28 Eylül 2018 23:15

Bizim gerçekliğimiz ejderha meyveli smoothie değil!

Tuzla'dan bir metal işçisi yazdı: Bir arkadaşımız 'Okula giden iki çocuğumdan birini servise yazdırsam diğerini yazdıramam, imkanım yok' diyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Metal işçisi
İstanbul/Tuzla

“...Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Bu ihya dönemini hep beraber sürdüreceğiz. Kriz, miriz filan sakın ha bunlara aldırmayın, bunların hepsi manipülasyondur, bizde kriz filan yok, evelallah güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Daha da güçleneceğiz. Öyle AVM'lerde şurada burada manipülasyon yapanlara da aldırmayın. Bundan sonra bu ülkede dolarla, avroyla, şunla bunla kira mira yok. Bu ülkede bundan sonra Türk lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, Amerika değil. Türk lirasının hükmü vardır. Alışverişini de Türk lirası ile yaparsın. Zaruretler ayrı konulardır.” 

AYNI GÜNLERDE, BAŞKA BİR KONUŞMA...

“Ocak ayına kadar sipariş yok. Elimizde olan malzemeyi ya stok yapacağız ya da şu an olan birkaç sipariş olarak göndereceğiz. Malzemelerinin çıktığı bölümde ona (10) yakın tezgah durmuş durumda. Çalıştığımız yurtiçi yurtdışı firmaların birçoğu aldığı malzemeleri azaltmış durumda. Fabrikamızı kurtarmamız lazım. Siz de, biz de buradan ekmek yiyenler olarak işimize sahip çıkacağız. Senelik izni olanları izne çıkaracağız olmayanları da ilerleyen günlere göre ücretsiz izne çıkartabiliriz.”

İlk konuşma ile kabaran göğüsler, gülen suratlar, “Adam haklı beyler” diyen ağızlar ikinci konuşma ile kışa dönmüştü. İlk konuşma evdeki hesaba, pazar parasına, ay sonu cepte kalmayan paraya uymasa da göğüsler kabarmış, at şahlanmıştı şimdilik. Bense bu mektubu gazeteye, gazeteyi okuyan emekçilere endişeler içinde, şahlanan attan hatta eşekten düşmüş gibi ruh hali içinde olan bir metal işçisi olarak yazıyorum. Tuzla’da kocaman bir fabrika bizimkisi. Sadece Tuzla’da da değil tabii ki Romanya’ya kadar uzanan bir sermaye anlatmaya çalıştığım. Valeo, Arçelik, Beko, Aselsan da  ve hatta insani çalışma koşullarından çok uzak 3.Havalimanı’na kadar yurtiçinde çalıştığımız firmalar. İkinci konuşma ise fabrikada ki yöneticilerin konuşması.

GECE SABAH OLMADI

Bu konuşmadan sonra dinleyen bütün herkesin yüzü düştü. O akşam gece, gece de sabah olmadı. ‘Ücretsiz izin’ kelimeleri kafalarda yandı söndü, yandı söndü. İlk etkisi avans ücretinin geç yatması oldu. Sonra birçok bölümde senelik izne çıkartılanlar ile devam etti. Kafalarda onlarca soru. Ücretsiz izin olursa eğer evdekilere ne derim? Okullar da açıldı, nasıl yapacağız? Şimdi her firma böyleyse başka iş bulamayız da. Sendikalı bir yer olan işyerimizde temsilcilere de endişelerimizi, konuşulanları ve ne yapacağımızı defalarca sormamıza rağmen ne doğru bilgi verdiler ne de kaygılarımızı giderecek bir şey söylediler. Bize bir şey olmaz deyip, sanki onlarda krizin olmadığına inanıyormuşçasına geçiştirdiler. Bu sorular ve daha fazlası kafalarda iken çay molasında nasıl yapacağız diye 15 dakikaya sığdırmaya çalıştık sohbeti.

Bir arkadaşım “Kıdem tazminatını fona devredilmesini yeniden açıp gerçekleştirirlerse, bir de işten çıkartırlarsa daha kötü olur” diye başladı. Daha genç bir arkadaşımız fona devir konusunu bilmediğini söyleyince diğeri anlatmaya başladı. “Artık 14 gün üzerinden ve işten atıldığında değil emekli olduğumuzda alacağız, yani iş veren seni istediği gibi işten çıkartabilir, ha bir de ölürsen ancak ailene veriyorlarmış.” Genç olan biraz şaşırdığını belli etse de “Zaten bizim için ne yapıldı ki? Kriz olunca patron makineyi satar, basar gider, ömür boyu rahat yaşar. Peki biz ne yapalım, bizim için niye iyi bir şey söylemiyor kimse başta da devlet?​”

Mola bitti ve içeri girip kafa karışıklığı,endişe,korku ile çalışmaya devam ettik.

EKMEK ALAMADIĞIM ZAMANLAR OLUYOR

En büyük otomotiv firmaları Renault, Tofaş bile iş azaltırken kriz olmadığına inanmak bile mümkün gelmezken kriz yok demek nasıl oluyor? Bir arkadaşımız “Okula giden iki çocuğumdan birini servise yazdırsam diğerini yazdıramam, imkanım yok. O yüzden ikisini de yazdıramadım” dedi. Çocuğa orta okula giden başka biri ise “Pantolon geçen seneye göre 15 lira daha fazla, bu yüzden alamadım. Allah’tan ortaokula devam ediyor da aynı pantolonu giyebilir” diye dert yandı. Bir başka arkadaşımızı ev sahibi evden çıkartmak istiyor. O da uyguna bir ev bulmaya çalışıyor ama nafile. Onun çocukları da başka firmalarda çalışıyorlar ve ücretsiz izindeler. “Tek maaşla çok zor oluyor” dedi. Defalarca yemin ederek, “Öyle zaman oluyor ki  ekmek alacak parayı bulamıyorum” diye devam etti.

Kendi aramız da gülüp “Çalışırken uyumamak için çiğnediğimiz sakız bile 1 lira artık” diye konuşuyoruz hatta. Patron avansı geç yatırmak zorundayım derken bizim sakız dahi alamamız da ayrı bir komik değil mi? Tabii krizin gerçekten olmadığını, dış güçlerin doları yükselttiğini söyleyen arkadaşlarımız da az değil. Sorduk tabii “Senin ekonomin güçlü olsaydı, şartların iyi olsaydı dış güçler seni etkiler miydi? Madem kriz yok yasaklansın o zaman ücretsiz izinler, işten atmalar.”

İŞÇİNİN GERÇEĞİ

Bizim gerçekliğimiz sarayda içilen ejderha meyveli smoothie değil. Bizim gerçeğimiz ekmek parası bulamamak. Çocukları servise yazdıramamak. Bizim gerçeğimiz saç kurutma makinesi ile çocuklarımızı ısıtmaya çalışırken bu acıya dayanamayıp yaşamaktan vazgeçmek, vazgeçirilmek zorunda bırakılmak .Artık attan düştüysek, hatta hiç atın üstünde olmadığımızı, olsak da dizginlerin bizde olmadığını görmek zorundayız kardeşlerim. Bizim biribirimizden başka tutunacak, yan yana duracak kimsemiz yok. Daha kötü günlere, krizi en derinden yaşamaya, bizi bu duruma mahkum edenlere, yaşadıklarımızı görmezden gelenlere karşı hep birlikte hazırlanmaktan başka çaremizde yok.

Cargill, Süperpak, BBS, Flormar, Tüpraş, 3. havalimanı işçileri günlerdir, haftalardır, aylardır direniyor. Onların mücadelesi ve daha örgütlüsü, daha fazlası yol olsun bizlere.

EVRENSEL’E TEŞEKKÜR

Son olarak Evrensel gazetesine, çalışanlarına binlerce kez teşekkür ederim. Bu benim ilk mektubum değil. Hiçbir zaman biz işçilerin sesini duyurmaktan vazgeçmediği, bizleri geri çevirmediği ve tabii ki çevirmeyeceği için teşekkürler. Sesimize ses oluyorsun. İyi ki varsın Evrensel!

ÖNCEKİ HABER

Satışın gerçekleştiği CMS’de işten çıkarmalar başladı

SONRAKİ HABER

Deniz tükendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa