27 Eylül 2018 23:45

8 yıl önceki soruşturmanın iddianamesi 9 aydır yok!

2010 yılına dayanan soruşturma kapsamında tutuklanan 15 kişinin iddianamesi 9 aydır hazırlanmadı. Tutuklu yakınları adalet istiyor.

Cihan Dağdelen ve Veli Haydar Güleç (Fotoğraflar Rukiye Dağdelen ve Şiyar Güleç'in arşivlerinden alınmıştır)

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

KHK ile kapatılan TV10’un Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ve TV10 programcısı Veli Haydar Güleç’in de aralarında bulunduğu 15 kişi, geçtiğimiz ocak ayında BDP siyaset akademilerine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan 15 kişi, 9 aydır iddianamelerinin hazırlanmasını bekliyor.

HDP Kongresi öncesinde İstanbul merkezli 7 ilde gerçekleşen operasyon kapsamında gözaltına alınan 44 kişiden 15’i, BDP siyaset akademilerine yönelik 2014 yılında başlatıldığı iddia edilen soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. Soruşturmayı yürüten savcı tarafından  tutukluluklarının yedinci ayında hazırlanan iddianame, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yetersiz bulunarak reddedilmişti. İki kez reddedilen iddianameyi bir üst mahkemeye gönderen savcı, oradan da ret cevabı alınca dosyadaki ses kayıtlarının analizi için kayıtları Adli Tıp Kurumuna gönderdi. Aradan geçen zamana rağmen henüz iddianameleri hazırlanamayan mahpusların aileleri, haksız tutukluluğun bir an evvel sona ermesini talep etti.

‘YÜREĞİM ZİNDANDA’

Dosya kapsamında tutuklu bulunan 31 yaşındaki üniversite öğrencisi Cihan Dağdelen’in annesi Rukiye Dağdelen, oğlunun 2 aydır tecritte tutulduğunu söyledi. Anne Dağdelen oğlunun, aynı dosyadan yargılandığı Veli Haydar Güleç ve Veli Büyükşahin’in koğuşuna geçmek için dilekçe verdikten sonra Silivri Cezaevi’nden Kocaeli Kandıra Cezaevi’ne sürgün edildiğini anlattı. Herhangi bir disiplin cezası olmadığı halde oğlunun tecritte tutulduğunu söyleyen Anne Dağdelen, “Cihan tutuklandıktan sonra Silivri 5 No’lu Cezaevi’ne sevk edildi. 7 ay normal koğuşta tutulduktan sonra kendi dosyasındaki arkadaşlarıyla aynı koğuşa geçmek istedi. Bunun üzerine tekli hücreye konuldu. Tekrar aynı koğuşa gitmek istediği için bir dilekçe daha yazdı ve Kandıra’ya sürgün edildi. Silivri’de 1 ay tek kişilik hücrede tutulmuştu. 1 aydır da Kandıra’da tekli hücrede tutuluyor. Gazete verilmiyor, izole bir şekilde yaşatılıyor. Bir mahkum için yalnız kalmak çok ağır bir durum. Aynı şekilde o acıyı, sıkıntıyı ben anne olarak taşıyorum. Benim aklım, beynim, yüreğim zindanda.” dedi.  

‘SINAVLARA GİREMEDİ, KİTAPLARI VERİLMEDİ’

İstanbul Üniversitesi Fransızca Tercümanlık Bölümü son sınıf öğrencisi olan Cihan Dağdelen’in başarılı bir öğrenci olduğunu anlatan anne Dağdelen, “Cezaevindeyken sınavlarına giremedi. Kitapları verilmedi. Arkadaşları mezun oldu o kaldı.” dedi. Anne Dağdelen, oğlunun 5 yıl önceki sosyal medya paylaşımlarının suçlama konusu yapıldığını söyledi: “Cihan nişanlıydı, evlilik hazırlıkları yapıyordu. Bu durumu hiç beklemiyorduk. FETÖ’cü polislerce hazırlanıp içinde hiçbir şey bulunamadığı için rafa kaldırdığı dosyalar tekrar indirildi. 29 yıl önce eşimi kaybettim ve Cihan’ı babasız büyüttüm. 2 aydır tekli hücrede kalıyor. Bir anne olarak psikolojisinin bozulacağından tedirginlik duyuyorum. Biz evimizde bile bütün gün yalnız durduğumuz zaman kendimizi dışarı atmak istiyoruz. Bu hiç kolay değil. Cihan’ın tekli odadan normal koğuşa geçirilip bir an önce iddianamesinin çıkmasını ve tahliye olmasını talep ediyorum.”

ŞARKI PAYLAŞIMI DELİL SAYILDI

KHK ile kapatılan TV10 programcısı Veli Haydar Güleç’in oğlu Şiyar Güleç de babasına yöneltilen suçlamaların DTK üyesi olmak ve BDP’nin 2010 tarihli siyaset akademilerine katılmak olduğunu söyledi. Şiyar Güleç, babasının sosyal medya hesabından paylaştığı “Benim meskenim dağlardır” isimli şarkının da suç unsuru sayıldığını belirterek, “Yani alakasız bir dolu şey sorgu tutanağının içerisinde. Çıkarıldıkları mahkemede tutuklu yargılanmalarına karar verildi. Ocak ayından beri Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde tutuluyor. Savcı yaklaşık 7 ayda bir iddianame hazırladı. İddianameyi mahkemeye gönderdi ama mahkeme kabul etmedi. Üst mahkemeye gönderdi oradan da yetersiz denilerek reddedildi. Savcı şimdi ilk başta yapması gereken ses karşılaştırma işlemi için telefon tapeleri Adli Tıp’a gönderdi. Avukatlar 2-3 ay da onu bekleyeceğimizi söylüyor. 5 yaşında bir kız kardeşim var. Durum en çok onu etkiliyor. Bir gün bir uyandı babası yok. Kendisine söyledik durumu, babamın cezaevinde olduğunu biliyor. O da o yaşında onunla mücadele etmeye çalışıyor. Oraya gitmek bile bir işkence. Yani bizim her görüş ve ayrılışımız bir dram onun için.” dedi.

‘KIZIMIN HAYATINDAN ÇALINIYOR’

Soruşturma dosyasının 2010’a dayandığını ve o dönem dosyayı hazırlayan polislerin FETÖ’den tasfiye edildiğini hatırlatan Şiyar Güleç, “FETÖ’den görevden alınanların hazırladığı dosyayla dava açmaya, iddianame oluşturmaya çalışıyorlar. Bu durum da süreçle alakalı. Kürt hareketine karşı savaş sürecine geçtiler. Tutuklanmaları Kürtlere karşı açılan savaşın bir ayağı yani. Babamın ve diğer tutukluların bırakılmaması için bir suç unsuru yok.” diye konuştu. Şiyar Güleç’in annesi Leyla Güleç ise şöyle konuştu: “8 sene önceki dosyaların gündeme getirmelerinin sebebi bizi mağdur etmek. Düşman hukuku işletiliyor. Eşim 56 yaşında. 5 yaşında bir kızımız var. Eşim kızımla Zazaca konuşuyordu. Kızım bu süreçte Zazacayı unutacak diye çok korkuyorum. Kızımın hayatından çalınıyor.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Kerem Altıparmak: RTÜK Yönetmeliği ile hassas vatandaş devreye girecek

SONRAKİ HABER

Torunlar faciasına dair TOKİ'ye açılan dava, beraat ile kapatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa