Menderes Havzası Jeotermal kirlilik yükü altında
Denizli’de yapılan “Büyük Menderes Havzasının Son On Yılı” başlıklı panelde Menderes Havzasının Jeotermal kirlilik yükü altında kaldığı belirtildi.
Fotoğraf: EKODOSD
Büyük Menderes Havzası İnisiyatifi Denizli Bileşimi’nin hazırladığı Büyük Menderes Havzasındaki kirlenmenin boyutları, kaynakları ve bu kirliliğin tarım başta olmak üzere çevreye ve yaşama verdiği zararların anlatıldığı “Büyük Menderes Havzasının Son On Yılı” Başlıklı sunum, Pamukkale Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Duran tarafından Denizli Barosunda gerçekleştirildi.
Sunumun ilk bölümünde Büyük Menderes nehrinin doğduğu yer olan Afyon – Dinar Suçıkan mevkiinden itibaren kirlenmeye başladığı, farklı şehirlerden katılan ve nehri besleyen kolların da kendi illerinde sanayi, tarım ve insani kirlilik taşıyarak havzadaki kirlenmenin boyutlarını daha da büyüttüğüne dikkat çekildi. Ayrıca “Su yönetiminin ve korunmasının” tek elde toplanmasının da önemi vurgulandı.
Panelde, tekstil, deri, tarım ve jeotermal kaynaklı kirlenmenin nehirdeki yaşamı bitme noktasına getirdiği, bazı işletmelerin önlem almak yerine caydırıcılığı olmayan cezaları ödemeyi tercih ettiği vurgulandı.
JES’LERDEN MENDERES’E JEOTERMAL AKIŞKAN BIRAKILIYOR
Özellikle Aydın ve Denizli’de son dönemlerde faaliyete geçen toplam 33 adet JES’den gökyüzüne yılda 8,8 milyon ton “yoğuşmayan gaz” bırakıldığı, bu nedenle Menderes Havzasının Jeotermal kirlilik yükü altında kaldığı vurgulanırken, JES’lerden Menderes’e yılda 80 milyon ton toksit, fiziksel ağır metal ve radyonükleik maddeler içeren jeotermal akışkan bırakıldığı tüm bunların da Menderes nehir suyunu kirleterek tarımsal sulamada kullanılamaz hale gelmesine sebep olduğu belirtildi.
Menderes havzasında yaşayan köylülerin de katıldığı sunumda, Çevre Koruma Kurulu Başkanı olan valinin emri ile önceki dönemlerde İl Özel İdaresi tarafından köylere yaptırılan kanalizasyon sisteminin hiçbir önlem alınmadan doğrudan Menderes nehrine verildiği, kanunda sayılan cezai yaptırımların kesinlikle uygulanmadığı belirtildi.
Sunumda, kirletici etkenlerin engellenmesinin ve Menderes’in yeniden temiz akmasının resmi kurumların, fabrika vb. işletmelerin ve halkın birlikte çalışması ile mümkün olabileceği vurgulandı. (Denizli/EVRENSEL)