Şırnak Belediyesi, kayyımlar, icraatları...
Tüm Bel-Sen MYK Üyesi Satı Burunucu, kayyım atanan Şırnak il ve ilçe belediyelerindeki izlenimlerini aktardı.
Fotoğraf: MA
Satı BURUNUCU
Tüm Bel-Sen MYK Üyesi
Sendikamızın örgütlenme programı gereğince işyeri çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hakkari şubemize bağlı örgütlenme alanı içerisinde Şırnak ili ve Cizre, Silopi, Beytüşşebap ilçelerinde toplantı ve görüşmeler yaptık. Çalışmanın kapsamı, KHK’lerle ihraç edilmiş üyelerimizle ve halen çalışmakta olan arkadaşlarımızla; toplantılar, belediye işçileriyle, halktan kimi yurttaşlarla sohbetler ve yaklaşan yerel seçimler, yerel yönetimlerin merkezi vesayet altına alınması şeklindeydi.
Sendikamızın 1700 ihracından 1500 kadarı sadece bölge illerinden. KHK’lerle bir gecede işsizleştirme baskısına kayyım belediyelerinde örgütsüzleştirme süreci de eklendi. Yıllardır bölgede örgütlenme fırsatı bulamayan Bem-Bir-Sen bu fırsatla örgütlenme(!) olanağı buldu. Belediye emekçileri ‘sıradaki KHK ile işten atılmak istemiyor ve toplusözleşmeniz iptal edilmesin istiyorsanız Tüm Bel Sen’den istifa ederek Bem-Bir-Sen’e üye olun’ baskısını belediye yönetimi hatta kimi yerlerde valilikler eliyle üstlerinde hissettiler.
Beytüşşebap ve Silopi ilçelerine ilk kez gittim ancak Şırnak ili ve Cizre’ye kente giriş yasaklarının olduğu yıkım sürecinde gitmiştim. Şimdiki süreçle o dönemi karşılaştırdığımda neredeyse kent ve ilçelerin tamamen yıkılıp yeniden inşa edilmekte olduğunu gözlerimle gördüm.
Yapılan görüşmelerde halkın iradesini gasp ederek seçilmişlerin yerine kayyım atayanların sadece belediye başkanlarını değil, belediye meclislerini de toptan devre dışına attıklarını öğreniyoruz. Belediye meclislerini toplantıya çağırmayan kayyım yönetimlerinin yanı sıra kayyımla çalışmayacağını ifade eden belediye meclis üyeleri de belediyelere neredeyse hiç ayak basmıyor.
Belediye emekçileri ve yöre halkıyla görüştüğümüzde kayyım belediyelerinin yolsuzlukları ve belediye olanaklarını nasıl kullandıkları konusunda bilgileniyoruz. Bunları raporlaştırma ve kamuoyu ile paylaşma isteğimizi ifade ettiğimiz de belediye emekçisi arkadaşlarımız somut belgelere ulaşmanın güçlüğünü ve kaygılarını ifade ediyorlar. Hem merkezi iktidarın hem AKP’li diğer il ve ilçe belediyelerinin olanaklarını bölgeye aktarıyor göründükleri halde, kentlerin, ilçelerin altyapı, ulaşım, konut sorunları gibi hiçbir sorun çözülmediği gibi rantçı yerel yönetim anlayışı en hoyrat haliyle uygulanmış/uygulanmakta. Kitlesel işten çıkarmaların karşısında diğer illerden görevlendirmeler ve yüzlerce işçi alımı yapılmış. Borçsuz el konulan belediyeleri ağır borç yükü altına sokmak, belediye emekçilerini örgütsüzleştirmek, belediye arsalarını çeşitli bakanlıklara ve yandaşlara peşkeş çekmek, kadın ve çocuk merkezlerini kapatmak merkezi idarenin gericileştirme uygulamalarını yerelden de yürütmek, yandaş taşeron şirketler ve esnafla yeni bir rant alanı oluşturmak ise başlıca uygulamalar. Şimdi bu yaşananlar üzerinden belediye emekçileri ve halkın aktardıklarından örnekler vermek istiyorum. HDP, Şırnak Belediyesi’ni 28 milyon borçla devralırken kayyım geldiğinde belediyenin 9 milyon lira mevcudiyeti var. Ancak kayyım belediyesi şu ana kadar belediyeyi 360 milyon lira borçlandırmış seçime kadar da bunun giderek artması bekleniyor. Belediyenin bütün arsaları bakanlıklara devredilmiş. Silopi Belediyesi hakkındaki aktarımlar ise akıllara durgunluk verecek düzeyde. Silopi Belediyesi’ne 13 milyon lira ile el koyan kayyım yönetimi belediyeyi 200 milyon borçlandırmış. 11 milyon değerinde 450 dönüm arsanın AKP ilçe başkanına 11 bin lira arsa rayiç bedeli üzerinden satıldığı da iddialar arasında. 200 işçiyi işten atan kayyım yönetimi Viyan Kadın Dayanışma Merkezini kapatarak yerine Kur’an kursu açıyor. Camilere 100 bin lira değerinde halılar alınırken burada kayyımın görevlendirdiği iki başkan yardımcısı mülkiye müfettişleri tarafından görevden alınıyor. Yine belediye tarafından sendikalar ve demokratik kitle örgütlerine tahsis edilmiş binadan bütün bu kurumlar çıkarılarak buraya TÜRGEV, Osmanlı Ocakları, AKP teşkilatları yerleştiriliyor. Silopi sanat sokağında bütün ağaçlar ve Nuh’un gemisi heykeli kaldırılıyor...
Sonuç olarak HDP kayyımların yeniden atanabilme ihtimaline karşılık bir örgütlenme ve mücadele yürüteceğini seçim hazırlıkları ile birlikte ele alıyor. Tekrardan, halk iradesine kayyım yoluyla el konulması haline sadece belediyelerini geri almak değil, aynı zamanda korumak ve belediyecilik anlayışını yeniden ele almak üzere hazırlanıyor. Belediye emekçileri ise bir yanı kaygı bir yanı umut olan bir bekleyişle bu sürece katkısını tartışıyor. Burada çeşitli kaygılar var tabi ki... Belediyelerin idari ve mali olarak merkeze bağlanması, belediye gelirlerinin %30 oranda düşürülmesi, belediye başkanlıklarını ve meclis üyelerini görev yapamaz duruma getirerek adeta merkezi iktidarın müdürlükleri haline getirilmek istenmesi...
Ayrıca bu sürecin eleştirel bir süzgeçten geçtiği de anlaşılıyor. Gerek kayyımlar atandığında o zor süreçte halkın iradesinin gasp edilmesine karşı kitlesel mücadelelerin neden verilemediği, gerekse öncesinde demokratik ve halkçı bir yerel yönetim anlayışı beklentisindeki hayal kırıklıkları gibi... Yerel seçimlerde halkın iradesine dayanan belediyeler için önemli bir mücadele süreci yaklaşıyor anlaşılan.