19 Eylül 2012 05:48

Ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz

İİktidar partisi AKP' nin bölgesel güç olma gayesi, iki komşu ülke arasında ki ipleri iyice gererek kopma noktasına getirdi.  Arap Baharı ve ardından Suriye Devrimi ortaya çıkdığında Suriye-Türkiye ilişkileri yıllardan beri süre gelen en iyi dönemindeydi. Lakin Başbakan Suriye' ye müdahele etmekte hala tereddütteyd

Ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz
Paylaş
Ekin Yoldaş Kalı

               Gün geçtikçe AKP iktidarı Beşer Esad rejimini eleştirmeye ve eski müteffikinden uzaklaşmaya devam etti.Tabi bu tutumda Suriye' deki Arap ve Müslüman kesimin etkisi azımsanamayacak ölçüde büyük durumda. Arap siyasi güçlerinin AKP hükümetine art arda gelen çağrıları da cabası. AKP' nin ağzının iyice güce ve kana susamasına neden olan bu etkenler, gerek Recep Tayyip Erdoğan' ın Türkiye' nin en büyük sınıra sahip olduğu Suriye sınırına asker ve askeri mühümmat takviyesi, gerek siyasi alan da Esad rejimineateş püskürterek yönelttiği söylemler Türkiye' yi artık ''fiili'' bir savaşın içine itti.
 Bununla birlikte Türkiye' ye Suriyeli mülteci akını başladı. Özellikle Hatay çevresinde yoğun mülteci kampları kuruldu. Peki bu kampların Türkiye' ye getirisi ne oldu? Tabiki de hiçbir şey. Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu BM' ye yaptığı çağrıda mülteciler için oluşturulan kamplara ve bu kampların giderlerine 300 milyon dolar harcandığını belirtti ve yardım istedi.  Kurulan bu kamplarda sivil ve askerlerin karışık yerleştirilmesi Türkiye' nin imzaladığı uluslararası sözleşmeleri hiçe saydığını gösteriyor. BM ile imzalanan sözleşmelere göre kampların içerisinde siviller olmamalıdır ve kamplar girişe çıkışa kapalı olmalıdır. Bunlar açıkça gösteriyor ki sınırın bu kadar yakınında ve sınırın bizzat içinde bulunan bu büyük mülteci kampları Türkiye' nin kendi sınırını içe çekerek bu savaştaki en büyük zararı gördü ve görüyor. Gelen bu mültecilerin Türkiye' de yarattığı sorunlarda durumu katmanlayarak iyice kötü bir hale getiriyor. Peki nedir bu sorunlar?  Hatay' da kadınlar Suriyeli mültecilerin tacizlerinden dolayı yolda yürüyemez hale geldi.  Mülteciler için oluşturulan kamplar yetmeyince, gelen mülteciler devlet dairelerinin misafirhanelerine ve öğrenci yurtlarına yerleştirilmeye başladı. Malatya' da yurtlarına kalmak için gelen öğrencilerin gerisin geri gönderilmesi ve 1 hafta sonra gelmelerinin söylenmesi bu durumun geldiği uç noktanın bir göstergesidir.  Mültecilerin yurtları tahrip etmesi de cabası.
 AKP' nin politikaları, en önde gençler olmak üzere Ortadoğu halkını savaşa sürüklüyor. Peki biz gençlik olarak bu savaşı istiyor muyuz? Biz öncelikle bu savaşın Türkiye' ye hiçbir yararı olmayacağını, yararından ziyade başta Türkiye ve Suriye halkı olmak üzere birçok cana ve bunun yanında da ‘milli servete’ çok büyük ölçüde zararı olacağını AKP iktidarının ve bu iktidara koşulsuzca bağlı  yancılarının bu açık gerçeği kabul etmesini istiyoruz. Biz gençlik, ne içeride ne de dışarıda savaş istemiyoruz. Biz AKP' nin bölgesel güç olma gayesi uğruna ölmek ve öldürmek istemiyoruz. Biz ne AKP iktidarını ne de onun savaş politikalarını istemiyoruz. Biz barış istiyoruz.

 

ÖNCEKİ HABER

Zorunlu askerlik zorunlu ölüm

SONRAKİ HABER

Milli ideoloji, milli ekonomi, milli eğitim!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa