Yayın yasağı kimlere var?
Avukat Sürek Gebze'deki viyadük çökmesine getirilen yayın yasağını yazdı: Haber yaptığında kim cezalandırıyor? Evrensel, Birgün gibi gazeteler...
Fotoğraf: DHA
Av. Kamil Tekin SÜREK
Kuzey Marmara Otoyolu’nun Kocaeli-Gebze kesimindeki viyadük çalışması sırasında beton bloğun düşmesi sonucu bazı işçilerin öldüğü, bazılarının yaralandığı duyuldu. Olaydan kısa bir süre sonra Kocaeli Valiliği tarafından yapılan açıklama ile Gebze 1. Sulh Ceza Hakimliğince konu ile ilgili yayın yasağı getirildiği bildirildi.
Kocaeli Valiliğinin açıklamasında “...devam eden Kuzey Marmara Otoyolu çalışmaları esnasında Gebze Tavşancıl kesiminde Osmangazi Köprüsü’ne yakın bir noktada yapılan viyadüke, ikinci kademe beton dökülürken beton bloğun ters dönerek üzerindeki işçilerle düşmesi sonucu iş kazası meydana geldiği” belirtildi. Açıklamada “Yazılı ve görsel basın ile internet medyasında bir takım yanlış bilgiler ve görüntülerle kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi ve çalışmaların sekteye uğramaması için” yayın yasağı alındığı açıklandı. Aynı açıklamada Gebze 1. Sulh Ceza Hakimliğinin yayın yasağı gerekçesi olarak “...toplum sağlığının ve ahlakının zedelenmemesi, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi ve çalışmaların sekteye uğratılmaması...” olduğu vurgulandı.
Hakimliğin yasak kararındaki gerekçeler hukuka uygun mu? Bakalım. Basın kanununda sınırlama şöyle düzenlenmiş: “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.”
Yasa maddesinde “toplumun yanlış bilgilendirmesi” yok. Zaten öyle bir gerekçe ile yayın yasağı getirilse yalan makinesi durumuna gelmiş yandaş medyanın tümden yasaklanması gerekir. Çünkü varlıklarının amacı toplumu yanlış bilgilendirmek.
“Çalışmaların sekteye uğratılmaması” diye bir neden de yasa hükmünde yok. Ama, hakim bu gerekçeyi de karara yazmış. Bu gerekçe AKP’nin gerekçesi. Çünkü AKP yerel seçimler öncesi bazı inşaatları bitirmek istiyor. Bunu için işçiler devam eden inşaatlarda deli gibi çalıştırıyor. Ne işçi sağlığı, ne güvenli çalışma koşullarını takan yok.
Geriye kalıyor “…toplum sağlığının ve ahlakının…korunması.” Şimdi konunun toplum sağlığı ve ahlakı ile ne ilgisi var diyeceksiniz? Basın açısından yok. İşverenler açısından var. Çünkü işveren işçileri iliklerine kadar sömürüp, kölelik koşullarında çalıştırırken onların sağlıklarını düşünmüyor ve insanlığın bin yıllardır biriktirdiği ahlaki değerleri ayaklar altına alıyor. Ama patronların bu tavrı yayın yasağı gerekçesi olamaz. Yayın yasağında bahsedilen sağlık ve ahlak meselesi başka. Toplumun sağlığını korumak için örneğin her gün gazetelerde ve televizyonlarda yayınlanan cinsel gücü artırıcı sahte ilaç haber ve reklamlarını, kanseri önlediği söylenerek satılan ilaç reklamlarını ya da zayıflama ilaçlarının haber ve ilanlarını yasaklayabilirsiniz. Ama bunları yasaklayan yok. Ahlak meselesi ile ilgili olarak medyada küçük çocukların evlendirilmesini öneren, film ve dizilerde kadına şiddet uygulanmasını ve genel olarak şiddete yöneltici yayınları yasaklayabilirsiniz. Her konuşmasında toplumun bir kesimine hakaret eden, onları aşağılayan, tehdit eden politikacıların konuşmalarını yasaklayabilirsiniz ama olayda toplumun ahlakını ilgilendiren bir durum yok. Ne var? AKP iktidarının yanlışlarının tartışılmasını önleme çabası var.
Bir kere daha bağımsız yargı problemi bu yasakla gündeme eliyor. Bir de Sulh Ceza hakimlerinin özel durumu.
Yayın yasağı her zaman olduğu gibi uygulanmıyor. Herkes konu ile ilgili haber yapıyor. Kim yapamıyor? Ya da haber yaptığında kim cezalandırıyor? Evrensel, Birgün gibi gazeteler; Hayat Televizyonu gibi televizyonlar. Hayat Televizyonu kapatıldı. Evrensel ve Birgün’e sayısız dava açılıyor ve onlar için çok ciddi olan para cezaları veriliyor. Mahkemelerde bu gazetelerin avukatları “ama bu haber bütün gazetelerde ve televizyonlarda yayınlandı” dediğinde hakimler adeta sağır gibi davranıyor.
Şimdi bir yayın yasağı daha var. Gazetede bütün ilgililer bu konuyu tartışıyor. Halka haber verme sorumluluğu ve karşısında zaten çok zayıf olan bütçesinden devlete ceza verme olasılığı.
Evrensel okurları yayın yasağı konan haberi bir şekilde herkes gibi öğreniyor. Yasaklar, sansür sökmüyor. Her yasak onları özgürlük günlerine ulaşma azmini daha da güçlendiriyor.