İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: Mülteci ölümleri kaza değil cinayet!
Mülteci ölümlerinin kaza değil cinayet olduğunu vurgulayan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri: Yollar açılmalı, güvenli geçiş sağlanmalıdır.
Fotoğraf: Metehan Ud/EVRENSEL
Metehan UD
İzmir
Yakın zamanda İzmir'de çok sayıda mülteci Yunanistan'a geçmeye çalışırken yaşamını yitirirken İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de yaptığı basın açıklamasıyla ölümlere dikkat çekti. Basın açıklamasında ölümlerin ancak göç yollarındaki ülkelerin sınırlarını açması ve güvenli geçişlerin sağlanması ile durdurulabileceği dile getirildi. Açıklamaya Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği üyeleri de katıldı.
Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki basın açıklamasında metni okuyan Halkların Köprüsü Derneği Yöneticisi Zerrin Kurtoğlu, hemen hemen her gün gerçekleşen ölümlerin sorumlusunun, Ortadoğu ve Afganistan'da savaş çıkaran emperyalist güçler, mültecilere onurlu bir yaşam hakkı tanımayan komşu devletler ve geçiş yollarını kapatan Avrupalı devletler olduğunu dile getirdi.
'MÜLTECİLERİ UMUT TACİRLERİNE İTTİLER'
Kurtoğlu, "Ölümler, sınır güvenliğinin arttırılması, yeni tel örgüler çekilmesi, insanların toplama kamplarına gönderilmesi ve sınır dışı tehdidi ile engellenemez. Bu politikalar ancak ölümlerin sayısını arttırır. İnsanların mülteci konumuna düşmesinde pay sahibi olan ülkeler; acil bir şekilde sınırlarınızı açın ve ölümleri durdurun! Güvenli geçişi sağlayın! Ölümleri durdurun! Bütün bu failler, aslında elbirliği ile zor duruma soktukları mültecilerin hayatlarını yine elbirliğiyle umut taciri şebekelere teslim ettiler. Eğer güvenli ve legal yollar açılmış olsaydı bu umut tacirlerinin değirmeni çoktan kurutulmuş olurdu" dedi.
'BÜYÜK BİR İNSANLIK SINAVI'
Sorumluluğun sadece devletlerde olmadığını da dile getiren Kurtoğlu şunları söyledi:
"Mültecilerin yaşamlarını zorlaştıran, onları kendilerinden saymayan, onlarla dayanışma içinde hak mücadelesi vermeyen, yaşanan her sorunu mültecilerin varlığına bağlayarak onlara öfke duyan, onları kendi olumsuz koşullarının müsebbibi sayan her insan bu ölümlerden biraz sorumludur! Çünkü bu büyük bir insanlık sınavıdır. Hepimiz bir gün mülteci olabileceğimiz gerçeğiyle davranmalı, mültecilerin insan haklarına erişimini sağlamak için onlarla birlikte mücadele etmeliyiz. Barış içinde birlikte bir yaşam kurmak, bir toplum olabilmek için öncelikle eşit haklara sahip olmalıyız. Onlar ucuz iş gücü olarak kullanılırken 'Suriyeler geldi, işimi çaldı' demekten öte ücretleri düşüren patronlarla, kiraları arttıran ev sahipleri ile yüzleşmek, itiraz etmek zorundayız. Irkçılık ve nefret söylemleri ile ayrımcı kampanyalar başlatanların karşısında birlikte yaşamı savunmalıyız."
EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN TALEPLERİ:
■ Suriye’de emperyalist devletlerin vekâlet savaşı son bulmalı ve kalıcı barış sağlanmalıdır.
■ Suriye’de askeri aktivasyon gösteren devletler olmak üzere tüm devletler mülteci sorumluluğunu paylaşmalı ve mülteci kabul etmelidir.
■ Avrupa’ya gitmek isteyenler için yasal ve güvenli yollar açılmalı, güvenli geçiş sağlanmalıdır.
■ İnsan hakları ihlallerine ve insan ölümlerine yol açan güvenlikçi ve mülteci karşıtı sınır politikalarına son verilmelidir.
■ Türkiye, mültecilerin ülkeye kabulü konusunda başka ülkelere örnek olabilecek açık kapı politikasına geri dönmeli; “Geri Kabul Anlaşmasını” iptal etmeli, mültecilerin zulüm görecekleri ülkelere gönderilmesine aracı olmamalıdır.
■ 1951 Sözleşmesi’ne konulan “coğrafi sınırlama” kaldırılmalı, Avrupa dışından gelenlere de mülteci statüsü sağlanmalı, isteyen tüm mültecilere vatandaşlık hakkı verilmelidir.
■ Birlikte yaşam (sosyal entegrasyon) için vatandaşlık dışındaki kalıcı oturma izni gibi vatandaşlığa en yakın güvenli hukuki statüler sağlanmalıdır ve sosyal entegrasyon için çalışma hayatı, aile birleştirmesi, eğitim, sağlık, barınma, ayrımcılıkla mücadele, kendi kimlik ve kültürünü koruyabilme, siyasete katılma hakkı gibi alanlarda ciddi çalışmalar yapılmalıdır.