Tanrıkulu'dan kadına yönelik şiddete karşı kanun teklifi
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kadına yönelik şiddet suçlarına daha ağır cezalar verilmesi için kanun teklifi verdi.
Fotoğraf: MA
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kadına yönelik öldürme ve her türlü şiddet suçlarına daha ağır cezalar verilmesi için kanun teklifi verdi. Tanrıkulu, kadınların 'Sadece kadın oldukları için' şiddete, tacize, tecavüze maruz kaldıklarını belirterek “Kadına karşı işlenen öldürme eylemlerinin insan öldürme suçunun nitelikli hali olarak sayılması ile kadına karşı yapılmış her tür şiddet için daha ağır cezalar uygulanması için işbu yasa teklifi hazırlanmıştır” ifadelerini kullandı.
POZİTİF AYRIMCILIK İÇİN GEREKLİ TEDBİRLER ALINMALI
Tanrıkulu, kadına yönelik öldürme ve her türlü şiddet suçlarına ağır cezalar verilmesi gerektiğini ifade ederek, Meclise verdiği kanun teklifinde şu gerekçeleri sundu; “Yaşama hakkı, cinsel dokunulmazlık ve küçültücü muameleye maruz kalmama haklarının korunması gereken en temel haklardır”.
Tanrıkulu, Anayasa'nın 10’uncu maddesinin kadın-erkek eşitliğine atıfta bulunduğunu hatırlatarak, kadına yönelik pozitif ayrımcılık için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
'KADINLAR SADECE KADIN OLDUKLARI İÇİN ŞİDDETE UĞRUYOR'
Gerekçenin devamında yer alan ifadeler ise şu şekilde; “Kadına karşı şiddetin, kadın aleyhine ayrımcılığın ve kadının sosyal yaşamdaki geri kalmışlığın ortadan kaldırılması için her tür tedbirin alınması zorunlu olmasına karşın, kadın lehine yaşanması gereken gelişmeler gün geçtikçe kadın aleyhine daha da vahim noktalara gelmekte, kadına karşı tecavüz, ayrımcılık, öldürme ve şiddet olayları ne yazık ki giderek önlenemez hale gelmektedir. Neredeyse her gün kadınların ‘sadece kadın oldukları için’ şiddete veya tecavüze uğradığına ya da öldürüldüğüne tanık olmaktayız. Kadına karşı şiddetin farklı bir ceza yaptırımına sahip olmamasının gerek ülkedeki farkındalığın gerekse de suçun önlenmesinin sağlanamamasına önemli bir etkisi olduğu, kadına karşı işlenen suçların neredeyse toplumun geneline yayılan bir hal aldığı düşünülmekte ve bu durum sosyal yaşamda telafisi mümkün olmayacak derin yaralar açmaktadır." (Ankara/EVRENSEL)
