Prokrustes’in “yatak”ını yok etmek için

Ekin Yoldaş KALI

ODTÜ ODTÜ 2018 mezuniyet töreninde Erdoğan'ın karikatürünün yer aldığı pankartı açan 3 öğrenci ile beraber pankartı aracı ile taşıyan arkadaşları ve basan matbaanın sahibi gece baskınıyla gözaltına alınmış, 4 öğrenci tutuklanmıştı. Daha sonra serbest bırakılan öğrenciler geçtiğimiz günlerde Erdoğan tarafından gelen külliyedeki çay davetine “icabet” ettiler. Çay sohbetinin içeriğinden bağımsız böyle bir davetin ortaya çıkışındaki koşullara bakmakta fayda var. Prokrustes, Yunan mitolojisinde “boyun eğdiren zorba” olarak bilinen bir karakterdir. Ünü ise yaşadığı bölgeden geçenleri kendi özel yatağına bağlayıp, uzun gelen yerlerini kesip kısa gelen yerlerini mengene ile uzatarak yatağa uygun hale getirmesinden gelir. Prokrustes ve yatağı, tarihteki tek tip, sorgulamayan ve biat eden toplum yaratma politikalarının bir ifadesi haline gelmiştir.

“YATAK” PROKRUSTES’İN VARLIĞININ TEMİNATI

Türkiye gençliğinin üzerindeki baskı, burjuvazinin tek adam yönetiminin inşası süreciyle doğru orantılı olarak artmış, artmaktadır. Burjuvazinin kendi yarattığı yönetim aygıtlarına dahi bugün tahammülsüz hale geldiği, yönetimin tekelleştiği bir devlet biçiminin inşa edilmesine dönük politikalar, gençliği hedef tahtasının merkezine çekiyor. Gençlik ise hayatın akışı içerisinde suyun başını tutan kesim olması bakımından çeşitli ve canlı, değiştirici ve dönüştürücü yapısı nedeniyle bu “ilginin” odağı. Hakim sınıfın politikalarının yaşamın gerçekliği içerisinde daha görünür hale gelmesi ile biriken tepki ve öfkenin iktidara karşı bir mücadeleye kanalize olmaması için az çok hoşnutsuzluğunu dile getiren her kesim burjuvazinin “yatağı” ile karşı karşıya kalmak zorunda kalıyor. Öyle ki, tepkisini -biçiminden bağımsız- bir yolla ifade eden gençler haftalarca tutuklu kalıp daha sonra çaya davet edilebiliyor. Mevcut iktidar ise bahsini ettiğimiz yatağın ta kendisi olarak varlığını bu uygulamalarla teminat altına alıyor.

BİRLEŞMEYEN UĞULTU, SADECE GÜRÜLTÜDÜR

Yaşamanın ustaca ve ince hesaplar gerektirdiği koşullar gençliğin geniş kesimlerinden uğultuların yükselmesine neden oluyor. Ancak bu uğultular bir merkezde birleşmediği sürece gürültü olarak kalmakla beraber, protesto vs. gibi hoşnutsuzlukların her türlü ifadesi ise iktidar tarafından “uzatılıp-kısaltılmanın” olağan bir sebebi haline getiriliyor. Bu yatak ortadan kaldırılmadığı sürece bu uygulamalar en zorbaca haliyle karşımıza çıkmaya devam edecektir ve “uzamalar-kısamalar” uygulamaların hedefinde kim olursa olsun kaçınılmaz hale gelecektir.

Prokrustes'un sonu hazindir. Bir gün yakaladığı biri onu kendi yatağına yatırmıştır.  Bizim için ise çözüm bu değildir. Keza çözüm tekil kişiler ile de gelmeyecektir.  Şüphesiz ki yatak ortadan kaldırılmalıdır; ama bunun yolu koşullar ne olursa olsun bir arada kalarak, mücadelenin ilerlemesinin yollarını bularak Prokrusteslere teslim olmamaktan geçmektedir.