Menderes Havzası’nda çiftçiler bir yudum suya hasret kaldı
Dinar’da termik santral için açılan sondaj kuyuları Büyük Menderes Nehri’ni kurutuyor.
Fotoğraf: MA
Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde kurulması planlanan termik santral için açılan sondaj kuyuları Büyük Menderes Nehri’ni hem kirletiyor hem de kurutuyor. Sondajlardan kaynaklı Türkiye en verimli tarım arazilerini kaybetmekle karşı karşıya.
Dinar ilçesi sakinleri yaşananlara tepkili. KLK Madencilik tarafından işletilecek olan termik santrali için açılan sondaj kuyuları açılmaya devam ediyor. Birçok gazete tarafından “Afyon Dinar’a dev yatırım” başlıklarıyla haberler yapılsa da bölgede söylenenin aksine Türkiye’nin en büyük nehirlerinden biri olan Menderes ve havzasının yok olmayla karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Afyon’dan doğup, Murat Dağı’ndan beslenen ve Ege Bölgesi’ne hayat verip denize dökülen Büyük Menderes Nehri Türkiye’nin en kirli üçüncü nehri olarak biliniyor.
TEKNOLOJİ İLE SAVUNMUŞLARDI
Termik santralin kurulacağı ilçeye bağlı Uluköy sakini olan Hilmi Çalışkan ise, konunun doğanın geleceği olduğunu hatırlattı. Çalışkan, şunları dile getirdi: “Termik santral ilk buraya kurulacağı zaman Bakan Veysel Eroğlu buraya gelmişti ben de ona; ‘Sayın Bakanım termik santralden Menderes ve ağaçlarımız etkilenecek mi? Diyerek sormuştum. O da bana cevap olarak, yeni teknolojiye göre kurulan termik santrallerin suya ve doğaya zarar vermediğini, aksi bir durumda ise santralleri hemen kapatacaklarını söylemişti. Oysa burada yetişen meyvenin hem kalite hem de çeşitlilik açısından Türkiye’de benzeri bulunmuyor. Bakın nehrin suyu her geçen gün biraz daha azalıyor. Açılan bu sondajlar Menderes Nehri’ni kuruttu. Menderes Dinar’ın bir aynasıdır ve bu aynanın kırılmaması gerekiyor.”
‘DAHA SANTRAL KURULMADAN SUYUMUZ BİTTİ’
Akçaköy’de yaşayan Çiftçi Adnan Güçlü ise, köyün birçok noktasında daha önce akan su kaynaklarının teker teker kuruduğunu belirtti. Güçlü, yaşananları şöyle anlattı: “Yerin altına bir süre sondaj kazdılar. 2 bin tane sondajdan bahsediliyor. Bize zararları nedir diye soranlara şunu söylemek lazım; daha santral kurulmadan suyumuz bitti. Tüm hayatı çiftçilikle geçinen bizim gibi insanlara daha büyük zarar olabilir mi? Burada haşhaş, pamuk, şeker pancarı, buğday yani aklınıza gelecek her türlü ekim yapılıyor. Mesela turşuluk kornişon salatalık üretiliyordu, artık yok yetiştirilemiyor. Yetişen salatalığın eşi benzeri yoktu.”
“Peki şimdiden kaynaklarımızı kurutan bu santrale karşı yöre halkı ne yiyip ne içecek kimse düşünüyor mu?” diye soran Güçlü, “Çiftçi bir yudum suya hasret kaldı. Çiftçi mahsulü için su bulamıyor bundan daha kötüsü yok” dedi. (Afyon/MA)