10 Ekim davasında avukatların taleplerinin büyük bölümü kabul edildi
10 Ekim Ankara Katliamı’nın firari sanıklarının yargılandığı davanın duruşmasında sanık sandalyeleri boş kaldı.
Burcu YILDIRIM
Ankara
10 Ekim Ankara Katliamı'nın firari sanıkları için yapılan yargılama Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. 37 aydır firari olan 16 IŞİD'li sanık ile takip edilmesine rağmen yakalanmamasından sorumlu kamu görevlilerinin olmadığı duruşmada, sanık sandalyeleri boş kaldı. Ara kararını açıklayan mahkeme avukatların taleplerinin büyük kısmını kabul etti. Ancak Gürcistan sınır kapısında yakalanıp Türkiye'ye iki kez iade edilen firari Nusret Yılmaz'ın neden tutuklanmadığına ilişkin bilgi verilmesi talebi kabul edilmedi. Bir dahaki duruşma 18 Nisan 2019 tarihine ertelendi.
'MAHKEME ADIM ATMAK ZORUNDA KALDI'
Mahkeme sonrasında kararı değerlendiren Avukat İlke Işık, “Bu katliamın siyasi sorumlularının yargılanmasını istiyoruz. Bu katliama yol veren Antep'ten sınırlara Adıyaman'dan Ankara'ya kadar, en aşağıdan en yukarıya kadar bütün devlet yetkililerinin yargılanmasını istiyoruz”dedi. Firari sanıkların sandalyelerinin neden boş olduğunu anlattıklarını belirten Işık, sanık sıralarında olmayan firari sanıkların aslında yakalamadıkları için firari oldukların söyledi.
Gelinen noktada taleplerinin bir kısmının kabul edildiğini söyleyen Işık, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklarla ilgili şimdiye kadar çoktan yapılması gereken araştırmaların, x ve y diye tanımlanan ama hala kimliği belli olmayan katliam örgütleyicileri için adım atmak durumunda kaldığını söyledi. Fakat bunu ailelerin davayı sıkı takibi sayesinde yaptığını belirten Işık, “Adalet isteyenler olduğu için yapmak zorunda kalmıştır”dedi.
Kovuşturmaya ilişkin kabul edilen taleplerini takip edeceklerini belirten Işık, “Yeni olan her türlü belgeyi araştıracağız. Nisan'da da bu davayı hep birlikte takip edeceğiz. Önemli olan memleketin en büyük katliamındaki adalet mücadelesinin devam ediyor olması, gerçek adalet için bu birlikteliğimizi sürdürüyor olmamız. Bütün sanıkların da yargılanacağı günü çok geç olmamak kaydıyla elbet göreceğiz” dedi.
10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, adalet mücadelelerinin büyüyerek devam edeceğini belirterek, “Bu mücadele de gördük ki biz talep ettiğimiz sürece bir adım daha ileri attık. 18 Nisan'da da burayı doldurarak hesap soracağız. Boş sanık sandalyeleri bizi daha da öfkelendiriyor. Bu hukuk ve adalet mücadelesini daha da büyüteceğiz, bu böyle bilinsin” dedi.
10 Ekim Ankara Katliamı davasında verilen kararın ardından, firari IŞİD'li sanılar yönünde yargılamaya Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. 16 firari sanığın yargılandığı duruşmaya 10 Ekim Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin aileleri, sendikalar, meslek örgütleri ve siyasi partiler de katıldı. Sanık sandalyelerinin boş olduğu duruşmada, müşteki avukat ve aileler söz aldı.
ANTEP VALİSİ YARGILANMAK YERİNE TERFİ ETTİRİLİYOR
Avukat Sevinç Hocaoğulları, kısıtlılık kararları ile adaleti sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Yalnızca usulen bir takım işlemlerin yerine getirildiğini belirten Hocaoğlulları, “103 insanın öldürüldüğü bir katliamda rekor cezaların değil, adaletin peşindeyiz. 10 Ekim siyasi bir katliam olduğu için hiçbir kamu görevlisi ve sorumlular yargılanmadı. Gaziantep Valiliğinin, kolluk güçlerinin sorumluluğu açık ve bunun üzerinden 3 yıl sonra Gaziantep Valisi İstanbul'a atanıyor. Yargılanması gerekirken terfi ediyor” dedi. Soruşturma aşamasında x ve y diye belirtilen kişilerin bulunması için mahkemenin bir çabaya girmediğini dile getiren Hocaoğulları, “Bu yargılama bu günümüzü ve yarınımızı ilgilendiriyor” dedi.
37 AYDIR BİRİ BİLE YAKALANMADI
10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği adına konuşan Avukat Mehtap Sakinci Coşgun, “37 aydan sonra firari sanıkların en azından birini bu sanık sandalyelerinde görmek istiyoruz ve bu davaya müdahil olma hakkımızı yinelemek istiyoruz. Bu eğer Türkiye Cumhuriyetinin en büyük katliamı ise neden insanlığa karşı suç tanımlarının içine girmiyor? Duruşma nerede olursa olsun dava nereye götürülürse götürülsün biz takip edeceğiz. 16 firari sanığın bir tanesinin bile burada olmamasını devletin aczi olarak görüyoruz” dedi.
'ÇOCUKLARIMIZI KAYBETTİK AMA KAYA OLDUK BEKLEDİK'
EMEP GYK üyesi Korkmaz Tedik'in annesi Zöhre Tedik, “Uyandırmaya kıyamadığımız çocuklarımızı kaybettik. Burada taş olduk, kaya olduk bekledik. Düzgün bir yargılama olsun diye. Hani bu kararı verenler nerede? Ben adalete güvenmek istiyorum. Hiçbir şey Korkmaz’ımızı getirmeyecek ama kanımızın son damlasına kadar burada olacağız” dedi.
'NEDEN IŞİD'LİLERİ BULUP GETİRMİYORLAR'
Katliamdan yaralı kurtulan Mustafa Çeker, polislerin miting alanında gerekli güvenlik önlemlerinin neden alınmadığını sordu. Çeker, “Mahkemenin bunları sorması gerekmez mi? Burada bir siyasi sorumluluk var. Yargılanmazsa kimsenin vicdani rahat etmeyecek. Devlet başka katilleri Suriye’den bulup getiriyor da IŞİD'lileri neden bulup getirmiyor? Ben bir canlı bombanın anne babasının 'çocuğumuzu yakalayın' çağrılarını biliyorum” dedi.
'BUNDAN SONRAKİLERİ ENGELLEYİN'
10 Ekim günü bir bacağını kaybeden Gökhan Yaralı, hayatını kaybedenlerin artık geri dönemeyeceğini belirterek, “Bundan sonrakilerin önüne geçin. İhbarları bildirmeyen ve yüzlerce insanın ölümüne sebep olanlar suçsuz mu yani? Beni hastaneye avukatlar götürdü ve bir iki dakikayla kurtuldum. O alana ambulanslar erken gelseydi birçok kişi kurtulacaktı. İhmali olan herkes burada yargılansa, böyle katliamları gerçekleştirmeye kimsenin cesareti olmayacak” dedi.
'HAKİM VE SAVCILAR DA KARARTMAYA ÇALIŞIYOR'
Avukat Tonguç Cankurt kamu görevlilerinin yargılanması konusunda firari sanıkların katliamdaki rolünün hassasiyetle incelenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu yargılamanın sanıkların ve diğer kişilerin hukuki sorumluluklarını değiştirebileceğini belirten Cankurt, firari sanıkların ilişkilendikleri kişilerin ve bu sandalyelerin boş kalmasının değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. İlhami Balı ve diğer sanıkların teknik takip olmasına rağmen yakalanmadıklarını vurgulayan Balı, iddianamenin hazırlanırken de devletin sorumluluğunun karanlıkta bırakıldığını dile getirdi. Ortaya çıkan delillerin de iddianameye kazandırılmasını isteyen Cankurt, "Hakimler ve savcılar da bu şekilde olayı karartmaya çalışıyor” dedi.
'FİRARİ IŞİD'LİLERİN SORUMLULUĞU SİLİKLEŞTİRİLİYOR'
Avukat Eylem Sarıoğlu ise mahkemede sanıklar olmadığı sürece nedenler üzerinde duracaklarını ifade ederek “Toplanan delillerle sıradan IŞID'li olarak tanımlanan insanların neler yaptıklarını ve kilit noktalarda olup adım adım izlendiklerini gördük. Tablo bu kadar açık ve vahim olmasına rağmen yargılanamayan firari sanıkların iddianame ve fezlekede sorumluluklarının ne kadar silik olduğunu gördük. Firari sanıklardan Ahmet Güneş ve Nusret Yılmaz bizim dosyamızda sıradan bir IŞİD üyesi olarak geçiyor. Bunlar takip edilirken nasıl kaçtı ya da başka bir katliamın örgütleyicisi oldular?” dedi.
'YAKALAMAYANLARA SUÇ DUYURUSU AÇILSIN'
Toplanan delillere rağmen hiçbir işlem yapılmadan rafa kaldırılan dosyalarda Yunus Durmaz, Nusret Yılmaz ve Ahmet Güneşin mahkeme salonunda olmamasının sebebini soran Sarıoğlu, bu nedenle soruşturmayı yürüten savcılar, emniyet görevlileri hakkında mahkeme tarafından suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
AVUKATLARIN TALEPLERİNİN BÜYÜK KISMI KABUL EDİLDİ
Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “İzmir Baro Başkanı’nın davaya katılma talebinin kabulüne, haklarında yakalama ve tutuklama kararı verilen sanıkların infazının beklenmesi ve kolluk birimlerine yazı yazılmasına, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan akıbetinin sorulması, X, Y, Z’lerin bulunması için Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına, Antep Emniyet Müdürlüğü’ne IŞİD sanıklarına dair albümler için müzakere yazılmasına, İstanbul Ağır Ceza, Hatay Ağır Ceza Mahkemesi’nden sanıklar hakkında açılan davaya ilişkin dosyaların istenmesine, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak sanık Yunus Durmaz hakkında tüm kayıtların istenmesi, İçişleri Bakanlığı’nı listesinde ödülle aranan IŞİD sanıkları hakkında bilgi istenmesi, Edremit Türe için SGK’ya müzekkere, Şengül Büyükçelebi ve Hülya Balı’nın tanık olarak dinlenmesi için müzekkere, Savaş Yıldız hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına karar olunur” diye kaydetti.
DURUŞMA ÖNCESİ AİLELER AÇIKLAMA YAPTI
Duruşma öncesi Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve 10 Ekim Ankara Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin yakınları kısa bir açıklama yaptı. Açıklamayı kurumlar adına 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği 10 Ekim-Der Başkanı avukat Mehtap Sakinci Coşgun yaptı.
Adalet sağlamak için daha yolun başında olduklarını kaydeden Coşgun, “Geçtiğimiz aylarda tutuklu sanıkların yargılanması sonuçlandı ve adalet beklentileri karşılanmadı. Bugün başlayarak ve toplamda bir gün sürecek yargılama için salonları doldurmamız gerekiyor. Bugün, 10 Ekim 2015'te garda hayatını kaybedenlerin aileleri olarak buradayız. Bu katliam davasında firar olan 16 sanık hakkında açılan dava için bugün buradayız. Çok fazla söze gerek yok yaklaşık 2 yılı geçen bir yargılama sürecine şahit olduk Bu yüzden bu yargılanmanın düzgün yapılması için bundan sonra da, sonraki süreçlerde de Ankara Adalet Sarayı önünde olmaya ve 10 Ekim katliam davasının sürecini izlemeye devam edeceğiz” dedi.