22 mültecinin yaşamını yitirdiği kazada gözaltı sayısı 7'ye çıktı
İzmir'de mültecileri taşıyan kamyonun dere yatağına devrilmesi sonucu 22 kişinin yaşamını yitirdiği kazaya ilişkin 7 kişi gözaltına alındı.
Fotoğraf: AA
İzmir'de dün kasasında mültecileri taşıyan kamyonun devrilmesi sonucu aralarında çocuklarında olduğu 22 kişi yaşamını yitirdi. Kazada 13 kişi de yaralandı. Bugün kazayla ilgili şoför Mustafa Yılmaz dahil 2'si Suriyeli 7 kişi gözaltına alındı. Adreslerinde gözaltına alınan şüpheliler işlemleri için emniyete götürüldü. Soruşturmanın devam ettiği belirtildi.
İzmir'de, 14 Eylül günü sabah saatlerinde kasasında mültecilerin bulunduğu kamyon, havalimanı yolu Menderes kavşağında Değirmençay'a devrildi. Kamyonun ters döndüğü kazada, aralarında çocuk ve bebeklerin de olduğu 22 kişi hayatını kaybederken, 9'u çocuk 13 kişi de yaralandı.
DHA'nın aktardığına göre kazada yaralanan ve tedavileri sürdürülen 9 çocukla ilgili İl Göç İdaresi ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından çalışma başlatıldı. Anne- babalarını kazada kaybeden çocukların, yakınlarının ortaya çıkmaması durumunda yurtlara yerleştirileceği açıklandı.
İzmir Adli Tıp Kurumu'nda bulunan 22 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların sürdürüldüğü, DNA örnekleri alındığı, bu incelemeler tamamlandıktan sonra yakınlarının çıkması durumunda onlara teslim edileceği, aksi halde kimsesizler mezarlığında defnedileceği belirtildi.
KAMYON SÜRÜCÜSÜ: ÖNÜME BEYAZ ARAÇ ÇIKTI
Kazadan yaralı kurtulan kamyon sürücüsü Mustafa Yılmaz, hastane polisine verdiği ilk ifadede, '09' Aydın plakalı kamyonu ile saat 03.00'te Söke'den yola çıktığını, Sazlıköy'ü geçtikten sonra mültecileri kamyona aldığını ve yakıtı olmadığı için Selçuk otobanına girdiğini, kazanın olduğu Kısıkköy bölgesinde ise önüne beyaz aracın çıktığını, çarpmamak için ani hareket yaptığını ve kavşakta kontrolü kaybederek, dereye uçtuğunu söyledi.
Kazanın yaşandığı karayolunda herhangi bir fren izine rastlanmazken, kamyonun bariyerlere çarptıktan sonra dere yatağına uçtuğu belirlendi. Sürücü Yılmaz'ın ilk ifadesinde söylediği, “Önüme beyaz bir araç çıktı, çarpmamak için direksiyonu kırdım” sözleri üzerine ise bu etkenin kazaya neden olup olmadığı araştırılıyor.
Öte yandan kazanın görgü tanığı Mehmet Eker, ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Eker, kaza sonrasında yoldan geçerken yaralı bir kişinin önüne çıktığını ve sadece kendisinin yaralı olduğunu söylediğini ifade etmişti. Kazanın yaşandığı yerde trafik tek şeritten veriliyor devam ediyor. Kamyon sürücüsü Mustafa Yılmaz'ın çeşitli suçlardan poliste suç kaydının bulunduğu da inceleme sonrası ortaya çıktı. Sürücünün kamyon kullanabilmek için gerekli 'C sınıfı' ehliyeti yerine de otomobil kullanabildiği 'B sınıfı' ehliyeti olduğu belirlendi.
ŞOFÖR KAMYONU DÖRT GÜNLÜĞÜNE KİRALAMIŞ
Kazanın ardından yeni detaylar da ortaya çıktı. Kazada yaralanan kamyonun sürücüsü Mustafa Yılmaz'ın taksiyle gittiği Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nde kaza yaptığını değil, yüksekten düşerek yaralandığını söylediği belirlendi. Yalan beyanda bulunan Yılmaz'ın kamyonu Söke’de K.D. isimli kişiden günlüğü 1000 liradan 4 günlüğüne iki gün önce kiraladığı öğrenildi.
Kamyonun dere yatağından çıkarılması ve cesetlerin Adli Tıp Kurumu'na kaldırılmasının ardından katliam gibi kazanın gerçekleştiği dere yatağında mültecilerden geriye kalan malzemeler yürekleri burktu. Suyun üzerinde ayakkabı ve kıyafetlerin yanı sıra bebek bezleri, bebek kıyafetleri ve yemek için yanlarında giterdikleri ekmekler yer aldı.
İZMİR BAROSU: KAZA DEĞİL, CİNAYET
Kazanın ardından dün açıklama yapan İzmir Barosu, birkaç gün önce Karaburun’da göçmenleri taşıyan bir teknenin battığını da hatırlatarak, yaşananların kaza değil cinayet olduğunu vurguladı. Açıklamada “Savaş, baskı ve zulümden kaçarak daha iyi bir hayata sahip olmak için çıktıkları bu yolculukta yaşamlarını yitirenlere Allah’tan rahmet, uzaklardaki acılı ailelerine başsağlığı diliyoruz. Dileğimiz mültecilerin bizlere ihtiyaç duymayacağı, ülkelerine özgürce dönebilecekleri barış ve huzur dolu günlerin gelmesi, yahut insanca yaşayacakları kalıcı çözümler üreten, dünyada adil bir dağılımın yapıldığı yeni yurtlar bulmalarıdır. Daha fazla insanın bu tehlikeli yolculuklarda yaşamlarını yitirmemesi için İzmir Barosu olarak bir kez daha savaşa ve şiddete yol açan devletlere, bu savaş ortamını sonlandırmaları, temel insan hakkı olan iltica hakkına saygının geliştirilerek sürdürülmesi, pratikte karşılaşılan zorlukların ve özellikle avukatların mültecilere erişiminde karşılaşılan uygulamadaki engellerin kaldırılması çağrısında bulunuyoruz.” denildi.
CHP'Lİ TUNCAY ÖZKAN OLAY YERİNE GELDİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, olay yerine gelerek yetkililerden bilgi aldı. Daha sonra basın mensuplarına açıklama yapan Özkan, mülteci kaçakçılığına yönelik önlemlerin arttırılması gerektiğini belirterek "İnsan kaçakçılığı dünya üzerinde en alçak suçlardan biri. Ne yazık ki şuanda karşı karşıya kaldığımız tablo büyük bir insanlık dramı. Bunun zengin ülkelere açılışı noktasında zengin ülkelerin oturup bir çözüm bulması gerekiyor. Yoksa bizim geçiş güzargahını oluşturan ülkeler bunu önleyemezler. Ekmek, iş, aş ve huzur içinde yaşama insanlara tanınmalıdır" dedi.
'BUNA KAZA DEMEK MÜMKÜN DEĞİL, DOĞRUDAN CİNAYETTİR'
DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, kazaya ilişkin açıklama yaptı. Aslan, "Yedi yılı aşkın süredir devam eden Suriye savaşı sonucunda yüz binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. Göç yollarında daha güvenli yerler arayan Suriyeli mülteciler, AB ve diğer emperyalist ülkelerin ırkçı ve faşizan politikaları, ülkemizdeki işbirlikçi tutum ve anlayış sonucunda yollarda hayatını kaybetmeye devam ediyor. İzmir’de balık istifi gibi kamyon kasasına doldurulan mülteciler, kamyonun devrilmesi sonucunda içinde çocukların bulunduğu 22 kişi hayatını kaybetti. Buna kaza demek mümkün değil. Doğrudan bir cinayettir. Bölgede yaşanan emperyalist paylaşım savaşı, AKP iktidarının işbirlikçi politikaları bölgede yaşayan halkların göçüne ve ölümlerine neden olmaya devam ediyor. Başta ABD ve Rusya olmak üzere tüm emperyalist güçler bölgeden çekilmeli, Türkiye işbirlikçi politikalardan vazgeçerek, Suriye ve diğer Ortadoğu’daki halkların barış içinde yaşamasına çaba göstermelidir. Demokratik bir Suriye ve demokratik bir Ortadoğu, tüm halklar barış ve eşitlik içinde yaşarsa mümkün olabilecektir." dedi. (HABER MERKEZİ)