PTT Avrupa Yakası Posta İşleme Merkezinde 14 işçi işten atıldı
PTT Avrupa Yakası Posta İşleme Merkezinde çalışan 14 işçi işten atıldı. İletişim-İş sendikası, 'İşçiler örgütlenme tercihleri nedeniyle atıldı' dedi.
Vedat YALVAÇ
İstanbul
İstanbul Topkapı’da bulunan PTT-Avrupa Yakası Posta İşleme Merkezinde Atçı isimli taşeron firmada çalışan 14 işçi, 3 ay önce kayıtsız bir postanın kurumun bahçesindeki servis aracında unutulmuş olması gerekçe gösterilerek işten atıldı. İşletme önünde açıklama yapan DİSK’e bağlı İletişim-İş Sendikası, “Bu olay tazminatsız işten çıkarmaya gerekçe olacak önemde ise, kanunda belirtildiği gibi neden 6 iş günü içinde araştırılıp sonuçlandırılmadı ve ilgili taraflara bildirilmedi?” diye sorarak işçilerin sendika tercihi nedeniyle işten atıldığını bildirdi.
Kapı önünde yapılan eyleme DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan ve Emek Partisi MYK Üyesi Levent Tüzel de katıldı. Burada konuşan İletişim-İş Genel Başkanı Ünal Doğan şunları söyledi: PDM’de Temmuz ayında kayıtsız postanın kurumun bahçesindeki servis aracında sehven unutulmuş olması üzerine müdürlükçe tutanak tutulmuş, tazminatsız işten atmaya gerek olmadığına kanaat getirilmiş olmalı ki başkaca bir işlem yapılmamış, işçiler görevlerine devam etmişlerdir. Aradan üç ay geçtikten sonra konuyla ilgili soruşturma yapmaya yetkili kontrolör çok sayıda taşeron işçinin ifadesine başvurmuş, ifade veren işçi arkadaşlarımızın sözlü beyanlarına göre de kendi ifadelerinin dışında yaptığı eklemelerin altına imza atmaları için baskı yapmış, imza atmamaları halinde işten çıkarmakla tehdit etmiştir. Soruşturmayı yürütmekle görevli kontrolörün görevi, ifadeleri verildiği gibi almak ve kanaatini de bildirir rapor yazıp ilgili merciye sunmak mı yoksa ifadeleri kendi kanaati doğrultusunda vermeye işçiyi zorlamak mıdır?”
YANIT BEKLEYEN SORULAR
3 ay önce yaşanmış bir olay gerekçe yapılarak soruşturma açılması ve soruşturma daha sonuçlandırılmadan 14 taşeron işçisinin işlerine son verilmesine tepki gösteren Doğan, yetkililere şu soruları yöneltti:
♦ Bu olay tazminatsız işten çıkarmaya gerekçe olacak önemde ise, kanunda belirtildiği gibi neden 6 iş günü içinde araştırılıp sonuçlandırılmadı ve ilgili taraflara bildirilmedi?
♦ Tazminatsız işten çıkarmayı gerektirecek mahiyette bir durum gerçekleşmiş ise nasıl oluyor da bu kurum aynı işçilere 3 ay daha belki de en mahrem en stratejik önemdeki postaları (resmi evrak, pasaport, kimlik, oturma izni vb) üzerlerinde taşımalarına, dağıtımını yapmalarına izin verebiliyor?
♦ Tutulan tutanağın üzerinden 3 ay geçmiş olmasına rağmen işçilerin ifadeye çağırılıp işten çıkarılmalarının, merkezimizde yaşanan kişiye özel posta pulu bastırmaları için taşerona dayatma yapılması ve PTT de zorlaşan çalışma koşulları ile ilgili haberlerin ulusal basın ve medya organlarına yansımasını izleyen hafta başlaması tesadüf müdür?
‘GÜVENLİK SORUŞTURMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİLDİR’
Ünal Doğan, iş yükü ağırlığınını, ücret düşüklüğünün, baskı ve dayatmaların işçileri bu yaşananlara karşı örgütlenmeye sevk ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: İşçiler sendikamızı tercih ederek bu sorunlarla mücadele etme yolunu seçmiş, örgütlenmeye başlamışlardır. Açıktır ki PTT AŞ ve Bayrampaşa PDM Müdürlüğü tarafından iş kanununa aykırı davranarak haksız ve hukuksuz biçimde arkadaşlarımızın işine son verilmesinde, işçilerin örgütlenme tercihleri önemli rol oynamıştır. Yine bir kısım işçi arkadaşlarımızın iş akitlerinin feshedilmesinde gerekçe gösterilen güvenlik soruşturması da kabul edilebilir değildir. Kaldı ki işe alımlarda esas olan sabıka sicil kaydının temiz olması yeterliyken bu belgeyi sunup yıllarca kurumda çalışan işçilerin keyfi şekilde işten atılmalarına gerekçe olması inandırıcı olmaktan uzaktır.
İŞTEN ATMALAR İŞ YÜKÜNÜ ARTIRDI
PTT’nin “AŞ” olması ile birlikte giderek artan baskının zaten zor koşullarda çalışan PTT taşeron işçisinin yükünü daha da artırdığını dile getiren Doğan “Daha az insanla daha az paraya daha çok iş yaptırmayı çalışma sistemi haline getiren bir anlayış kurumda hakim olmuştur. Bu anlayışın işleyişte aksaklıklara neden olması sonucu fatura yine taşeron işçilere kesiliyor. Çünkü taşeron işçi kurumdaki iş güvencesi olmayan en örgütsüz kesim, en zayıf halkadır. Örgütlenip hak arayışına girmeleri de yönetenler tarafından hiç istenilmeyen bir durumdur ki son gelişmeler de bunu açıkça göstermiştir” diye konuştu.
İletişim-İş Sendikası olarak başta haksız hukuksuz işten çıkarılan işçiler olmak üzere tüm işçilerin iş ve ekmek mücadelesini yürüteceklerini belirten Doğan, haksız uygulamalara karşı da hukuki süreci başlatarak takipçisi olacaklarını ifade etti.
'ARKADAŞLARIMI HAKSIZ YERE İŞTEN ATTILAR'
İçeride çalışmaya devam eden ve işten atılan arkadaşlarına destek olmak için açıklamaya katılan işçilerden biri, “Çocuk sahibi arkadaşlarımız var, kirada olan var, kredi borcu olan var. Hiçbir gerekçe göstermeden işten attılar. Arkadaşlarımızı da zor duruma düşürdüler. Ben yalnızca arkadaşlarıma destek olmak için buradayım. Buraya çıkıp arkadaşlara destek olduğum için beni de işten atabilirler, umurumda değil. Bu kadar arkadaşımı haksız yere işten attılar. İşten atmalardan dolayı iş yoğunluğu arttı, yapılan işler orada duruyor. Yeni elemanlar getirmişler. Biz yeni eleman mı yetiştireceğiz yoksa postaları mı dağıtacağız? Ne yapacağımızı biz de şaşırdık” dedi.
'ÇOCUĞUMA İLAÇ ALMAK İÇİN BORÇ ALDIM'
İşten atılan işçilerden iki çocuk babası Ali Savutoğlu, önceki gece çocuğunu hastaneye götürdüğünü ve ilaçlarını karşılayabilmek için borç aldığını gözleri dolarak anlattı.
İşten atılan işçilerden 7 aylık ikiz bebeği olan Şeref Boldaz ise şunları söyledi: Eşim de daha bugün işbaşı yaptı. 6 aydır çalışmıyordu. O da taşeron işçi olarak çalışıyordu. Zaten maaş alamıyorduk. Kıt kanat bir şekilde geçiniyorduk. Şimdi benim işten atılmam çok büyük bir problem oldu. Ben buraya iş görüşmesinden geldim. Yarın büyük ihtimalle işbaşı yapacağım. Başka çarem de yok zaten ama bu mücadeleyi de bitirmeyeceğiz.