AKP, Diyarbakır ve Hakkari’de kayyımları aday gösterdi

AKP’nin, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayının Kayyım Cumali Atilla, Hakkari Belediye Başkan adayının da Kayyım Cüneyt Epçim olması dikkat çekti.

Bölgedeki siyasi atmosferi yakından takip eden Evrensel Yazarı Yusuf Karataş, AKP’nin Diyarbakır ve Hakkari için kayyım adaylarını göstermesini “Kayyım etrafında sosyoekonomik bir ilişki ağının örgütlenmesi” olarak yorumladı. Karataş, “İktidarın Diyarbakır ve Hakkari’de rant ve çıkar ilişkisini oya dönüştürmek üzerine bir hesap yaptığını söyleyebiliriz” İfadelerini kullandı. Sayıştay raporlarına da atıf yapan Karataş, birçok ilde kayyım adaylarının gösterilmemesini ise, borç, yolsuzluk iddialarının AKP içinde ciddi bir tartışmaya neden olduğunun işareti olarak değerlendirdi. 

‘RANT İLİŞKİSİNİ OYA DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN HESAP YAPILIYOR’

Karataş’ın değerlendirmeleri şöyle: 

“Diyarbakır, açıklanan liste içinde kayyım etrafında sosyal ve ekonomik olarak yeni bir örgütlenmenin görece başarılabildiği bir kent olmasından kaynaklı kısmen diğer yerlerden ayrılabilir. Borç noktasında da diğer yerlerle aynı olmasına rağmen kayyım etrafında sosyoekonomik bir ilişki ağının örgütlenmesi, eski belediyede çalışanların bir kısmının tasfiye edilmesi, yeni işe almalar, yeni ihaleler, sosyal olanakların yeni kesimlerin üzerinden yeniden kullanılması Diyarbakır’da kayyım politikası üzerinden sosyoekonomik belli bir çıkar ilişkisi sağlamış durumda. Dolayısıyla kayyımın Diyarbakır’da ve Hakkari’de aday gösterilmesi, aslında iktidarın burayı kazanmasa bile bu rant ve çıkar ilişkisini oya dönüştürmek üzerine bir hesap yaptığını söyleyebiliriz. 

TOPLUM ÜZERİNDE BASKI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizim istemediğimiz adaylar olursa biz yeniden beklemeyeceğiz kayyım atayacağız” söylemini de hatırlatan Yusuf Karataş, kayyımda ısrar etmenin toplumun üzerinde baskı oluşturmaya dönük olduğuna dikkat çekti. 

Karataş şöyle dedi: “Toplamı bakımından; kayyım politikası her ne kadar darbecilikle mücadele adı altında ortaya konulan bir süreçte gündeme getirilmiş olsa da asıl olarak halkın iradesine el koyan bir sürecin sonucu ortaya çıktı. Bu hizmet ve benzeri söylemlerin aksine çıkar ve rant ilişkisinin ve bir yolsuzluk ağının ortaya çıktığı ve belediyelerin ciddi bir biçimde borçlandırıldığı son Sayıştay raporunda da kendini gösteriyor. Bu tablo aslında şimdiden iktidarın başarısızlığının itirafı olarak değerlendirilebilir. Diyarbakır’daki tabloyu,  kazanmaktan çok ilişki ağını oya dönüştürmek ve bir şekilde burada halkın belli bir kesimi üzerinde kendisini var etmek şeklinde tarif edebiliriz.” (Diyarbakır/EVRENSEL)