İmar Kanunu değişikliği ile ülkenin her karış toprağı satışa çıkacak
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, İmar Kanunu değişikliği ile yaşanacak tehlikelere dikkat çekti.
Fotoğraf: Evrensel
Mimarlar Odası Ankara Şubesi 3194 sayılı İmar Kanunu’nda değişiklik öngören taslağı değerlendirdi. Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, taslak ile devletin denetimden elini çekerek denetimi danışman firmalara bıraktığına, ülkenin her karış toprağının satışa hazırlandığına, meslek odalarının hukuksal süreçlerinin önünün kesilmeye çalışıldığına dikkat çekti.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı’na ilişkin basın toplantısı düzenledi. Şube toplantı salonunda gerçekleşen basın toplantısında konuşan Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, hazırlanan taslakla ülkenin değerlerinin yok sayılarak satışa hazırlandığına dikkat çekti. Taslağı, “Ülkenin tamamında idarelerin devre dışı bırakılarak tek adamın verdiği kararlarla rant ilişkisinin örüleceği bir ‘imar faşizmi’ olarak değerlendiren Candan, artık denetimin de danışman firmalar tarafından yapılmasının taslakta öngörüldüğüne dikkat çekti. Candan, “Kanunla denetimden de uzaklaşan bir kamu idaresi görüyoruz. Bugüne kadar bir çok şeyi özelleştirme aracılığıyla yaptılar ancak devlet bütün organlarında denetimi yapıyordu. Ancak taslak ile denetim de özelleştiriliyor. Bundan sonra firmalar denetim sürecinin bir parçası olacak” dedi. Devletin denetlemeden elini çekerek artık sadece rantı planlayan bir sürece gittiğini ifade eden Candan, “Ülkenin her toprağını satışa hazır nesne, kâr getiren bir araç olarak görüyor. Kıyılarımızın, ormanlarımızın, tarihsel varlıklarımızın satışı söz konusu olabilecek” dedi.
‘KRİZE KARŞI ÇÖZÜM DEĞERLİ VARLIKLARIN SATILMASI’
Taslakla dava açma süreçlerine de kısıtlama getirildiğine dikkat çeken Candan, kamu yararını savunan ve devletin kamu yararına aykırı uygulamalarını yargıya taşıyan meslek örgütlerine 6 ay süresi getirildiğini belirtti. Candan taslak ile ekonomide olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir dönemde krize karşı en değerli varlıkların satılmasının da çözüm olarak ortaya konduğunu ifade etti.
MESLEK ODALARINA ENGELLEME
Candan, mülkiyetin olmaması durumunda meslek odası olsa dahi dava açamaz hale getirilmeye çalışıldığını vurgulayarak, bireyin mülkiyeti ile baş başa bırakıldığını, ülke topraklarını parası olanın gelip satın alabileceği imar işgaline açık hale getirildiğini, insanlığın ortak nefes alma alanlarının satışa sunulduğunu, hak aramanın ortadan kaldırıldığını ifade etti.
Candan, taslağı başkanlık sisteminin imar değişikliği ile insanları kontrol altına alan, haklarından mahrum bırakan, kendine ait olduğunu düşündüğü alanlardan vazgeçiren bir sürecin hazırlığı olarak değerlendirdi. Candan diğer yandan yerel yönetimlerin de devre dışı bırakılarak her şeyin tepeden belirleneceğine dikkat çekti.
‘TASLAK EKONOMİK KRİZİN VARLIĞINI GÖSTERİYOR’
Şube Yönetim Kurulu üyesi Nihal Evirgen de taslağın devletin imar ettiği her şeye ekonomik açıdan baktığı bir süreci gösterdiğini, ülkenin içinde bulunduğu durumdan ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. Evirgen, “Kriz her ne kadar ‘psikolojik’ olarak değerlendirilse de somut olarak varlığı taslaktan anlaşılıyor” dedi. Devletin artık sadece özel sektör tarafından gerçekleştirilemeyecek şeyler için devreye gireceğine dikkat çeken Evirgen, diğer yandan hak arayan, kentli yurttaş bilincinin de önüne geçen bir taslak olduğunu vurguladı. Yalnızca mülkiyeti olanların dava açabileceğine dikkat çeken Evirgen, “Kent mücadelesi veren, yurttaş bilincine sahip herkes için anayasaya aykırı bir taslaktır” dedi. Meslek odalarının dava açmasından şikayetçi olunduğu biliniyordu. Hukuksal mücadelemizi engellemek için de 6 ay süresi getirildi. 6 aydan sonrasını ‘Biz affettik’ diyor devlet” dedi.
TOPLUMSAL KARŞI DURUŞ GEREKLİ
Taslakta arsa değerinde yaşanan artışın kamuya ait olacağına ilişkin bölüme dikkat çeken Evirgen şöyle devam etti: “Sermayeyi de rahatsız edecektir ama bunun gösterdiği devletin ne kadar paraya ihtiyacı olduğudur. Bunu toprakları üzerinden sağlamaya çalışıyor. Ancak burada da hangi müteahhit, hangi sermayedardan nasıl yapacağı muğlak. Bazı alanlar ise değer artış payının dışında bırakılıyor. Yine buraları ise kimin yapacağı muallak. Örneğin özel proje alanı olarak Ankapark’ın değer artış payını kimin belirleyeceği nasıl denetleneceği belirsiz” dedi. Taslağın tamamen karşısında olduklarını ve yargıya taşıyacaklarını ifade eden Evirgen, artık meslek odalarını da engellemek için uygulamalar çıkarıldığını, toplumsal bir kaşı duruş gerektiğini ifade etti. (Ankara/EVRENSEL)