Şair Refik Durbaş yaşamını yitirdi

Şair Refik Durbaş 74 yaşında hayata veda etti. BirGün gazetesi acı haberi "Türk şiirinin yaşayan en büyük şairlerinden ve BirGün yazarı Refik Durbaş bu gece yaşama veda etti" ifadeleriyle duyurdu.

Akşam saatlerinde Medeniyet Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma kaldırılan Durbaş yaşamını yitirdi. Bir süredir diyaliz ve akciğer tedavisi gören şair, son olarak zatürreye yakalanmış, bu akşam (30 Kasım 2018) fenalaşarak Medeniyet Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma alınmıştı.

Refik Durbaş'ın cenazesi, yarın (2 Aralık Pazar) Erenköy Galip Paşa camiinde kılınacak öğle namazının ardından Ümraniye Hekimbaşı mezarlığına defnedilecek.

'ÇOK KİŞİNİN YÜREĞİNE DOKUNMUŞ GÜZEL BİR İNSANDI'

Eşi Bilge Durbaş, Refik Durbaş'ın bir hafta önce zatürre olduğunu belirterek, “Akciğerleri iltihaplandı, zor nefes alıyordu. İki gün önce yoğun bakıma aldılar, dün akşam da 'Allah'a ısmarladık' dedi ve gitti. Saat 23.30 gibi kaybettik” dedi.

Eşinin böbrek yetmezliği gibi çok sayıda hastalığının olduğunu belirten Bilge Durbaş, “Hepsi tabi çok yordu onu. Bağışıklık sistemini düşürdü. Son olarak akciğerinde sorun çıktı ve artık kaldıramadı. Refik Durbaş, şair olarak, insan olarak Türkiye'de çok kişinin yüreğine dokunmuş güzel bir insandı, şiiriyle yaşayacak” ifadesini kullandı.

Hakkı Zariç yazdı: Refik, Durbaş'a yakışır

Mustafa Köz yazdı: Refik Durbaş ve yıldız tozları…

65 yaş nereye düşer Refik Durbaş?

ŞİİR, ŞİİRDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR

Refik Durbaş, 2014'te Dünya Şiir Bildirgesini kaleme almıştı.

Şiir, şiirden başka bir şey değildir

Hakkı Zariç yazdı: Üvercinka çalan şair?

TYS: TÜRKİYE ŞİİRİNİN ÖNEMLİ BİR DAMARI KESİLDİ

Usta şairin yaşamını yitirmesinin ardından Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Genel Başkanı Mustafa Köz Evrensel'e açıklamalarda bulundu. Umut, özgürlük, barış, hüzün ve emeğin Durbaş şiirinin yeni şiire verdiği evrensel armağanlar olduğunu ifade eden Köz, “Gündelik ve eskimeyen sözcüklerle hep yeni bir şiir yazdı. İnsana dair her şey Refik Durbaş şiirinin ana eksenini oluşturdu. Bu eksen sadece 60’lardan bugüne Türkiye insanının sorunlarına değil insanlığın sorunlarına da baktı. Şimdi Türkiye şiirinin önemli bir damarı kesildi. Durbaş şiiri buna karşın yazdıkça çoğalan bir şiir olduğu için şimdiden geleceğin dilini de yakaladı. Durbaş’ın insanın ve bilincin özgürleşmesi için verdiği emeği unutmayacağız” dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de taziye mesajı yayımladı. Mesajda, “Refik Durbaş’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Şiir ve yazı dünyasına uzun yıllardır başarıyla hizmet eden Refik Durbaş’ın ailesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz” denildi.

PEN: ŞİİRİ YURDU GİBİ, YURDUNU ŞİİR GİBİ SEVDİ

PEN Türkiye Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamayla üzüntüsünü paylaştı. “Refik abi bugün bizi ağlattı” denilen açıklamada “‘Refik abi sen beni niye ağlattın?​’ Ahmet Erhan böyle yazmıştı. Refik abi bugün bizi ağlattı. Şiirimizin ustalarından, ama her zaman ‘çırak’ gibi davranan Refik Durbaş. Şiiri yurdu gibi, yurdunu şiir gibi sevdi. Bu yüzden en çok yurtsuzların, kimsesizlerin, gurbetçilerin şiirini yazdı. Şiirimize her dilde rahatça söylenebilecek yerel tatlar kattı. Kendi dili de öyle tatlıydı. Açık ve Erzurum yaylası gibi geniş bir yürekle sevdi insanları, şairleri, yazarları. Biz de onu, şiirini, dilini, kişiliğini çok sevdik. O hepimizin Refik Abi’siydi, bugün bizi ağlattı. Üyemiz, canımız, değerli arkadaşımız Refik Durbaş, eserleriyle yaşayanlar arasına katıldı.Önünde sevgiyle saygıyla eğiliyoruz” ifadelerine yer verildi.

REFİK DURBAŞ KİMDİR?

10 Şubat 1944'te Erzurum'un Pasinler ilçesinde doğdu.

Liseyi İzmir'de bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini bitirmeden ayrıldı. 1965-1968 arasında çeşitli işlerde çalıştı. Yeni İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde düzeltmenlik yaptı.

İlk şiiri İzmir'de Ege Ekspres gazetesinin sanat sayfalarında yayınlandı. Devinim, Gösteri, Sanat Olayı, Soyut, Papirüs gibi dergilerdeki şiirleriyle dikkat çekti. Arkadaşlarıyla birlikte 1962-1964 arasında Evrim dergisini, 1967'de de Alan 67 dergisini yayınladı. 1971'de ilk şiirlerini Kuş Tufanı adlı şiir kitabında topladı. 1972-1974 yıllarında Yeni A dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Gazetelerde sanat sayfaları hazırladı. 1992 yılında Cumhuriyet gazetesinden emekli oldu. Köşe yazarı olarak değişik gazetelerde çalışmalarını sürdürmektedir.

İkinci Yeni esintisi ile başladığı şiir yaşamı, zamanla toplumcu yönelim kazandı. Kendine özgü dili ve benzetmeleriyle, baştan beri tavrını ve varlığını keskinleştiren, anlam kadar biçime de önem veren şiirler yazdı. Çarşıların, işçi kızların, pazar yerlerinin, çay evlerinin dünyasını yansıtan şair olarak tanındı. Şiirinde günlük konuşma dili içine ustaca serpiştirilmiş eski sözcükler de kullandı.

ESERLERİ

Şiir:

Kuş Tufanı (1971)
Hücremde Ayışığı (1974)
Çırak Aranıyor (1978)
İkinci Baskı (1979)
Çaylar Şirketten (1980)
Denizler Sincabı (çocuklar için şiirler, 1982)
Kırmızı Kanatlı Kartal (çocuklar için şiirler, 1982)
Nereye Uçar Gökyüzü (1983)
Siyah Bir Acıda (1984)
Bir Umuttan Bir Sevinçten (1984, toplu şiirler 1)
Yeni Bir Defter-Şiirler-Meçhul Bir Aşk (1985)
Adresi Uçurum (1986, toplu şiirler 2)
Geçti mi Geçen Günler (1989)
Menzil (1992)
Kimse Hatırlamıyor (1994, toplu şiirler 1)
Nereye Uçar Gökyüzü (1994, toplu şiirler 2)
İki Sevda Arasında Kara Sevda (1994)
Tilki Tilki Saat Kaç (1995)
Düşler Şairi (1997)
İstanbul Hatırası (1998)

Röportaj:

Ahmet Arif Anlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu (1990)

İnceleme:

Şair Cezaevi Kapısında (1992)
Galata Köprüsü (1995)
İlhami Bekir'den Mektup Var (1997)
Anılarımın Kardeşi İzmir (2001)

Deneme:

Yazılmaz Bir İstanbul (1988)
İki Sevda Arasında Karasevda (1994)
Yasemin ve Martı (1997)

Antoloji:

Türk Yazınında Cezaevi Şiirleri (1993)
Öykülerle İstanbul (1995)

Yenileştirme:

Yedi İklim Dört Bucak (1977, Evliya Çelebi'den çocuklar için)
Şakaname (1983, Evliya Çelebi'den çocuklar için)
Mavi Alacalı Baston (1983, Muallim Naci'den çocuklar için) (KÜLTÜR SERVİSİ)