Sağlıkta bütçe kısıtlaması değil sağlığa bütçe
Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencileriyle sağlıkta bütçe kesintisini konuştuk.
Fotoğraf: Pixabay
Melodi TAŞ
Hacettepe Üniversitesi
Her ne kadar sebepleri çarpıtılmaya çalışılsa da kapitalizmin kaçınılmaz sonucu olduğunu bildiğimiz bir krizin içine hızla sürükleniyoruz. Krizin etkileriyle de hayatımızın her alanında karşılaşıyoruz. Bu durum sadece günlük harcamalarımızda değil, eğitim ve sağlık alanında yapılan bütçe kısıtlamaları gibi birçok insanlık dışı uygulamada da karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Ahmet Demir, “Malzeme eksikliği nedeniyle hayati olmayan ameliyatları yapmayın” emri vermiş ve aksi yönde davrananların devleti zarara uğratacağını söyleyerek tehdit etmişti. Tabii bu durum sadece bir açıklamayla sınırlı kalmıyor. Geçtiğimiz günlerde Evrensel gazetesinde çıkan bir haberde de bahsedildiği gibi Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesi, tedavi seti bittiği için plazmaferez hastalarını kabul edemediğini duyurmuş, Ordu İl Sağlık Müdürlüğü ise “kalp kapak ve kalp pili ameliyatı yapmayın” açıklamasında bulunmuştu. Tüm bu tablo temel insan haklarından olan sağlık hakkının gasbedildiğinin açık bir tablosudur.
SAĞLIK SORUNLARI ERTELENEBİLECEK BİR LÜKSE SAHİP DEĞİL
Bu durumu Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencileriyle konuştuk. Bunu duyan herkes durumu büyük bir şaşkınlıkla karşıladı. Mesleğimizle doğrudan bağlantılı olmasının da getirdiği bir şaşkınlık haliydi bu. Malzeme eksikliğinin bu boyutlara gelmesi hepimizi birer sağlık öğrencisi olarak korkuttu; çünkü sağlık sorunları ertelenebilecek bir lükse hiçbir zaman sahip değil. Konuştuğumuz arkadaşlarımız genel olarak kısıtlamanın buradan yapılmasına tepki göstererek, “Gereksiz harcama yapılan birçok yer var, mesela kısıtlamalar sarayın bütçesinden yapılabilir. İnsan sağlığı riske atılacak bir mesele olamaz” dedi. Hatta arkadaşlarımızdan bir tanesi “O zaman harcamaları direkt yeni mezarlıklar açmak için kullansınlar” diyerek durumun trajikomikliğini ortaya serdi.
Bu durum aynı zamanda eğitimin niteliğinden de kaynaklanıyor. Sağlık bilimlerinde verilen eğitimin bilimden uzak, gerici, ezbere dayalı olması, bilimi topluma fayda sağlamak için kullanma hayaliyle üniversiteye gelen bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Eğitimin niteliksizliği sağlık hizmetlerine de yansıyor.
Hep dediğimiz gibi sağlıkta bütçe kısıtlamaları kabul edilemez. Sağlık öğrencileri olarak bütçe kısıtlamasını kabul etmeyi bir kenara bırakalım biz, bu alana ayrılan bütçenin arttırılmasını istiyoruz.