOĞAYA ZARAR VERİYOR’
Eğitim-Sen Aydın Şube Başkanı Kadir Özdemir, patronların kâr hırsının, tarıma, toprağa, dağlara ve ovalara zarar verdiğini belirterek; “Bu zarardan etkilenenler ise, buraların asıl sahipleri oluyor. Dağlarından yağ, ovalarından bal akan Aydın’dan artık zehir akıyor, insanlar dışarı göç etmeye başladı. Biz, her nerede, kimin canı yanarsa ordayız. 301 madenci için Soma’dayız, HES’lere karşı Karadeniz’de,ormanları yanan halk için Doğu Anadolu’dayız. Aydın’da nefes alamıyoruz artık, kanser soluyoruz. Her sorun bizim ortak sorunumuzdur. Birlikte mücadeleye edeceğiz. Mücadelenizi sahipleniyor ve saygıyla selamlıyorum’’ dedi.
Aydın Büyükşehir Belediyesi, İmar AŞ’de, sendikaya üye olmak gerekçesiyle işten çıkarılan 9 işçiden biri olan Yunus Cengiz ise direnişlerinin 80. gününde olduklarını belirterek şöyle konuştu; “Sendikaya üye olmak gerekçesiyle işten atılan belediye işçileri olarak, sizlere destek için buradayız, direnişi sahipleniyor ve selamlıyoruz. JES sorunu sadece Kızılcaköy’ün değil, bütün Aydın’ın sorunudur. Bütün Aydın halkı bu mücadeleyi sahiplenmelidir. Bütün Aydın’da birleşip, tek vücut olarak mücadele etmeliyiz.”
‘SERMAYENİN DERDİ PARA’
EMEP Aydın İlçe Yönetimi’nden Hüseyin Saran, Türkiye’nin her yerinde bu sorunla karşı karşıya olunduğunu vurgulayarak; “JES’lerle tarım ölüyor. Topraklar günden güne kirleniyor, verimsizleşiyor, köylüler köyünü terk ediyor. Şehre göçen köylüler, işsiz kalıyor, işsizlik sorunu artıyor. Başta JES’lere yakın köylüler bütün Aydın kanser oluyor. Köylünün, halkın, emekçinin, ezilenlerin sağlığı şirketlerin umurunda değil. Sermayenin, patronların derdi sadece ve sadece para kazanmaktır. JES’leri kurarken köylüden izin dahi almazlar. Mücadeleniz çok değerli, bu mücadele daha da büyümeli. Sadece Kızılcaköy’ün sorunu değil bu. Bütün Aydın’ın, bütün Türkiye’nin sorunu. Yetkililer sizi yumuşatmaya çalışır ama aslında JES’leri kuranların yanındadırlar. Biz köylüler, emekçiler birleşe birleşe mücadeleyi büyüteceğiz” dedi.
Şirketlerin, köylüleri, santrallerin yararlı olduğu noktasında kandırarak, köylülerin topraklarını çok yüksek fiyatlarla satın alarak köylere girdiklerini vurgulayan, eski EMEP İlçe Yöneticisi Tekin Arslan ise şunları ifade etti; “Köşk/Yavuzköy’de öğretmenlik yaparken jeotermalle tanıştım ben. Yavuzköy’de insanların bağlarını, bahçelerini, miktarları çok yüksek paralarla aldılar ve oralara jeotermal kuyuları açtılar. Köyde koku başladı, çürük yumurta kokusu… Sordum mühendis arkadaşıma ve dedi ki: ‘JES’in atıklarını kurallarına göre atmazlarsa, toprağı zehirler, havayı ve suyu zehirler, koku yayar, ağaçları kurutur.’ JES’lerden sonra, sabahları çürük yumurta kokusunu Aydın Merkez’de alıyoruz. Mücadeleyi büyütelim,JES kuyularını açtırmayalım. Bu hepimizin mücadelesi.”
Sendikaya üye olduğu için işten çıkarılan bir başka belediye işçisi Okan Aslan, ‘’Öncelikle, direnişinizin 15. gününü selamlıyorum. Biz de 80 gündür direnişimize devam ediyoruz. Biz direneceğiz! Çocuklarımızın geleceği için, zehir solumamak için haklı mücadelemize devam edeceğiz. Direnişin 15. günü ama 30. da olsa, 60. da olsa devam edin, direnişinizi bırakmayın. Çocuklarınızın geleceğini zehir tacirlerine bırakmayın. Birlik olalım, beraber olalım. Aydın halkı da haklı olduğumuzu görecek ve destek verecek bu mücadeleye. Direne direne kazanacağız” dedi.
SİYASİ PARTİLER BU İŞ HALLOLMADAN KIZILCAKÖYE’E GELMESİN’
Direnen köylülerden Zehra Nine ise ziyarete gelenlere teşekkür ederek şunları söyledi; “Seçimden önce seçim için gelenler, bu iş hallolmadıktan sonra Kızılcaköy’e gelmesinler! Bizler milletin efendisiyiz. Onlar bizi desteklemedikten sonra bizim partiyle işimiz yok. Ben torunlarıma bırakacağım dünyayı temiz bırakmak istiyorum. Ne işi var jeotermalin burada? Ben tezekle ısınmak istiyorum, zeytinyağımı temiz yemek istiyorum, incirimi sağlıklı yemek istiyorum. İncirim küflendi, zeytinlerim kuruyor! Ne yapayım ben böyle jeotermali? Bizi bu illetten kurtarsınlar, öyle gelsinler seçim zamanı, başkanlar, milletvekilleri… Hani bizim belediye başkanlarımız, seçtiğimiz… Onları biz bugünlerimiz için seçtik’’ dedi.
Ne Validen ne de Belediye Başkanından olumlu bir geri dönüş alamadığını söyleyen köylüler, “Yetkililere sesleniyoruz: Biz sıcak su istemiyoruz, muz yetiştirmek istemiyoruz. Biz zaten çok güzel olan doğamızda, doğal yaşamaya devam etmek istiyoruz. Çocuklarımıza temiz bir gelecek bırakmak istiyoruz” şeklinde tepki gösterdi.