Eğitim Sen: 2023 vizyon belgesi eğitimin sorunlarına çözümden uzak

Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ‘2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde yer alan, zorunlu ders saat ve çeşitlerinin azaltılması, 5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu olması, yaz dönemi oyun temelli eğitim vb. gibi hiç kimsenin itiraz etmeyeceği olumlu ifadelerin yer aldığını belirtti. 2023 Vizyon Belgesi’nde yer alan ‘piyasa merkezli’ ve eğitimde dinselleştirmeyi sürdürmeyi hedefleyen yaklaşımlara dikkat çekilen Eğitim Sen açıklamasında “Eğitim politikalarına yönelik olarak yeni bir şeyin söylenmediği, geçmişte sürekli tekrarlanan hedeflerin tekrarlandığı anlaşılmaktadır” denildi.

Açıklamada, Vizyon Belgesi’nde yer alan ‘5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu olması’ hedefini ve ‘Okul Temelli Gelişim Modeli’ne daha önce ‘Öğretmen Strateji Belgesi’nde de yer verildiği hatırlatılarak, MEB’in uzun süredir uygulamaya çalıştığı bu anlayışın temelinde okulların piyasacı bir anlayışla yönetilmesinin yer aldığına işaret edildi.

PİYASA MERKEZLİ ANLAYIŞ 

MEB’in özel öğretim kurumlarında bürokrasinin azaltılması, haksız rekabetin ortadan kaldırılması ve özel öğretim kurumları ile işbirliğinin güçleneceği mesajının, özel okullarının her açıdan kamu kaynaklarıyla destekleneceği anlamına geldiğine vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Okulların finansman ihtiyacını kendi kaynaklarından (bağışlar, aidatlar vb) sağladığı ve kendi bütçesini oluşturduğu piyasacı bir modeli benimsenmektedir. Özel sektör ve sivil toplum iş birlikleriyle eğitim kurumlarının finansmanına destek sağlanması hedefleniyor. ‘Öğrencilere okurken çalışma fırsatı verilecek’ ifadesinin anlamı ise öğrencilerin ‘ucuz iş gücü’ olarak kullanılmasının önümüzdeki dönemde sürdürüleceği anlamını taşımaktadır.” 

Vizyon Belgesi’nde ‘sınavla öğrenci alan okul sayısının azaltılması’ hedef olarak belirtilmiş olsa da, sınav merkezli eğitim sistemini değiştirmek için somut önerinin yapılmadığına vurgu yapılan açıklamada  “Okullar arasındaki nitelik farklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen somut adımlar atılmadığı sürece, ‘sınavla öğrenci alan okul sayısının azaltılması’ hedefini gerçekleştirmek bile mümkün görünmemektedir” denildi. 

İMAM HATİP OKULLARINA ÖZEL UYGULAMALAR

Yıllardır iktidar tarafından özel olarak ilgilenilen imam hatip okulları ile ilgili açılan başlık ve atılacak adımlar (Program çeşitliliği, ders çeşidinin azaltılması, Arapça ve İngilizce yaz okulları, imam hatip okulları ile üniversiteler arasında işbirliği) farklı okul türleri ve öğrenciler arasında yaratılan eşitsizliğin devam edeceğini açıkça gösterdiğine işaret edilen açıklamada “Bugüne kadar benimsenen okullaşma politikalarında, özellikle kademeler arası geçiş sürecinde çok sayıda öğrenci ve velinin itirazlarına rağmen, öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirilmesi yönündeki yaklaşım ve uygulamaların artarak sürecektir” denildi. 

GÜVENCESİZ İSTİHDAMA DEVAM

Vizyon Belgesi’nde de yer alan ücretli öğretmenlerin ücretlerinin artırılması, sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerinin kısaltılması ifadelerinin olumlu olduğu belirtilen açıklamada  “Ancak yapılması gereken, eğitimde, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik başta olmak üzere, her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesi, bütün öğretmenlerin ve yardımcı hizmetlilerin kadrolu olarak atanmasıdır” denilerek belgede, MEB’in resmi öğretmen açığını 117 bin olarak açıkladığı bir ortamda, ataması yapılmayan 400 bini aşkın öğretmenin atanma sorununun hiç gündeme getirilmemesinin önemli bir eksiklik olarak değerlendirildi. Açıklamada ayrıca belgede yer alan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ ve pedagojik formasyon  ile ilgili kararların yeni sorunları beraberinde getireceği vurgusu yapıldı. Vizyon Belgesi’nin eğitimin ve eğitim emekçilerinin temel sorunlarını çözmeyi hedefleyen bir yaklaşımla hazırlanmadığının görüldüğüne dikkat çekilen açıklamada “Eğitimin hemen her kademesinde köklü bir değişimi hedeflemeyen bir Vizyon Belgesi’nin kelime anlamında olduğu gibi sadece ‘Görüntü’yü kurtarmaktan öte gitmeyeceği açıktır” denildi. (HABER MERKEZİ)