24 Ekim 2018 00:08

Saksı değiliz, gazeteciyiz!

Gazetecilik olaylarla toplum arasında bir köprüdür. Köprünün bir ayağı halkın gerçek haber alma özgürlüğüne diğer ayağı basın özgürlüğüne dayanır.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

 

 

Hünkar ÖZLÜTAŞ

Sude ŞENER

İstanbul Üniversitesi

 

Gazetecilik olaylarla toplum arasında bir köprüdür. Köprünün bir ayağı halkın gerçek haber alma özgürlüğüne diğer ayağı basın özgürlüğüne dayanır. Peki bugün Türkiye'de gazetecilik gerçekten bu köprü görevini görebiliyor mu?

GERÇEĞİN HABERCİLİĞİNİN ZORLUĞU

Geçtiğimiz günlerde İstanbul üniversitesi 1. Sınıf öğrencileri olarak TGS ile bir tanışma etkinliği gerçekleştirdik. Etkinliğe giderken bölümümüze, mesleğimize ve geleceğimize dair kafamızda birçok soru vardı. Etkinlikte Türkiye'de gazeteciliğin tarihçesi, altın çağı ve bugün geldiği noktayı tartıştık. Gazeteciliğin geçmişte daha değerli bir meslek olduğunu; 1960 ve 1990 yılları arasında anayasal olarak kazanılmış hakların kullanılabildiğini konuştuk. 70’li yıllarda yükselen işçi hareketinin etkisiyle gazeteciliğin sendikalaşmada yoğunlaştığını gördük. Türkiye'nin içinden geçtiği antidemokratik ve baskıcı dönemlerden en çok etkilenen mesleklerden birinin gazetecilik olduğunu söyleyebiliriz. Bugüne baktığımızda sendikalaşma oranı yüzde 6’larda. Mesleğin Türkiye'deki tarihinde 68 gazetecinin öldürülmesi, bugünse 143 gazetecinin cezaevinde olması gerçeğin haberciliğinin ne kadar zorlu olduğunu gözler önüne seriyor.

100 KİŞİDEN 3 ŞANSLI GAZETECİ OLMAK İÇİN...

Mesleğin zorluklarından bu kadar bahsetmişken mezun olduğumuzda gazeteci olmanın da ne kadar zor olduğuna da değindik. Her yıl 8-10 bin arası mezun veren iletişim fakültesi öğrencilerinin sadece %5'i gazetecilik yapabiliyor. Konu geleceğe geldiğinde de bir arkadaşımız "Fatih Portakal’ın diksiyon kursuna gitmeye başladım, yabancı dil de öğreneceğim. Almanya'ya kapak atamaz mıyım?" diye bir soru sordu. Az çok hepimizden gelen soruların şekli gelecek kaygısı yönündeydi. Sendika başkanı da aramızdan ancak "şanslı" olan 3 kişinin gazeteci olabileceğini söyledi. 100 kişi arasından sıyrılmaya çalışmak yerine daha iyi bir gelecek için dayanışma göstermek bizim için bir çıkış yolu olabilir.

2 YIL MESLEKİ EĞİTİM, 2 YIL ALANDA UZMANLAŞMA

Üzerinde çokça durduğumuz konulardan biri de farklı lisans eğitimi almış kişilerin gazeteci olmasıydı. Gazete sahibi patron, ekonomi ya da spor sayfalarında iletişim fakültesinden mezun birini çalıştırmak yerine spor bilimleri veya iktisat fakültesi mezunu birini çalıştırmayı tercih ediyor. Bu da Türkiye'deki gazetecilik eğitiminin eksikliğini gösteriyor. Bu sorunu aşabilmek için 2 yıl mesleki eğitim son 2 yılda da uzmanlaşmak istediğimiz alana göre eğitim almamız bir alternatif olabilir. Yoksa böylesi bir gidişatta işsizler ordusuna katılmamızın önünde hiçbir engel yok.

ÖĞRENCİ İŞİ STAJ

Tablo her ne kadar içinden çıkılmayacak gibi görünse de bu gidişata bir yerden dur diyebiliriz. Stajda getir götür işleri yapmanın bize mesleğimiz için öğretici olmayacağını biliyoruz. Fakat bugünden kendi aramızda kurduğumuz gazete okuma, makale yazma grubu hem bir okul hem de bir staj görevi görebilir.

ÖNCEKİ HABER

5 soruda Türkiye ekonomisi

SONRAKİ HABER

İki kavram: PARTi ve DEVRiM

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa