KYK’da kalmak zulme döndü
Denizli'den bir öğrenci yazdı: Ben dahil, çevremde rahat geçinen hiçbir arkadaşım yok. Hepimiz her ay maddi sıkıntı yaşıyoruz.
Fotoğraf: Pixabay
KYK’da kalan bir öğrenci
Denizli
Merhaba Evrensel okurları;
Ben Pamukkale Üniversitesi’nde okuyorum. Denizli’de KYK’ da kalıyorum. Denizli’de üniversite yerleşkesinin etrafı genellikle apartlarla donatılmış halde. Apart kiraları ise fahiş fiyatlarda. Eğer aileniz zengin değilse burada KYK’da kalmak zorundasınız. Tek iyi yanının okula yakınlığı olduğunu yazmadan geçemeyeceğim. Ancak KYK’da yaşamak adeta bir survivor.
Devletimiz geçen sene KYK’da kalan öğrencilere 3.5 lira kahvaltı için, 7.5 lira da akşam yemeği için veriyordu. Bu sene verilen bu paralar arttı ve kahvaltı 4, akşam yemeği ise 8.5 lira oldu. Bu durum dışarıdan bakıldığında, devletin bize yaptığı bir iyilik gibi görünse de aslında durum çok farklı. Örneğin geçen sene bedavaya aldığımız bir dilim ekmeği artık 25 kuruşa alıyoruz. Geçen sene verilen 3.5 lira ile kahvaltıda en az 4-5 çeşit yiyecek alabiliyorken bu sene, 2 çeşit aldığımızda cebimizden para ödüyoruz. Küçük ayran bile normal bir markette 1 lira iken burada 1.5 lira oldu bu sene. Bize daha fazla yiyecek alın diye 4 lira yaptık diyorlar ama her şeye zam yaptıklarını söylemiyorlar. Kısacası KYK’da yemek konusu büyük bir problem, evde bir tabak yemekle sabaha kadar acıkmıyorken yemekhanede yediğimiz 3 tabak yemekle 1 saat sonra acıkıyoruz. Gramı azaltılmış, tadı olmayan, pahalı yemeklerle sürekli aç kalıyoruz burada.
Yurdumuzda yemekhane dışında bir de binamızda kantin var. Ancak kantindeki fiyatlar da yemekhaneden farklı değil. Zaten yurdun içine ketıl vb şeyleri almıyorlar. Mecburi olarak çayımızı kahvemizi kantinden almak zorundayız. Odalarda ketılın yasak olması da bence bu yüzden. Amaçları kantine para kazandırmak. Gece ders çalışırken bir kahve içmek istiyoruz mesela ama ne kantin açık ne de sıcak su edinebileceğimiz bir yer var. Kantinde belirli markaların kozmetik ve bakım ürünleri satılıyor. Ancak yurtta kalanlar el emeğiyle yaptığı takıları satamıyor.
Yurtta tüm bu maddi problemlerin yanında bir de güvenliğin bizler üstünde kurduğu tahakküm var. Saçma sapan despotluklar uygulanıyor öğrencilere. Yurda her giriş çıkışımızda tanımadığımız güvenlikler valizlerimize, özel eşyalarımıza bakıyor, karıştırıyor. Valiz kontrolleri her zaman rahatsız edici bir şekilde yapılıyor. Güvenlik görevlilerin çoğu göze girme çabasında. Sisteme o kadar bağlılar ki, öğrencileri en çok sıkan en iyi güvenlik görevlisidir diye düşünüyorlar. Çantamızda taşıdığımız Türk kahvesinin bile hesabı soruluyor. İkna olmadıklarında da (genellikle ikna olmuyorlar) el koyuyorlar yasak diyerek. Yasaklar güvenlik görevlilerin o günkü psikolojisine göre değişebiliyor.
Yurda son giriş saati 23.00. gece binanın dışına çıkmak da yasak. 24.00’a kadar da bahçede oturabiliyoruz. Ancak daha sonrasında kapının önüne bile çıkmak yasak. Çıkmak istediğimizde ise hakkımızda işlem yapılmasıyla tehdit ediliyoruz. Erkeklerin kaldığı KYK’da bu yasaklar genellikle esnetiliyor ama kadın öğrencilerde hiçbir esnetme olmamasının yanı sıra daha da sert kurallar uygulanıyor. KYK’da kalmak bizi maddi manevi her anlamda zorluyor. Ben dahil, çevremde rahat geçinen hiçbir arkadaşım yok. Hepimiz her ay maddi sıkıntı yaşıyoruz.
Mezun olana kadar (mezun olup işsiz kalmak için) KYK zulmünü çekmek zorundayız. Çünkü apart tutup fahiş kiralar ödemek daha da zor. Ölümü gösterip sıtmaya razı edildik kısacası.