İthalat Çin'de de olsa bulup, alıp geliyoruz
Antep fıstığı İtalya, kayısı Fransa, et Bosna Hersek'ten alınıyor artık. Sedat Başkavak'ın yazısı bu bağımlılığın daha da artacağına işaret ediyor.
Sedat BAŞKAVAK
“Yazın biz Bulgaristan’dan elektrik alıyoruz. Kışın Bulgaristan bize elektrik veriyor” diyen Süleyman Demirel’in bu sözleri üzerinden çok zaman geçti. Bulgaristan’dan elektrik ithal ediyoruz demenin moral bozucu halini perdeleme çabasıdır, bu sözler. İthalatı bile bir kazançmış gibi pazarlama durumu. Eskinin Demirel’i öyle söylerken bugünün AKP yöneticileri de “hızlı şekilde fiyatı artan ürüne müdahale ediyoruz, enflasyon için müdahaleden çekinmeyiz” diyerek kuru fasulye, kırmızı biber ve et ithalatı için aldıkları kararı açıklıyorlar. Hayvancılığı bitirdik, tarımı çökerttik, köylüyü toprağından kopardık o nedenle üretim azaldı, ithalata mecbur kaldık diyemiyorlar. “Artan ürün fiyatı ve enflasyona müdahale” diyerek hızla başvurulan ithalatı AKP Hükümetinin başarası olarak yutturmaya çalışıyorlar.
2016 yılında 142.5 milyar dolarlık ihracata karşılık 198.5 milyar dolarlık ithalat yapılmış. Böylece 2016 yılında 56 milyar dolarlık dış ticaret açığı verdik. 2017 yılında 157 milyar dolarlık ihracata karşılık 234 milyar dolarlık ithalat yaparak 77 milyar dolar dış ticaret açığı veren bir ülke durumuna geldik. Büyüyen ekonomi, kişi başı milli gelir derken bir yılda yüzde 40 artışla ithalatta Ortadoğu, Balkanlar ve Avrupa’da kıskanılan bir ülkeyiz desek yeridir. Bütün ithalat kalemleri gazetenin tamamını kaplayabilir, o nedenle asıl olarak geçtiğimiz gün Rusya’dan ruble buğday ithalatı kararı nedeniyle tarım ürünleri üzerinden konuyu ele almak yeterli olacaktır.
2017 yılı Resmi Gazete ilanlarında KHK ile ihraç edilenler listesinden sonra en çok dikkat çeken konulardan biri de tarım ürünleri ithalat kararları oldu. Nisanda kuru fasulye ve kırmızı biber ithalatı için bakanlar kurulu kararı açıklandı. Daha sonra canlı hayvan, kırmızı et, buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergileri düşürüldü. Bir başka kararname ile Et ve Süt Kurumuna sıfır gümrükle 90 bin ton kırmızı et ve 975 bin canlı hayvan ithalatı izni verildi. Bir kararname daha yayınlandı ve Toprak Mahsulleri Ofisine 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirincin sıfır gümrükle ithalatına izin verildi. Hasat zamanı yapılan ithalat baskısıyla ürün fiyatı düşerken, TMO tarafından açıklanan müdahale alım fiyatları da düşük olunca üretici köylü mahsulünü maliyetine bile veremez duruma geldi. 2012 yılından 5 yıl sonra ağustos ayında yine saman ithalatı yapıldı. 22 Kasım 2017’de saman ve kaba yem’de sıfır gümrükle ithalat izni çıkarıldı. Yıl sonuna yaklaşırken kuru fasulye, nohut, barbunya ve börülcede gümrük vergileri düşürülerek ithalatın önü açıldı. Geçtiğimiz yılda da çiftçiden esirgenen destek, dolarla yabancı ülke ekonomilerine verildi. Üretici köylü emeğinin karşılığını alamadığı gibi ithalat baskısı nedeniyle düşen mahsulünü de daha ucuza satmak zorunda kalıyor. İthalat politikalarındaki bu ısrar önümüzdeki yıl başta buğday olmak üzere pek çok üründe üretim azalmasını beraberinde getirecek. Uzmanlar üreticinin para kazanacağı başka ürünlere yönelmesi nedeniyle önümüzdeki yıl da buğdayda kıtlık yaşanacağını belirtiyor.
İTHALAT ÇİN’DE DE OLSA BULUP, ALIP GELİYORUZ
2017 yılında yapılan ithalatın hammadde ve yarı mamul gibi girdi ürünler yüzde 85’ini oluşturuyor. 5 milyar 174 milyonluk tarım ürünleri ithalatı da bu miktarın içinde ciddi bir yekün tutuyor. En çok ithalatı 23.3 milyar dolarla Çin’den yapıyoruz, metal, makine, elektronik eşyanın yanı sıra tarım ürünlerinde de hatırı sayılır bir miktar ithal ediliyor. İthalat Çin’de de olsa bulup, alıp geliyoruz. Çay, sarımsak, armut, kuru fasulye ve kabak Çin’den geliyor.
21.3 milyar dolarlık ithalat yaptığımız Almaya’dan motorlu taşıt ve makine parçalarının yanı sıra bezelye, arpa, kuru fasulye ve patates ithal ediyoruz. Fındığı saymazsak Almanya ile yaptığımız ticaretin çoğu, ithalata dayalı ihracat olduğu da ayrı bir tartışma konusu.
ÜLKE ÇİFTÇİSİNE VERİLMEYEN DESTEK RUSYA’YA VERİLİYOR
RUSYA’dan yaptığımız 19.5 milyar dolarlık ithalatın yüzde 50’den fazlasını doğal gaz oluştururken mısır, pirinç, domates, buğday, salatalık, bezelye, nar, kabak ve arpayı da ithal ediyoruz. Uçak düşürme krizi sonrasında barışma adına Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının hızlanması ve Rusya’dan et ithalatının yapılması kararlarına şahit olduk. Dönemin tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba Rusya’dan et alımını “Ülkeler bazen siyasi olarak birbirleri ile alışveriş yapmak zorunda kalıyorlar, Türkiye’nin bazen sıkıştığı durumlar oluyor” diyerek açıklamıştı. Bugün de bir mecburiyet ya da sıkışma sonrası karar mıdır bilinmez ama Rusya’dan ruble ile buğday ithalat kararı açıklandı. 2018 yılında 30 milyon ton buğday ihraç etmeyi planlayan Rusya 9 ayda 24 milyon ton buğday ihraç etmiş. Türkiye, Rusya’dan 6-8 milyon ton buğday satın alan Mısır’ın ardından yıllık 4 milyon tonluk buğday ithalatıyla ikinci sırada yer alıyor. 2018 yılı ise ilk dokuz ayda çoğu yemlik buğday olmak üzere 5.5 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Ette dışa bağımlıydık, şimdide yetiştirdiğimiz hayvanların yemlik buğdayında da Rusya’ya bağımlı olduk diyebiliriz.
Hasat zamanı Toprak Mahsulleri Ofisi üretici köylüden 1 kilo buğdayı 1.05 TL’ye alırken piyasada daha düşük fiyatlar verilmişti. İthal edilecek buğday için Rusya’ya kilo başına 1.56 TL ödeyeceğiz, aradaki fark 51 kuruş (0,5 lira). Döviz kurundaki değişiklikler, Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybının yanı sıra ilaç, gübre, mazot başta olmak üzere tarımsal üretimin girdilerindeki fiyatlar arttı. Artışlar karşısında çiftçiye verilmeyen destekler Rusya ile ruble üzerinden ticaret adı altında kilo başına 50 kuruş olarak Rusya devleti ve tarımına verilmiş olacak.
ANTEP FISTIĞI İTALYA’DAN, KAYISI FRANSA’DAN
TARIM Bakanlığı 2017 hububat raporunda “İthalat ihracat rakamları incelendiğinde net ihracatçıyız” diyor. Rapordaki rakamları alt alta toplayınca geçtiğimiz 10 yılda 934 bin ton arpa ihracatına karşılık 2 milyon 70 bin ton arpa ithalatı yapılmış. Bu durumda net ithalatçı oluyoruz. Ukrayna, Fransa, Rusya ve Almanya’dan arpa alıyoruz.
Ürettiğimiz ayçiçeğinin neredeyse iki katına yakınını Romanya, Moldova ve Bulgaristan’dan alıyoruz. Kerevizi İspanya’dan, enginarı Mısır, KKTC ve Irak’tan alıyoruz. Kavun, karpuzu İran’dan, sarımsağı Çin’den ithal ediyoruz. Kabaktan salatalığa, nardan bezelyeye kadar pek çok üründe başta Rusya’nın kapısını aşındırıyoruz.
Dünyanın beşinci büyük çay üreticisiyiz ama 28 milyon dolarlık ihracat yaparken 2016 yılında 41 milyon dolarlık, 2017 yılında ise 60 milyon dolarlık çay ithalatı yapılmış. Almanya dünya çay üreten ülkeler arasında yer almazken 232 milyon dolarlık çay satışıyla dünya çay ihraç eden ülkeler arasında beşinci sırada yer alıyor. Türkiye ise ihracatçı ülkeler listesinde 25. sırada kendine yer buluyor. 300 bin tonu aşan üretimle incirde dünya birincisiyiz ama yine Almanya ve Fransa’dan incir ithal ediyoruz.
Meksika, Hindistan, Kanada ve Arjantin’den kuru fasulye ithal ederken, nohut için yine Meksika ve Hindistan kapılarını bir kez daha aşındırıyoruz. Üzümü İran, Şili ve Güney Afrika’dan alırken, inanmayacaksınız ama Rusya’dan domates ithal ediyoruz.
Soya, mısır, pirinç Amerika’dan ithal ediyoruz. 2017 yılında 5.9 milyon ton mısır üretimine karşılık 2 milyon 55 bin ton mısır ithalatı yapmışız.
Sanılanın aksine dünya üretiminde söz sahibi olduğumuz tarım ürünlerinde de ithalat yapıyoruz. Antep fıstığını İtalya, Almanya, Mısır ve İran’dan, kayısıyı ise ABD, Rusya ve Fransa’dan ithal ediyoruz. 2015 yılında ithal ettiğimiz 7480 ton kayısının yüzde 30’unu yine ABD’den ithal etmişiz.
Tabi bir de unutmamak lazım meyve suyunda da ithalatçıyız. Ekonomi Bakanlığı 2016 meyve suları sektör raporuna göre yıllık ortalama yaklaşık 25 milyon dolarlık meyve suyu ithalatı karşılığı 2.5 milyon dolar KKTC’ye, 4.5 milyon dolar da İsrail’e ödüyoruz. Brezilya, Çin, İspanya, İran ve ABD’nin yanı sıra Tayland bile meyve suyu ithalatı yaptığımız ülkeler.
BOSNA HERSEK’TEN İTHAL EDİLEN ET ORANI ARTIRILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bosna Hersek ziyareti sırasında “Ekonomi alanında bize 8 bin ton et gönderilmesini, doğrusu ben az buluyorum. Bizim 15 bin tona kadar marjımız var, bu Bosna Hersek’te istihdam sağlayacaktır” sözleri hâlâ hafızalarda. Bosna Hersek’te istihdama katkı sunan ve iki katına çıkan et ithalatının ülke hayvancılığı ve istihdamı için olumsuz etkileri ise çok önemsenmedi.
TÜİK verilerine göre 2016 yılında 1 milyon 173 bin ton kırmızı et üretimi yapılırken 2017 yılındaki kırmızı et üretimi 2015’teki 1 milyon 149 bin tonun da gerisine düşerek 1 milyon 126 bin ton seviyesine kadar inmiş. Et ve hayvan ithalatı artarken ülke hayvancılığı ve kırmızı et üretimi de azaldı. Hayvancılıkta kullanılan yemin yüzde 60-70’i ithal. Tarım Bakanlığı verilerine göre 2018 yılında hayvanlarda yapılacak suni tohumlama için verilen 4 milyon 264 bin doz dondurulmuş domuz sperması ithalatına izin verilmiş. Hayvana yapılan suni tohumlama ithal, vurulan aşı, hastalık halinde verilen ilaç ithal.
Hayvan ithalatında11’i karkas et olmak üzere toplam 26 ülkeden karkas et ve canlı hayvan ithalatı yapıyoruz. Belçika, Fransa, Polonya, Romanya, Letonya, İspanya, Bosna Hersek, Sırbistan, Macaristan, Gürcistan ve Brezilya’dan karkas et ithalatı yaptığımız ülkeler.
EYYYY AMERİKA! BİZE ET VE SÜT ÜRÜNLERİ GÖNDER
16 yıllık AKP iktidarının son 6 yılında en çok duyduğumuz sözlerden biridir, “Eyyyyy Amerika” sözü. “Onların doları varsa bizim Allah’ımız var” sözünü takip eden “Bize ekonomik savaş açtılar” cümlesiyle geçti günler. Bugün anlıyoruz ki tüm bu bağırma ve diklenmeler yapılırken temmuz ayında ABD ile süt ürünleri sertifikası sorunu çözülmüş ve eylül itibariyle de ithalat kararı alınmış.
Amerikan Tarım Bakanlığı yaptığı açıklamada ortak bir sertifikada anlaştıklarını ve Türkiye’ye süt ürünleri ihraç edeceklerini belirtti. Yıllık 213 milyon dolarlık süt ürünleri ithal eden Türkiye’ye 2014 yılında peynir, tereyağı, bebek maması ve laktoz gibi 24.2 milyon dolarlık süt ürünleri sattıklarını belirtmişler. Ülkede süt üreticisine verilmeyen destek, bu seferde Amerikan tarım endüstrisine verilmiş olacak. Böyle “Eyyyy Amerika” cümlesi yüklemini de üzerine alarak “Bize TIR TIR, gemi gemi süt ürünleri gönder” sözleriyle tamamlanmış olacak.