10 Ekim 2018 00:40

Türkiye gençlik hareketi tarihinden portreler: 1970’ler-2

ÖTK'ların kurulmasından öğrencilerin kendi talepleri etrafında mücadele etmesine kadar dönemin koşulları ve yaşanan olaylar...

Fotoğraf: Melih Rüstü Çalıkoğlu/ Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)

Paylaş

 

ÖĞRENCİ TEMSİL KURULU

1975 Nisan'ında ODTÜ gençliği, mütevelli heyetlerine karşı özerk-demokratik üniversite talebiyle sekiz ay süren büyük bir boykot yapar. ÖTK'nın doğuşu bu boykotla olur. Sekiz ây gibi uzunca bir süre süren boykotun organizasyonu, boykot süresince üniversitedeki faaliyetin düzenlenmesi vs. belli birtakım mekanizmaları ve işleyişi gereksinir. Olayın bir de ilginç bir yanı vardır. ÖTK'nın isim babalığı şerefine rektör Tarık Somer nail olur. ODTÜ-DER'i kapatmak isteyen rektör Tarık Somer, "ODTÜ-DER bir avuç anarşistin yeridir, öğrencileri temsil edemez" gerekçesiyle ODTÜ-DER'den kurtulmak ister. ODTÜ-DER'i kapatma kararını meşru göstermek için de, "öğrencileri ancak demokratik bir temsilcilik kurumunun temsil edebileceği"ni söyler. Rektörün bu açıklaması ODTÜ öğrencilerinin eline iyi bir fırsat verir. Temsilcilik hakkı ileri sürülür ve rektör kabul etmek zorunda kalır.

BEYAZIT KATLİAMI

16 Mart 1978'de, İstanbul Üniversitesi önünde, okuldan çıkmakta olan öğrenci kitlesinin üzerine bombalarla ve silahlarla saldırılır; 7 öğrenci hayatını kaybederken, onlarcası yaralanır. Katliamın hemen ardından, 2 bin öğrenci İstanbul Üniversitesi merkez binasında işgale başlar. Katliam duyulur duyulmaz, İstanbul'un dört bir yanından bütün üniversite ve çeşitli liselerden pek çok antifaşist insan üniversiteye koşar. Beyazıt'tan Sirkeci'ye yapılan yürüyüş büyük bir antifaşist gösteriye dönüşür.

İYÖKD VE AYRIŞMALARDAN SONRA GENÇLİK ÖRGÜTLERİ

Homojen bir yapıya sahip olmayan İYÖKD içindeki farklı grupların tartışmaları ve yönetim kurulu üyelerinin bir kısmının tutuklu olması nedeniyle seçimleri yenileme yoluna gidilir. İYÖKD'nin İkinci Kongresi buna yöneliktir. Bütün okul ve fakültelerde seçimlere gidilir. Ne var ki, seçimler daha güçlenmiş bir örgüt, gençliğin ortak bir platformda birliğini sağlamaz; tam tersine gençliğin mücadelesini zayıflatan bir ayrışmayı doğurur.Ayrışmanın nedeni kuşkusuz ki, kongrenin kendisi değil, 12 Mart darbesi öncesi mirasının olumsuz yanının hortlatılmasıdır: İYÖKD, kuruluşunda farklı görüşlere mensup gençlik kesimlerinin ortak çabasıyla kurulmuş olma gibi olumlu bir özellik taşıyordu. Yine, İstanbul yüksek öğrenim gençliğinin antifaşist mücadele platformunu ifade etmesi ve militan tutum ve çizgisiyle İYÖKD olumlu yanlar taşımasına karşın bir takım zaaflara da sahipti.İYÖKD'nin, kuşkusuz en temel zaafı, öğrenci gençliğin kitlesel bir örgütü değil, bir devrimci gençlik örgütü olmasıydı. Üstelik bu devrimci gençlik örgütü, Dev-Genç gibi, birimler temelinde örgütlenerek yığınlarla organik bağlara da sahip değildi. Bu durum, örgüt içinde grupçuluk eğilimlerini kışkırtıcı bir durumdu. Gruplar arası rekabet örgüt içinde demokrasi yokluğu ile birleşince, homojen bir yapıya sahip İYÖKD kaçınılmaz olarak parçalanma sürecine girdi.

İYÖKD'nin kapatılmasından sonra, yeni bir derneğin hemen açılması çalışmalarına başlanır. İstanbul'da tek bir kitle örgütünde fikir birliğine varılır. İYÖD yalnızca cepheci görüşe mensup kesim tarafından 1976 yılında kuruldu.  Bir tarafta bu gelişmeler yaşanırken, öte yandan 1976 Kasım'ında İstanbul, Ankara ve Erzurum yüksek öğrenim gençlik derneklerinin birleşmesiyle Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu DGDF kuruldu.

 

YURTSEVER GENÇLİK DERNEKLERİ FEDERASYONU

İYÖKD'den İYÖD'e geçiş evresinde ayrılmak durumunda kalan kesimler de Yurtsever Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonunu oluştururlar. THKO, THKP-C/M-L ve Halkın Gücü taraftarlarının birlikte oluşturdukları ve yüksek öğrenim gençliğinin yanı sıra liseli öğrenci gençliği ve işçi, köylü gençliği de kucaklamayı amaçlayan örgütlerdir YDGD'ler (1977). Ne var ki, farklı siyasal grupların yer alması sürekli olmamıştır; yığınların taleplerinden çok grupların talep ve kısa vadeli çıkarlarının öne çıkarılması, tüm gençliği kazanma perspektifinin yaşama geçmemesi ve kazanılacak kitlenin siyasileşmiş öğrencilerle (diğer gruplardan farklı olarak genç işçi ve köylüler, ama onların en ilerileri) sınırlı olması grup çatışmalarını kaçınılmaz olarak gündeme getirmiştir. Ve YDGD'ler THKO taraftarı işçi, öğrenci ve köylü anti-faşist, anti-emperyalist gençliğin örgütü oldular.

YDGD'ler gençlik hareketi içindeki bölünmeye paralel olarak doğmuşsalar da, gerek kuruluş ve ilk dönemlerindeki farklı eğilimlerden gençliği kapsıyor olması ve, gerekse gençlik örgütlenmesini yüksek öğrenim-üniversite gençliğinin dışına orta öğretim öğrenci gençliğine ve köylü ve işçi gençliğine doğru yaygınlaştırması açısından, 77-80 döneminin öteki gençlik örgütlerinden ayrılır, işçi gençliği gençlik hareketi ve örgütlenmesinin merkezine koyma ve bunu temel alma, YDGD'ler döneminde ileri sürülmüş ve savunulmuş, uygulamaya sokulmuştur. Kuruluşundan bir yıl sonra YDGD'ler işçi, öğrenci ve köylü gençlerden oluşan binlerce üyeye sahipti ve etkilediği ve harekete geçirdiği gençlik bundan çok daha fazlaydı. 1978 Aralık'ı sıkıyönetimiyle birlikte bütün dernekler ve diğer örgütler gibi YDGF ve birçok şubesi kapatıldı. Bu yasa-dışı koşullarda bile YDGF'nin ülke çapında 60 binin üzerinde üyesi vardır. YDGD'ler yarı legal olarak faaliyetlerini sürdürürler. Ve son YDGF kongresi yasa-dışı olarak yapıldı.

Darbeyle birlikte, YDGF-GKB dışındaki hemen tüm gençlik örgütleri fiilen de ortadan kalktı. On binlerce antifaşist genç ne yapacağını bilmez bir halde Cuntanın pençesine düştü. YDGF, gerek ideolojik gerekse politik bakımdan nispeten daha hazırlıklı olduğundan faaliyetinin bir zaman daha sürdürmeyi başardı. Ama o da, bir süre sonra, kendi iç ve dışından gelen baskı ve sorunlar karşısında varlığını sürdüremez duruma geldi.12 Eylül darbesi ve sonrası karanlık dönemi gençliği kendi safına çekmek için her yola başvurdu ve eskinin mirasını unutmuş "yeni" bir gençlik kuşağı yaratmayı amaç edindi.

ÖNCEKİ HABER

Şeytan üçgeni: öğrenci evi, KYK yurdu ve özel yurt

SONRAKİ HABER

Fabrika ile fakülte arasına sıkışmış yaşam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa