İşçi sağlığı paneli: İşçiler ölmemek için birlikte mücadele etmeli

DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş Sendikası İstanbul’un Pendik ilçesinde ekonomik kriz ve işçi sağlığı iş güvenliği başlıklarından oluşan bir panel düzenledi. Yapılan konuşmalarda, işçi ve emekçilerin hem kriz karşısında hem de işçi sağlığı ve iş güvenliği için bir araya gelerek mücadele etmesi gerektiği vurgulandı.

Kavakpınar Mahallesi’ndeki Ahmedi Hani Kültür Merkezinde yapılan, SES Temsilcisi Şahin Tanrıverdi, Evrensel Editörü Vural Nasuhbeyoğlu ve Avukat Orhan Atan’ın konuşmacı olduğu panele çeşitli iş kollarında çalışan 60 işçi katıldı.

İlk konuşmayı yapan SES Anadolu Yakası Şubesi temsilcisi Şahin Tanrıverdi, birçok meslek hastalığının mevcut yaslarda yer almadığına dikkat çekti. Ülkede 3 tane meslek hastalıkları hastanesi bulunduğunu ifade eden Tanrıverdi, “Zaten yetersiz olan meslek hastalıkları hastanelerini de kapatıyorlar. Yasaların yetersiz olması ve meslek hastalıklarının tanımlanmaması bir handikap. İşçi temsilcileri ve üniversitelerden uzmanların yer aldığı denetim mekanizmalarına ihtiyaç var” dedi.

Evrensel Editörü Vural Nasuhbeyoğlu da ekonomik krize vurgu yaptı. Bankaların, şirketlerin, vatandaşların borçlu olduğunu dile getiren Nasuhbeyoğlu, “Devlet de mega projelerde garantörlüğü nedeniyle dolaylı olarak borçlu. AKP’nin borçla büyüme dönemi bitti. Çünkü artık dışarıdan aldığımız para pahalı. Dövizde kısmen gerileme krizin atlatıldığına işaret etmiyor. Asıl kriz şimdi başlıyor. Bundan sonra konkordato ilan eden firmaların iflası ve işsizlik gündeme gelecek” dedi. Bu krizin faturasını patronların işçilere ödetmek istediğini dile getiren Nasuhbeyoğlu, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği de ikinci planda kalacak” diye konuştu.

Nasuhbeyoğlu, işçi ve emekçilerin krizin faturasını ödememek için, iş cinayetlerinde ölmemek için, en başta asgari ücretin yükseltilmesi ve ek zam talebi ile bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.

YASALAR PATRONLARIN LEHİNE DEĞİŞTİRİLİYOR

Avukat Orhan Atan da hukuken işçilerin lehine olan bir çok kanunun son on beş yılda fiilen ya da yasal değişikliklerle yok edildiğini vurguladı. Atan 1936 yılında yasalarda ‘Eğer hakim işçi ile patron arasında karar vermekte zorlanırsa öncelikle emeği korumalı ve kararı vermeli’ şeklinde yer alan ifadenin ‘İşletmenin korunması’ olarak değiştirildiğini aktardı.

İşçilerin pazar tatilinin tartışıldığını, fazla mesai hakkının telafi ve serbest dinlenme zamanı gibi uygulamalarla fiilen ortadan kaldırıldığını, 10 yıl olan dava açma haklarının 5 yıla düşürüldüğünü belirten Atan şöyle devam etti: “İşçiler hangi patron için çalıştığını bilemez hale geldi. Bunun tipik örneğini özellikle inşaat sektöründe görüyoruz. Mesela İstanbul Havalimanı inşaatı. Çalışma koşulları da alabildiğine kötü, hak istedikleri için tutuklanıyorlar.”

Sağlık alanında da katkı payı adı altında işçilerden kesintiler yapıldığını dile getiren Atan, “Sendikalardaki tıkanıklık ve işçilerin örgütsüz oluşu bu saldırıları artıracak. Bu karanlık tünelden tek çıkış yollu var. İşçiler örgütlenerek, sendikalardaki tıkanıklığı açarak, etkin bir mücadele ile kölelik yasalarını ve düzenini değiştirebilir” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)