Nazi dönemi yayınlarında ırkçı propaganda
Beltz Yayınevi’nin 1933 ile 1945 yılları arasındaki yayınları üzerine çalışma hazırlayan Dr. Z. Ece Kaya'yla ırkçı propagandayı konuştuk.
Dr. Z. Ece Kaya'nın ilgili çalışmasının kapağı
Aziz KOÇYİĞİT
Eğitim bilimci Dr. Z. Ece Kaya, İstanbul Üniversitesi’nde Politika ve Siyaset Bilimi okudu. Doktorasını “Nazi döneminde sömürgeci ırkçılık” üzerine yaptı. Şu an Almanya’da yaşıyor. Nisan ayından beri Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi Nasyonal Sosyalizm (NS) Pedagojisi Araştırma Enstitüsü yöneticiliği yapıyor. Kaya ile Nazi döneminde yapılan ırkçı propaganda konusundaki araştırmaları üzerine konuştuk.
Nazi dönemi ile ilgili yeni bir araştırma yaptınız ve bu çalışmadan elde edilen sonuçları bir kitap olarak yayınladınız. Bize bu çalışmadan bahseder misiniz?
Araştırmamız Beltz Yayınevi’nin (Beltz Verlag) 1933 ile 1945 yılları arasında yayınlarıyla ilgili. Almanya’nın köklü bir yayınevi olan Beltz Yayınevi 2016 yılında 175. yılını kutladı ve bu nedenle çıkardığı bir broşürde Nazi dönemindeki yayınlarına da yer verdi. Kitap ve broşürlerden oluşan bu yayınlar hakkında pozitif bir değerlendirme sergilenmişti. Nazi yönetimiyle herhangi bir ilişkisinin olmadığı ve Nazi propagandası yapılmadığı iddia ediliyordu. Bu bizim dikkatimizi çekti. Bizim de araştırma kitaplarını yayınlayan, birlikte çalıştığımız bu yayınevine bu dönemi hakkında sorular yönelttiğimizde, genç kuşak yayınevi yöneticileri, Nazi döneminde yapılan yayınlarla ilgili bir araştırma yapmamızı teklif ettiler. Bu teklife çok sevindik elbette. Normalde o dönemdeki kurumları enstitü olarak biz araştırırız. Bu teklifin onlardan gelmesi bizim için çok önemliydi.
2017 Ağustos ayında başladık bu projeye. Yayınevinin 1933-1945 yılları arasında yayınladığı tüm yayınları Leipzig Milli Kütüphane'sinden edindik. Bu yayınlar arasında doğrudan veya dolaylı olarak Nazi propagandası yapılan 178 kitap ve broşür tespit ettik. Bunlar o dönemde yaptıkları yayınların yüzde 11'ine tekabül ediyor ve 18 bin sayfadan oluşuyordu. Biz bunların 13 bin sayfasının incelemeye değer olduğuna karar verdik ve inceledik.
Ne tür yayınlardı bunlar?
Bunlar çok çeşitli ve geniş yelpazede yapılmış yayınlardı. İçinde Almanca ve tarih kitapları, gençlik ve çocuklar için yazılmış hikayeler, masallar, oyunlar, Nazi kutlamalarına hazırlık için öneriler, vb. türden yayınlardı. Ve bu 178 kitap ve broşürün tümünde değişik biçimlerde Nazi ideolojisi propaganda ediliyordu.
Nasıl ediliyor?
Çok açıktan Nazi propagandası yapan örneğin, Nazi partisini ve sistemini överek anlatan, Nazi anlayışına göre okulda veya hayatın başka alanlarındaki davranış kurallarını telkin eden, Nazi kutlama ve anma günlerine nasıl hazırlanmak gerektiğini ve kuralları anlatan yayınlar da var. Irk teorisini çocuk dilinde anlatan hikaye ve masallar var. Bazı yayınlarda çok açıktan gamalı haç, Hitler resimleri, militarist ve faşist propaganda yapılıyor. Bazı yayınlarda da masum bir masal gibi fark ettirilmeden Yahudi düşmanlığı ve ırkçı Nazi propagandasının aktarıldığını tespit ettik.
Bir örnek verebilir misiniz?
Örneğin, seri halde yayınlanan çocuk ve gençlik hikayelerinde ırk ve kalıtım teorisi işlenmiş. İnsan, hayvan ve bitkiler üzerinde yapılmış bilimsel araştırma sonuçlarını kendi amaçları için kullanarak çarpıtmışlar. Hikayenin birinde, baba evde oturuyor ve çocuklar odaya asker gibi yürüyerek giriyorlar. Baba onları zil ile yanına çağırıyor. Baba onlara ırk teorisini anlatıyor. Birlikte doğaya çıkıyor ve bitkileri inceliyorlar. Baba, süreç içinde evrim geçirmiş bitkileri kötü örnek olarak göstererek aynı şeyin insanlar için çok daha tehlikeli olacağını dolayısıyla başka ırktan insanlarla evlenilmemesi gerektiği vs. telkin ediliyor. Bilhassa Yahudilerde alkoliklik vardır, para hırsı vardır gibi antisemitist görüşler sıralanıyor ve Alman ırkı ve milletiyle karışmaması gerektiği salık veriliyor. Örneğin Nürnberg kenti anlatılırken, Nazi partisinin kongresi ve onlar için anlam ifade eden yönleri anlatılıyor.
'DERSLERİMİZE GÖNÜLLÜ OLARAK GELİYORLAR'
Araştırmaya tepkiler nasıl oldu?
Henüz çok yeni. Kitap da Frankfurt Kitap Fuarı’na yetişti. Bu araştırmanın en önemli yanı, yayınevinin kendisinin böyle bir talepte bulunması oldu. Almanya’daki üniversite, yayınevi gibi köklü kurumları Nazi dönemine ait çalışmalar hakkında pek fazla bir şey söylemezler. O dönem sanki hiç olmamış gibi davranırlar. Bu tür araştırmaların önce incelenmesi ve tartışılması gerekiyor. Basının geniş yer vermesi olumlu. Bu tip yayınlarımızda genel olarak olumlu tepki alıyoruz. Herkes bu çalışmaların öneminden bahsediyor. Ancak esas olan günümüzde de bu türden propagandalara karşı önlem almaktır.
Bugün Neonazilere, ırkçılığa karşı nasıl mücadele edileceği, eğitmen ve pedagoglara nasıl bir eğitim verilmesi gerektiğini tartışmamız gerekiyor. AfD gibi ırkçı bir parti yükselişe geçmiş ise, çocuklara gençlere nasıl bir eğitim vermemiz ve aydınlatmamız gerekiyor. Bunun için de öğretmen ve eğitimci yetiştiren üniversitelerde Nazi döneminin zorunlu ders olarak verilmesi talebi var. Şu an bizim derslerimize gönüllü olarak geliyorlar. Bir zorunluluk yok. Kendisi o dönemi bilmeyen bir öğretmenin öğrencilere de doğru olarak aktarması beklenemez. Alman eğitim bilimci Heydorn’un da dediği gibi, “Haksızlığa karşı çıkmak için, haksızlığı önce tanımak gerekir.”