Krizin yansımaları hayatımızın ortasında
Antep Lisesi’ndeki öğrencilerle, son günlerde her ortamda tartışma konusu olan ekonomik kriz hakkında sohbet ettik.
Fotoğraf: Pixabay
Berfin Türkmen
Zehra Ceylan
Antep
Antep Lisesi’ndeki öğrencilerle, son günlerde her ortamda tartışma konusu olan ekonomik kriz hakkında sohbet ettik. Kitap masraflarından dershane ücretlerine, kantin fiyatlarından ulaşıma kadar ciddi sıkıntılar yaşadıklarını anlatıyorlar arkadaşlarımız.
Birçoğu ulaşıma verdikleri ücretlerin harçlıklarından çıktığını söyleyerek, okulda bir şeyler yeme, su alma gibi (evden getirmenin maddi açıdan daha uygun olduğunu dile getirerek) ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından bahsediyorlar.
Söze İbrahim arkadaşımız, “Yemeğimi evden getiriyorum. Çok su tükettiğim için 2 şişe su alıyorum ve günlük otobüs kartıma 5 lira yükleme yapınca geriye harçlığımdan bana bir şey kalmıyor.” diyerek başladı. Yanındaki arkadaşı Yaren harçlığının 10 lira olduğunu ama okulun basketbol takımında bulunduğu için çalışmalara akşam 5‘e kadar kaldığını söyleyerek “Evimiz okula bir saat uzaklıkta olduğu için erken kalkıyorum. Evde yiyecek bir şeyler hazırlamaya çalışsam okula yetişemeyeceğim için kantinden bir şeyler almak zorunda kalıyorum ama bu da bana yetmiyor ve aç kalıyorum.” diyor. Seçil ise yiyecek masraflarına çözüm olarak evden getirdiği yiyecekler sayesinde kantinden bir şey almadığını ve harçlığının cebinde kaldığını söyleyerek daha rahat ettiğini ifade ediyor.
SINAV HAZIRLIKLARI YARIM KALDI
Çoğu 11.sınıf olan arkadaşlar bir sene sonrasında girecekleri sınavdan dolayı kaynak kitap alma, dershaneye veya özel kurslara gitme gibi bir lükslerinin olmadığını dile getiriyor. Kimi de ailesine yük olmamak için kendi isteğiyle dershaneye gitmek istemediklerini söylüyor.
Yaren “Bu dönem için bile abla ve ağabeylerimin kitaplarını kullanmak zorunda kalıyorum. Kitapların çoğu çizili olduğu için çok verim alamasam da kitap almaya gücüm yetmez.”diyor. Dönem başında kırtasiye ürünlerinin ailesini çok zorladığını söylüyor. Sıla söze girerek “tüm kaynak kitaplarımı karşılayamıyorum.” diyerek önceden 3 kitap alabildiği parayla şu an ancak 1 kitap alabildiğini dile getiriyor. Ayşenur da kaynak kitap alma konusunda aynı sıkıntıyı çektiğini söyleyerek hem müfredatın sürekli değişmesinden hem de kağıda gelen zamların kitap ücretlerini etkilediğini belirtiyor. 12.sınıf öğrencisi olan Sabri, gireceği sınava az kaldığını ama buna rağmen sınav için yeteri kadar hazır olmadığını, sınav konularının sürekli değişmesinden dolayı hevesinin kalmadığını, hâlâ birçok konuda eksiği olduğunu söyleyerek “Bir kursa da gitmiyorum. Artık ne yapacağımı bilmiyorum. Okumaktan soğuttular bizi.” diyerek sözlerini tamamlıyor. Okul haricinde gittiği kurslarda ekstra kitaba ihtiyacı olduğunu söyleyen Utku, “Bunları sıfır almakta zorlandığım için ikinci el olarak sahaflardan alıyorum.” diyor.
NEREDEN TASARRUF ETSEK ELİMİZDE KALIYOR
Ekonomik krizin yansımalarını öncelikli olarak evde hissettiği, evden aldığı harçlığın yetmediği bu durumda da tasarruf olarak evden yiyecek götürmenin daha uyguna düştüğünü söylüyor Merve. “Servisle geliyorum. Geçen sene 120 lira olan servis ücreti şimdi 170 lira. Tamam, anlıyoruz benzin fiyatları yükseldi bu yüzden zam yaparak servis şoförleri kazançlarını sağlamaya çalışıyorlar. Ama 50 lira fiyat artırımı da bence çok fazla.” diyerek sözlerini tamamlıyor.
En temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandıklarını, ulaşıma harcadıkları paradan kısamadıkları için yiyeceklerinden kıstıklarını anlatan arkadaşlarımız tasarrufu nerden yapacaklarını bilemiyor. Bazı zamanlar yüksek fiyatlar karşısında “Neden?” sorusunu sıkça kendilerine sorsalar da ya kitap alamayan ya da kitap almak yerine eski ve müfredata uygun olmayan eski dönem kitaplarını kullanmak zorunda kalıyorlar. Sebeplerini tam olarak bilemeseler de krizin yansımalarının net olarak görüldüğü ortada…