'Artık şiddet yok; tek isteğim ayaklarımın üzerinde durmak'
Şiddet gördüğü eşinden boşanan, şimdi 2 çocuğuyla yokluk içinde yaşayan Nazlı, iş bulup çocuklarına gelecek sağlamak istiyor.
Elif Ekin SALTIK
İstanbul
Apartmana girip aşağı doğru ilerledikçe inceden bir rutubet kokusu geliyor. Eve girer girmez halı yerine örtülmüş kilim desenli ince bir örtü ve evde eşya olmayışı dikkat çekiyor. Oturma odasında bir kanepe, bir masa ve birkaç sandalyeden başka eşya yok. Orada da yine yere bir bez serili. Duvarda LCD ekran yok, sadece kızağı takılı. Aslında evde tüplü televizyon bile yok. Evdeki eşyaları birinin getirdiğini söylüyor Nazlı.
Nazlı Dursun 32 yaşında, 9 ve 3 yaşlarında 2 çocuk annesi genç bir kadın. 22 yaşında evlenmiş, 10 sene evli kalmış. Evlenince önce Samsun’dan İstanbul Tuzla’ya gelmiş. Sonra Esenyurt’a taşınmışlar. 3 yıl önce şiddet nedeniyle eşinden ayrılmış. Kimi kimsesi yok, anne babası vefat etmiş. Babaları ayrı, anneleri bir 9 kardeşi var. Onlar da Nazlı’ya sahip çıkmamış. “Öküz öldü ortaklık bitti dediler” diyor Nazlı “Üvey babam çok iyi bir insandı. O yaşasaydı bana mutlaka sahip çıkardı.”
KIZIMI DÖVÜP, ISIRIYOR, ETİNİ KOPARIYORDU
Çocuklarının babasını soruyorum; “Eziyet ediyordu, dayağı vardı” diye anlatıyor “İş varsa çalışıyor iş yoksa yatıyordu. Alkol alıyordu, etrafımdakiler başka şeyler kullandığını da söylüyordu, ama ben bilmiyorum.”
Yaşamını içtenlikle anlatıyor Nazlı bize: “Şiddet gördüm, başka bir kadınla yakaladım, ama çocuklarım için katlanmaya çalıştım bu evliliğe. Evliliğimin ilk gününden beri şiddet gördüm.
Büyük kızımı da çok dövüyordu, resmen işkence ediyor, bir şey istedi mi ısırıp etini koparıyordu. Yaşadığı şiddetten dolayı sorunları var, şu an konuşamaz durumda. Okula başlayalı 3 yıl oldu ama hâlâ çok sıkıntılı. Psikolojik tedavi de görüyor. Erkenden uyuyor, gece 2-3 gibi uyanıyor, bir daha uyuyamıyor. Çocuğumun şiddet görmesine dayanamadım artık.”
- Ya küçüğü, onu nasıl korudun şiddetten?
- Eşim eve gelmeden uyutuyordum onu. Şiddetten dolayı sağ kulağımda işitme kaybı var benim de.
- Maddi yardımı var mı eski eşinin?
- Nafakası, herhangi bir yardımı yok.
- Çocukları görmeye geliyor mu?
- İlk ayrıldığımız zaman bir kere gelip gördü, bir daha da gelmedi, başka bir kadınla evlenmiş.
Esenyurt’ta, yaşadığı yerde hiçbir akrabası, tanıdığı yok Nazlı’nın. Öz amcalarının çok zengin olduğunu, ancak Nazlı boşandığı için ona yardım etmediklerini anlatıyor. “Bana ‘Boşandın, kötü yola düşersin’ diyerek yardım etmiyorlar. Az biraz komşularım, okuldan veliler yardım ediyor. Küçük kızım ufak olduğu ve birine bırakamadığım için çalışamıyorum. İş aldım eve şimdi. Yirmi koli işe 50 lira verecekler. 550 lira kira veriyorum, şimdi adını hatırlamadığım bir vakıftan para alıyorum o da 2 ay sonra bitecek. Ne yapacağım bilmiyorum.”
Şiddetten kurtuluşunun ona neler hissettiğini de paylaşıyor: “Şimdi biraz iyiyim çünkü, çocuklarım yanımda. Dayak yemiyorum, işkence yok, böyle rahatım. Ama yokluk insanın boynunu büküyor. Arkadaşlarım sağ olsun, Allah razı olsun onlardan bana ufak tefek yardım etmeye çalışıyorlar.”
İŞ BULUP İKİ KIZIMA GELECEK SAĞLAMAK İSTİYORUM
Okul başladığından beri çocuğuna ne forma alabilmiş ne de okul defteri. “Öğretmenimize söyledim, o anlayışlı ama müdür kızıyor tabii ki. Kırtasiye malzemesi bir tane bile alamadım. Okula da başvurdum ama sonuç çıkmadı. İki sene okuldan verdiler kıyafet, bu sene vermediler, kesmişler.”
Küçük kızı da beslenme yetersizliğinden dolayı zayıf kalmış, kemikleri gelişmemiş. Devam ediyor anlatmaya: “Ben iş bulmak, kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Çocuklarıma daha iyi hayat sunmak istiyorum. Çalmadık kapım kalmadı. Eve gelip bakıp gidiyorlar devlet kurumlarından. Yazın belediyeye gittim iş istemek için, beni kapının önüne attılar. Ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim? Tek istediğim iki kız evladıma gelecek sağlamak, iş bulmak. Dilencilik yapmıyorum, kimseden para dilenmiyorum. Bazı kadınlar ikinci evliliği bir kurtuluş olarak görüyor. Ama o evlilikte de şiddetle karşı karşıya kalabiliyor ya da başka türlü şeyler yaşıyorlar. Ben evliliğin bir kurtuluş yolu olduğunu düşünmüyorum. Kadınlar ayakları üzerinde dursun, çalışsın güçlü olsun diyorum.”
BİR RÜYADAN EKMEK VE GÜL’E
Nazlı Ekmek ve Gül’ün telefonunu arayarak bağlantı kurdu bizimle. Ben de haliyle merak ediyor ve soruyorum bize nasıl ulaştığını. Gece rüyasında annesini gördüğünü, kan ter içinde uyandığını söylüyor. Sonra da rüya tabiri için internette arama yapmış ve tesadüf eseri Ekmek ve Gül sitesinde, oradan da telefon numarasına ulaşmış ve bizi aramış. “Annem yine yaptı anneliğini, beni sizinle buluşturdu” diyor ve gülümsüyor.