İstanbul Havalimanı halen orman alanıymış!
7 bin hektar ormanlık alan üzerine inşa edilen İstanbul Havalimanı'nın arazisi, Orman Genel Müdürlüğü verilerinde hâlâ orman görünüyor.
Fotoğraf: Erhan Elaldı/AA
Özer AKDEMİR
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre son yıllarda ağaçlandırılan alandan daha fazla ormanlık alan, yollar, elektrik nakil hatları, taş ocakları, RES, HES, JES'lere verilmiş. Öte yandan 650 bin hektarı bulan bu alanlar, envanterlerde halen orman olarak görülüyor. 7 bin hektarlık orman alanı üzerine yapılan İstanbul Havalimanı'nın arazisi de envanterlere göre halen orman!
EN ÇOK ORMANLAŞTIRMA 1982-1991 YILLARI ARASINDA
2013 sonrasında ormanlardan verilen tahsis izinlerinin sürekli arttığı ve 2017'de 57 bin hektar ormanlık alanın artık orman olmadığının ortaya koyulduğu bu verileri İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Evrensel için değerlendirdi.
Tolunay, Türkiye’de ormanlaştırma olarak kabul edebilecek çalışmalar sonucunda 1946-2017 yılları arasında 2,3 milyon hektarlık orman alanı kazanıldığının altını çizdi. Orman alanının 1973'te 20,2 milyon hektar olduğunu aktaran Tolunay, bu alanın çalışmalarla 2015 yılında 22,3 milyon hektara çıktığını kaydetti. Ormanlaştırma çalışmalarının en yoğun olduğu dönemin 1982-1991 yılları arasında olduğunu vurgulayan Tolunay, "Her yıl 50 bin hektarın üzerinde, toplamda ise bir alan ağaçlandırma ile 874 bin hektar kadar bir alan ormanlaştırılmıştır. 1991 yılından sonra ise 50 bin hektarı aşan bir değere ulaşılamamıştır" dedi.
'AĞAÇ SAYISI DEĞİL ORMAN HALİNE GETİRİLEN ALAN ÖNEMLİ'
Ormancılıkta ormanlaştırma çalışmalarının ağaç sayısı ile değil orman haline gelen alan ile ifade edildiğini aktaran Tolunay, birim alana dikecek fidan sayısının ağaç türüne göre değiştiğini belirterek şu örnekleri verdi:
"Örneğin karaçam, kızılçam gibi türler bir hektara 1000-1200, fıstık çamı ise 300 fidan olacak şekilde dikilir. Ayrıca diktiğiniz her fidanın yaşaması oldukça zordur. Fidanların yüzde 80’inin hayatta kaldığı ağaçlandırmalar başarılı olarak kabul edilir."
AKP DÖNEMİNDEKİ ARTIŞIN KAYNAĞI BELLİ OLDU!
Kamuoyunca orman alanlarındaki artışlarla ilgili durumun da yanlış değerlendirildiğine işaret eden Tolunay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre 2012 yılında 21,7 milyon hektar olan orman alanı 2015 yılında 22,3 milyon hektara çıkmıştır. Aradaki altı yüz bin hektarlık artış 2012-2015 yılları arasındaki çalışmalar ile gerçekleşmemiştir. Ormancılıkta envanter çalışmaları çoğunlukla 10 yılda bir, bazen de 20 yılda bir yapılmaktadır. Bu nedenle ormanlaştırma amaçlı ağaçlandırılan bir alanın orman envanterine girmesi için 10 ila 20 yıl arasında vakit geçebilmektedir. Örneğin 1995'teki orman envanter çalışmasından hemen sonra ağaçlandırılmış bir alanın orman olarak kayda geçmesi en erken 2005 yılı olmakta, hatta 2015’i bile bulabilmektedir. Özetle yukarıda açıklanan 2012-2015 yılları arasındaki orman alanı artışının önemli bir kısmı 1990’lar ve 2000’lerde yapılan ağaçlandırmaların envanterlere yansımasıdır."
7 BİN HEKTARLIK AĞACI BİÇTİ, HÂLÂ ORMAN!
Kamuoyunca anlaşılamayan diğer bir durumun da ülkemizin birçok yerinde ormanların yol, maden, RES, HES gibi nedenlerle orman özelliğini kaybetmesine rağmen orman alanlarının resmi verilere göre azalmaması olduğuna dikkat çeken Tolunay, Orman Genel Müdürlüğü'nün verilerindeki şu çarpıcı rakamları paylaştı:
"Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre 2017 sonuna kadar ormanlardan başka alanlara tahsis edilen miktar 650 bin hektarı aşmıştır. Bunun 135 bin hektarı madencilik faaliyetleridir. Bu alanlar yasal olarak orman dışına çıkarılmamakta değişik sürelerle, çoğunlukla da 49 yıllığına izin verilmiş ve süre bitiminde de tekrar orman haline getirilecekmiş gibi işlem yapılmaktadır. Örneğin açılışı yeni yapılan İstanbul Havalimanı 7 bin hektar kadar bir orman alanı üzerinde kurulmasına rağmen envanterde halen orman olarak gözükmektedir ve gözükmeye de devam edecektir. Bu durumun nedeni Anayasamızın 169. maddesinde yer alan orman sınırlarında daraltma yapılamayacağı hükmüdür. Ancak ormanlardan başka kullanımlara verilen alanlar fiilen orman niteliğini kaybetmiş alanlardır."
'2017 DEĞERLERİNE GÖRE 10 BİN HEKTAR ORMANSIZLAŞMA GERÇEKLEŞTİ'
Ormanlarımızın yıllık envanteri yapılmadığı için yıllık olarak artış ve azalışlarını değerlendirmenin çok mümkün olmadığını belirten Tolunay, "Ancak yıllık ormanlaştırma amaçlı yapılan ağaçlandırmalar ile ormanlardan verilen izinler karşılaştırılınca yıllık orman alanları azalış ve artışları anlaşılabilmektedir. Özellikle 2013 sonrasında ormanlardan verilen izinlerin miktarının sürekli arttığı ve 2017 yılında 57 bin hektar kadar bir ormanın artık orman olmadığı resmi istatistiklerde yer almaktadır. 2017 yılında ağaçlandırma ile ormanlaştırılan alan ise 47 bin hektarda kalmıştır. Başka bir ifade ile ülkemizde 2017 yılı değerlerine göre 10 bin hektar kadar bir ormansızlaşma gerçekleşmiştir" dedi.
7139 SAYILI KANUN, ORMANLAR İÇİN BÜYÜK BİR RİSK
Yakın gelecekte de son 5 yıllık trende bakarak başta madenler için olmak üzere, ormanlardan verilen izinlerin artacağını söylemenin mümkün olduğunu kaydeden Tolunay, Nisan 2018'de kabul edilen 7139 Sayılı Kanunun da ormanlar için önemli bir risk oluşturduğunun altını çizdi.
Bu kapsamda Temmuz 2019’da son Bakanlar Kurulu kararınca yaklaşık 1600 hektar kadar bir alanın orman dışına çıkartıldığını kaydeden Tolunay, "Her ne kadar üzerinde orman olmayan alanlardan yerleşime uygun olanların orman sınırları dışına çıkarılması yasada yer alsa da, bu yerler orman ekosistemindeki canlılar için önemli habitatlar ve yaşama alanlarıdır. Dolayısıyla kanun biyolojik çeşitlilik için çok büyük bir risk oluşturmaktadır. Ek olarak orman sınırları dışına çıkarma sadece üzerinde orman olmayan alanlarla sınırlı kalmayacaktır. Çünkü bu yerleşimlerin yol, spor tesisi, hayvan barınağı, sağlık tesisleri, elektik nakil hatları, mezarlık gibi çok sayıda alana ihtiyacı olacaktır ve Orman Kanunu bu gibi kullanımlar için ormanlardan izin verilmesine imkân sağlamaktadır" uyarısında bulundu.