Trump: Suudi Arabistan’la partnerliğimizi devam ettirmek istiyoruz
Trump, 'Veliaht Prens bilgi sahibi olabilir' dedi. Trump ayrıca 'ABD Suudi Arabistan’la sarsılmaz partnerliğini devam ettirmek istiyor' dedi.
Fotoğraf: Cemal Yurttaş/DHA
ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan istihbaratının gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bilgileri değerlendirmeye devam ettiğini belirterek, "Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın (cinayetle ilgili) bilgi sahibi olabileceğini" ifade etti.
ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan ilişkilerine dair yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada iki ülkenin ticari ilişkilerine dikkat çeken Trump, Washington ve Riyad arasında rekor seviyede yatırım anlaşmaları yapıldığına işaret etti.
Kaşıkçı cinayetini “berbat” ifadesiyle tanımlayan Trump açıklamada, ABD’nin bu cinayete karşı sert adımlar attığını savundu.
"Bağımsız araştırmalar sonucunda bu berbat cinayet hakkında çok fazla detayı biliyoruz" ifadelerini kullanan Trump, şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan yetkilileri, Kaşıkçı’yı ‘devlet düşmanı’ ve İhvancı şeklinde tanımlıyor, fakat bizim bu kabul edilemez cinayet konusundaki kararlarımızda bu tanımlamalar rol oynamadı. Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Kaşıkçı cinayetinin işlenmesi ya da planlanması konusunda bilgilerinin olduğunu sert bir şekilde reddediyor. Bizim istihbaratımız bilgileri toplamaya devam ediyor, fakat Veliaht Prens pekala bu trajik olay hakkında önceden bilgi sahibi olmuş olabilir, belki oldu, belki olmadı."
Trump açıklamasında, "Bunların yanı sıra, Kaşıkçı cinayeti hakkında asla tam olarak fikir sahibi olamayız." ifadesine yer vererek, Suudi Arabistan’ın İran’la karşı mücadelede önemli bir müttefik olduğunu belirtti.
"ABD Suudi Arabistan’la sarsılmaz partnerliğini devam ettirmek istiyor." mesajı veren Trump, şu ifadeleri kullandı:
"Kongre üyeleri arasında, siyasi ya da başka sebeplerden dolayı farklı bir yöne doğru gitmek isteyenler var ve bunu yapmakta serbestler. ABD’nin güvenliğiyle aynı doğrultuda olduğu müddetçe bana sunulan bütün fikirleri değerlendireceğim. ABD’den sonra Suudi Arabistan en fazla petrol ihraç eden ülke. Bizimle yakın bir şekilde çalıştılar ve petrol fiyatlarını düşük tutmaları yönündeki isteğime karşılık verdiler, bu dünya adına önemliydi. ABD Başkanı olarak bu çok tehlikeli dünyada Amerika’nın ulusal güvenliğini sağlamaya ve bize zarar vermek isteyen ülkelere karşı durmak niyetim var. En basit şekilde söylemek gerekirse, ilk önce Amerika."
WASHİNGTON POST: YALANLARLA DOLU BİR AÇIKLAMA
Washington Post gazetesi yazarı ve CEO'su Fred Ryan ile gazetenin Uluslararası Görüş Sayfası Editörü Karen Attiah, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi.
ABD Başkanı Trump'ın yaptığı Kaşıkçı açıklaması, ABD basınında "ABD'nin Suudi Arabistan'a desteğini sürdürmesi" olarak değerlendirildi.
Söz konusu açıklamanın ardından Kaşıkçı'nın yazarı olduğu Washington Post ekibinden de Trump'a sert eleştiriler geldi.
Washington Post gazetesi yazarı ve CEO'su Fred Ryan, yaptığı yazılı açıklamada, "Başkan Trump'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın vahşice öldürülmesine tepkisi, uzun süredir var olan insan haklarına saygı değerine ve stratejik ilişkilerimizdeki güven ve samimiyet beklentisine bir ihanettir. Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile işlerini normal bir şekilde devam ettirmek uğruna kişisel ilişkilerini ve ticari çıkarlarını Amerika'nın çıkarlarının üstüne koymaktadır." görüşünü paylaştı.
ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) yürüttüğü soruşturma sonucunda Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini Prens Muhammed'in verdiği sonucuna ulaştığını savunan Ryan, "CIA'in bulgularından şüphe duyulmasını gerektirecek bir neden varsa, Trump acilen kanıtları kamuoyuyla paylaşmalı." çağrısında bulundu.
Ryan, Trump'ın "dünya tehlikeli bir yer" sözüne katıldığını, suçsuz bir adamın bir devletin emriyle vahşice katledildiğini ifade ederek, "Trump yönetimde başarısız oldu, şimdi Amerika'nın değerleri ve çıkarlarının savunulması Kongre'ye düşüyor." ifadelerine yer verdi.
Attiah da gazete için "Kaşıkçı cinayeti, Trump ve Amerika'nın üzerinde sonsuza kadar leke kalacak" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Geçen hafta ABD basınında çıkan "CIA, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı'nın emrini verdiği sonucuna ulaştı." iddiası ile Kaşıkçı cinayetine ilişkin daha önce farklı kaynaklarda çıkan haberlere değinen Attiah, "Ortada, Muhammed bin Selman'ın suçlu olduğuna dair gittikçe artan kanıtlar var." değerlendirmesinde bulundu.
Daha önce de Prens Muhammed'in cinayetteki rolünü reddeden Trump'ın bugün de bu konuda yazılı bir açıklama yaptığına değinerek, "Çocukça ve beceriksizce yazılmış Beyaz Saray açıklaması, yalanlarla doluydu." değerlendirmesinde bulundu.
Trump'ın Kaşıkçı meselesinde Suudi Arabistan'a karşı tavrının gerçeğin peşinde koşanları ve Suudi rejimine kafa tutmaya cesaret eden gazetecileri büyük bir tehlikeye attığını savunan Attiah, makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"Trump'ın Muhammed'in eylemlerini inkar etmesi genç ve güç sarhoşu Muhammed bin Selman'a gelecek 40 ila 50 yıl boyunca Suudi Arabistan ve Arap dünyasında umarsızca sömürülerine devam edebileceği ve bunun bir sonucu olmayacağı konusunda sembolik bir yeşil ışık yakıyor."
Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin birbiriyle çelişkili açıklamalar yaptığını vurgulayan Attiah, "Suudi rejimi, kendi topuğuna sıktı, yanlışlarını düzeltip daha hoşgörülü ve barışçıl bir yol seçmektense yalanların arkasına sığınacağını tüm dünyaya gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Attiah, Yemen'de Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyonun Husilerle yürüttüğü iç savaşın 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın en büyük insani krizini tetiklediğini ifade ederek, "ABD'nin Muhammed bin Selman'a bu cinayetten paçayı sıyırmasına izin vermesi gerektiği böylece de Suudi Arabistan'a askeri ekipman satışını sürdürebileceğine dair oldukça ironik argüman, ahlaki yönden korkakça olduğu kadar, aptalca da bir politika." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Trump'ın daha önce Charlottesville'deki ırkçı şiddeti durdurma konusunda yetersiz kalma gibi çuvalladığı birçok nokta olduğunu kaydeden Attiah, makalesine şu ifadelerle son verdi:
"ABD'de yaşayan bir gazetecinin vahşice öldürüldüğü gerçeğine gözlerini kapamak Trump'ın başkanlığında belki de gelebileceği en dip nokta. Kongre için şimdi, Suudi Arabistan'a karşı harekete geçme ve Yemen'den, barışçıl muhalifleri kanlı bir şekilde bastırmaya kadar bu ülkenin tehlikeli davranışlarının sonucunu ortaya koyma zamanı. Eğer bunları yapamazsak, Kaşıkçı'nın öldürülmesi, Amerika'nın ahlaki vicdanı üzerinde ne zamanın ne de Suudilerin sus payı için verdiği paranın silemeyeceği bir kan lekesi olarak kalacak." (AA)