21 Kasım 2018 13:30

Cinsel seçilim ve evrim

Evrimde cinsel seçilim nasıl bir rol oynar?

Görsel: Wikimedia Commons

Paylaş

Charles Darwin yaşayan bütün türlerin aslında ortak bir atadan geldiği fikrini ortaya sürmüştür. Bu iddiasını açıklamak için kullandığı başlıca mekanizma ise yaşadıkları ortama daha iyi adapte olan canlıların diğerlerine göre daha kolay hayatta kalabileceklerini gösteren doğal seçilimdir. Fakat Darwin, aynı zamanda hantal, yaşadıkları ortama adapte olma amacı taşımayan ve taşıyıcısının hayatta kalma olasılığını arttırmayan cinsel özelliklerin de olduğunu belirtmiştir. Darwin, bu tür cinsel anlamda “seçilmiş” özelliklerin hayatta kalma şansını düşürseler bile üreme şansını arttırdıkları sürece evrilebileceğini öne sürdü. (Darwin 1871)
Darwin cinsel seçilimin türün erkeklerinin dişiyi elde etmek için kendi aralarında verdikleri mücadeleye dayandığını belirtmiştir ve cinsel seçilimi iki ayrı mekanizmaya ayırmıştır: intraseksüel seçilim, yani aynı cinsiyetteki canlıların (genellikle erkekler) karşı cins için mücadele ettikleri yöntem, ve interseksüel seçilim, yani bir cinsiyetin (genellikle dişiler) karşı cinsiyetten bir bireyi seçtiği yöntem. Hantal özelliklerin rekabet halindeki erkek bireylere, agresif çarpışmalar sırasında yardımcı olduğu düşüncesi Darwin’in yayınladığı çalışma sonrasında bilim insanları tarafından hızla kabul görmüştür. Buna rağmen, dişi bireylerin erkekleri “seçtiği” düşüncesi alay konusu olmuş, 80 yıl sonrasına kadar da bu fikir ciddiye alınmamıştır (Cronin 1991). Üzerinden geçen 40 yılda, cinsel seçilimin nasıl işlediği konusundaki anlayışımız bir hayli ilerleme kaydetmiştir.
CİNSEL SEÇİLİM HANGİ CİNSİYETİ DAHA ÇOK ETKİLİYOR?
Cinsiyet rolleri, ürettikleri gametlerin farklılıklarından doğmaktadır: dişiler daha az sayıda ve genelde hareket edemeyen ama besleyiciliği fazla olan gametler üretirken erkekler çok sayıda küçük boyutlu ve hareket edebilen gametler üretir. Üremenin gerçekleşmesi için her iki gametten de birer tane gerektiğinden, herhangi bir yumurtayı dölleyemeyen birçok erkek gamet olacaktır. İşte bu asimetri, dişilerin üreme olasılıklarının bu büyük gametleri üretmelerini sağlayacak kaynaklara erişebilmelerine bağlı olarak kısıtlanırken, erkeklerin üremelerinin ise dişilere ulaşıp ulaşamamaları tarafından kısıtlandığını öne süren Bateman Prensibine neden olmaktadır (Bateman 1948). Bu nedenle erkekler, dişiye ulaşabilmek için kendi aralarında mücadele ederken, dişiler seçici bir biçimde sadece tercih ettikleri erkekle eşleşmeye eğilim göstermektedirler.
ÜREME BAŞARILARI
Cinsel yollarla üreyen türlerde her yavrunun bir anne ve bir babası vardır, bu nedenle erkek ve dişilerin ortalama üreme başarıları aynıdır. Başarılı bir erkek teorik olarak birçok yavru sahibi olabilmektedir. Bir erkeğin orantısız bir başarı göstermesi onun diğer erkeklerin üreme şanslarını ellerinden alarak erkek bireyler arasındaki üreme oranlarında büyük bir varyasyon yaratmasına sebep olur. Diğer taraftan, başarılı bir dişi ise başka dişilerin üreme şanslarını ellerinden alamayacağı için tam aksine üreme oranlarında daha az varyasyon yaratır. Üreme varyasyonu ne kadar artarsa cinsel seçilimin etkileri de o kadar güçlenir. Güçlü cinsel seçilim ise yüksek üreme şansına sahip, genelde cinsel anlamda ayırt edici “aşırı”ya da daha hantal özelliklerin ortaya çıkmasına sebep olur.
Aynı türdeki erkek ve dişilerin üreme başarıları aynıdır fakat tek bir cinsiyeti incelersek kendi bireyleri arasında üreme başarılarının farklılık gösterdiğini görebiliriz. Bu ikisi arasındaki farklılıklar eş ayrılıklara sebep olur. Eğer erkekler dişilerden daha yüksek oranda cinsel seçilime maruz kalırsa erkekler belirli ikincil cinsiyet özelliklerine sahip olmaya evrimleşeceklerdir. Tavus kuşları yavrularıyla ilgilenmezler ve bazı erkekler asla üreyemezken bazılarının baskın olması eş ayrılıklarıyla sonuçlanır. Erkeklerin yavru bakımına yardımcı oldukları türlerde bu fark daha az olur ve eş ayrılıkları görülmez, cinsiyetler monomorfik (benzer görünümlü) bir yapıya sahip olur. Örneğin deniz kuşları tek eşlidirler, yavrulara beraber bakarlar ve iki cinsiyet de birbirine oldukça benzer. Yavru bakımının tamamen erkeklere kaldığı durumlarda seçim meyil derecesi tam tersine dönebilir ve bu sefer dişiler erkeklere erişim için yarışmak zorunda kalabilirler. Bu durumda tersine işler. Kızıl deniz düdükçünü dişileri bütün yavru bakımını üstlenen erkeklere erişebilmek için birbirleriyle yarışırlar. Dişiler erkeklerden daha büyük ve daha agresiflerdir. (Arthur Grosset’in katkılarıyla)
EBEVEYN BAKIMININ ROLÜ
Çoğu tür yavrularına bakmaz ya da çok az bir süre için bakar. Fakat ebeveyn bakımına ihtiyaç duyan türlerde üreme başarısı sadece döllenme sürecinden değil aynı zamanda iki cinsiyetin yavrunun bakımına sağladığı katkı üzerinden de belirlenir. (Trivers 1972). Eğer dişiler erkeklerden daha fazla yavrunun bakımıyla ilgileniyorlarsa bu türe ait erkeklerin göstereceği üreme başarısının değişkenliğinin daha yüksek olması beklenebilir. Yavrularıyla ilgilenen dişiler bir süre daha üreyemeyecekleri için erkekler geri kalan dişiler için kendi aralarında yarışmak zorunda kalacaklardır. Erkek tavus kuşlarının abartılı kuyruklarını dişi tavus kuşlarının kısa kuyruklarına kıyaslarsak erkeklerin daha büyük bir cinsel seçilimin etkisi altında olduğunu görebiliriz. Ancak iki cinsiyetin de yavruların bakımı ile eşit bir şekilde ilgilenmesi gereken türlerde, yavrulara baktıkları süre boyunca başka bir eş bulmaya gereken enerjiyi ayıramayacakları, üreme şanslarının peşinde koşamayacakları için genelde erkeklerin üreme başarı varyasyonu daha düşük olur. Bu durum, çoğu zaman ilgili türe ait erkek ve dişilerinin benzer görünümlere sahip olmasına ve benzer davranışlar sergilemesine sebep olur. Son olarak sadece erkeklerin yavru bakımını üstlendiği nadir durumlarda erkekler dişiler için nadir bulunan cinsiyet konumuna geçebilir. Bu durumda yavrularına bakması için bir veya daha fazla erkeğe erişimi elinde tutan dişilerin üreme başarı oranları yüksek olacaktır. Erkekler ise bu gibi durumlarda hangi dişi ile çiftleşeceği konusunda seçici davranabilir. Bu durum ise dişilerin erkeklerin ilgisini çekebilmek daha abartılı özelliklere sahip olduğu ters eşey ayrılığına sebep olabilir. Sonuçta, çoğunlukla, dişilerin karmaşık seksüel özelliklere sahip olmaya doğru evrildiği,"Tersine işleyen eşeysel dimorfizme" sebep olur.

Kaynak: https://evrimagaci.org/cinsel-secilim-7357


 

ÖNCEKİ HABER

Okulun 3. katından düşen lise öğrencisi yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Müslüm, “Müslüm baba”!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa