'Külfeti çeken hep işçi, bu adalet değil'
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalardan ekonomik kriz gerekçesiyle çıkarılan kadınlar çalışma koşullarını ve geçim sıkıntılarını anlattı.
Fotoğraf: DHA
Necla DEMİR
Ekonomik krizin ilk faturası kadın işçilere çıkartılıyor. Ağır ve tehlikeli iş kollarında uzun süreli düşük ücretle çalışmalarına rağmen işsiz bırakılan H.U, “Hakkını arayan, örgütlenen işçi istemiyorlar” derken, her an işsizlikle karşıya olduğunu belirten H.G. ise, “Külfeti çeken hep işçi, bu adalet değil” dedi.
Ekonomik krizin özelikle dar gelirli kesimleri derinden etkilerken, işten atmalar hayatı daha da çekilmez kılıyor. Çeşitli gerekçelerle işten çıkarılanların başında ise kadınlar geliyor. Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (TOSB) fabrikalarda çalışan kadınlar, ağırlaşan çalışma koşulları ve artan sorunlarla karşı karşıya.
‘İTİRAZ ETTİKÇE BASKI ARTIYOR’
Tuzla’da bir plastik fabrikasında 3 yıl çalıştıktan sonra işten atılan 40 yaşındaki H.U., ilk zamanlarda küçük olan fabrikanın büyümesinin ardından psikolojik baskının arttığını anlatarak şunları söyledi: “Son süreçte kimi gerekçelerle özellikle de sesini çıkaran, itiraz eden işçileri tutanak tutturup tazminatsız işçi çıkarmaya başladılar. Bu işçilerden biri de ben oldum. İşten çıkarılmadan önce belli başlı sorular soruldu. Örneğin ‘geçimini sağlayabilecek misin?” gibi sorular. İşten çıkarılma gerekçesi olarak da amirlerimin benden razı olmadığı söylendi. Böyle bir gerekçenin işten çıkarılmak için bir gerekçe olmadığını söyleyince de ‘düşün belki başka nedenleri vardır’ cevabını aldım. Nedeni ise açık. Hakkını arayan, itiraz eden, örgütlenen işçi istemiyorlar.”
‘KRİZİ İLK GÜNDEN BERİ HİSSEDİYORUM’
Kriz döneminde işsiz kalmanın zorluklarına değinen H.U., “Hayat o kadar pahalanmış ki 3 tane çocuğum var ve hepsi okuyor. Eşimin aldığı maaş yetmiyor, ev kira. İlk günden zorlanmaya başladım. İş başvurusuna gittik o kadar çok işsiz var ki… Genç işsizler ordusu resmen. İş bulabilme stresine girmiş durumdayım. Asgari ücretle geçinemiyordum ama en azından eve bir gelirim oluyordu. Şimdi o da yok” diye konuştu.
‘İŞSİZ KALMA LÜKSÜMÜZ YOK’
İşten çıkarılan diğer bir işçi ise 35 yaşındaki N.S. O da 3 vardiya halinde çalışan bir plastik fabrikasında 2 yıldır çalışıyor. İşten çıkarıldıktan sonra zorlandığını ve acilen iş bulması gerektiğini belirten N.S, şöyle konuştu: “Bir kızım var. Onun okul masrafları, kredi kartı borcum, kendi ihtiyaçlarım var. Birkaç ay işsiz kalma gibi bir lüksümüz yok çünkü çalışırken bile paramız yetmiyordu ve şimdi bu kaygı daha da arttı. Ev bütçesine katkı sağlama adına ek iş yapma derdine düşmüş durumdayız.”
‘YAŞANANLAR HASTALIK OLARAK DÖNÜYOR’
Metal sektöründe 2 yıldır kalite kontrol operatörü olarak çalışan 35 yaşındaki H.G. ise, ekonomik kriz gerekçesiyle her hafta bir şeylerin bahane edilerek 3-5 işçinin çıkartıldığı aktardı. Eşinin çalıştığı fabrikanın da krizden gerekçesiyle kapandığını ve işsiz kaldığı ifade eden H.G., “6 ay maaş alamadı. Benim aldığım tek maaşla evin kredisi, mutfağın giderlerini karşılamaya çalışıyoruz. Kaldı ki mutfağa bir şey almıyoruz, yemiyoruz kısacası. Günübirlik akrabalarda yiyorum ya da iş yerinde yediklerimle kalıyorum. Biz bu durumdayız. Kredimizi, faturalarımızı ödeyemiyoruz. Hep eksideyiz, hep eksideyiz. Bunu yaşamamızdaki neden de sistemin ta kendisi. Özelleştirilmeye gidildi, kamulaştırmayı bitirdiler, yetmedi fabrikalarda işçiye dair hiçbir şey yok, çiftçi üretmiyor, aracı aldığını alıp gidiyor. Ben maaşımı almadan bir dünya vergi kesiliyor. Baştakilere her şey bedava. Bu adalet değil. Benim temel hakkım olan sağlığım, ulaşımım, eğitimim hep paralı, hep paralı. Bütün külfeti çeken de hep işçi" (İstanbul/MA)