20 Ekim 2018 11:40

Halk sağlığı tehdidi: İlaçta kota var, hammadde girişi sıkıntılı

Ekonomik krizin vurduğu sağlık alanında sorunlar büyüyor. İlaçta kota ve hammadde girişinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle halk sağlığı tehdit altında.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Nazım Bülent Yılmaz, ekonomik krizin vurduğu sağlık alanında ilaçta kota ve ham madde girişinde sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

Özellikle ilaç yapımı için ihtiyaç duyulan ham maddeler konusunda dışarıya bağımlı olunmasının yanı sıra yine pek çok önemli ilacın ve kimi sağlık malzemelerinin ithal edilmesi konusundaki sıkıntılar daha da arttı.

ACİL OLMAYAN AMELİYATLAR UYARILARI

Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Nazım Bülent Yılmaz, devletin ve sosyal güvenlik kurumunun ilaç ücretlendirme politikasının döviz artışının karşısında yetersiz kaldığını, son dönemde gerek kamu hastanelerinde, gerek üniversite hastanelerinde hekimlere dönük uyarıcı yazılara dikkat çekerek şunları söyledi: “Acil olmayan ameliyatlardan kaçınılması ve buna dikkat edilmesi konusunda uyarı yazılarına hepimiz şahit olduk. Kamu hastanelerinin ücretlendirilmesi, ellerindeki olanakların sınırlı olması bir bakımdan bunu zorunlu kılmaktadır. Çünkü var olan ücretlendirme modeliyle kendi ekonomik faaliyetlerini yürütememektedir” dedi. Sağlık alanında birçok kısıtlamayla karşı karşıyaya olduğumuzu vurgulayan Yılmaz “Birçok ilaçta kota var, ham madde girişinde sıkıntılar var. AKP’nin sağlık modeli 15 yıl içinde iflas etmiştir” dedi. Türkiye’de, AKP’nin uyguladığı bu piyasacı sağlık politikalarının sağlık alanını getirdiği yerin, karmaşa ve kaos olduğunu dile getiren Yılmaz “Karmaşa ve kaos ortamından şiddet doğmaktadır” dedi. Yılmaz, bugün birçok hastanede hekimlerin döner sermayesi ve nöbet ücretlerinin de ödenemez noktaya geldiğini de belirtti.

EN ÇOK ONKOLOJİ HASTALARI ETKİLENİYOR

Yaşanan bu durumdan en çok onkoloji hastalarının etkilendiğini söyleyen Yılmaz, nedenini şu şöyle açıkladı: “Çünkü onkoloji alanında kullanılan ilaçların büyük bir çoğunluğu yurt dışından ithal ediliyor. İlaç alanında kullanılan kur 2.65 TL’dir. Hâlbuki bugün 7 TL’ye dayanıyor. Bu çerçevede ilaç firmaları bir defans göstermektedir. Türkiye’de kimi onkoloji ilaçlarının girmesi hatta diyabet tedavisinde kullanılan insülinlerin girmesinde sıkıntıların olduğunu söyleyebiliriz.  Özellikle birkaç ay sonra bu reel ücretlendirme politikasında bir değişiklik olmazsa, bu sıkıntının daha artacağı görünmektedir. İlaçları ithal eden ve ilaçların alımını yapanlar açısından risk doğurmaktadır.”

Sağlık Bakanlığı’nın ücretlendirme modeli ve planlamasının en çok hasta ve hasta yakınlarının etkilendiğini dile getiren Yılmaz “Bu model, eşitsizliği doğuruyor. Bu model parası olanı daha iyi bir sağlık hizmeti almasını öngören bir modeldir. Halkın sağlığı tehdit altındadır” diyen Yılmaz, sağlık hizmetlerinin kamusal olması gerektiğinin altını çizdi.

‘20’YE YAKIN EK ÖDEME KALEMİ VAR’

Yılmaz, sağlık sisteminin piyasalaştırılıp özelleştirilmesi, sağlık alanında uygulanan ekonomi modeli ile birlikte yaşanan ekonomik krizin de etkisi ile AKP’nin 16 yıllık Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın çöktüğünü ifade etti. Yılmaz, şunları dile getirdi: “Özel hastane sayısı giderek artıyor. Kamuda da sağlık hizmeti alırken hastaların ve hasta yakınlarının cepten ödemeleri giderek artmıştır. Bugün SGK’nın finansmanın büyük bir kısmı zaten emekçilerin, toplumun verdiği primlerden, katkı paylarından oluşmaktadır. Bu sistem parası olmayana sağlık hizmeti vermemektedir. Daha hastaneye adım atar atmaz sizden para isteyen sağlık sistemi ile karşı karşıyayız. Bizim hesapladığımız kadarıyla hastaların; eczane, ilaç, katkı payı dahil 20’ye yakın ek ödeme kalemi var.” (Ankara/MA)

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: Kandan başka vaadi olmayanların devrini kapatmaya var mısın?

SONRAKİ HABER

Korsakoff hastası tahliye talebiyle açlık grevinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa