Memet Başkan'ın deri işçisi olmasının yeri bende çok ayrıdır!
'Hiç görmediğim tanımadığım biri nasıl olur da şu satırları yazarken gözlerimi dolu dolu, boğazımda bir yumru, yüreğimde bir sızı bırakır?'
Esra DOĞU
İstanbul
“Emek Partisini daha yakından tanımak, mücadele pratiklerini öğrenmek, işçi direnişlerini, grevlerini görmek ve yaşamak istiyorsan bu kitabı mutlaka okumalısın” dedi bir yoldaşım “Bir İşçi Sınıfı Önderi Memet Kılınçaslan” kitabını hediye ederken...
Adı Memet. Adıyamanlı bir deri işçisi. Genç yaşında yoksullukla mücadele etmiş, okulunu bu sebeple yarım bırakıp “hayat üniversitesine” fabrikalara adımını atmış. Hemen hemen her iş kolunda çalışmış, mücadele etmiş. Yaşıtları üniversite okurken o fabrikalarda direniş örgütlemiş, eylemlerde grevlerde hep en öndeymiş.
Okudukça gurur duyuyor onu daha önceden tanıyamamanın pişmanlığını yaşıyordum. Yine okudukça bir yanım esprili hallerine, kıvrak zekasına hayran kalıyor; bir yanım da bu babayiğit adamın çok erken vakitte ailesine, partisine, yoldaşlarına, işçi kardeşlerine veda ettiğini düşünüyordu. Kolay değil bir sınıfın “önder” sıfatını taşımak. Memet Başkan gerçekten hep buna layık olarak yaşamış. Hem çok iyi bir baba, hem çok iyi bir eş-hayat arkadaşı, hem de çok iyi bir yoldaş olmuş. Ve bunlardan da öte işçi sınıfının Memet Abi’si olmuş.
Memet başkanın “deri işçisi” olmasının yeri bende çok ayrıdır. Belki çocukluğumun deri atölyelerinde işçi abileriyle bir arada geçmesinden... Belki de Memet Abi gibi bize erkenden veda eden adı Memet olan, Kazlıçeşme de deri işçisi babamdan... Babam da son gününe kadar onuruyla yaşayan, bizi kimseye boyun eğmeden yetiştiren adam da erken terk etti bizi. İyiler hep erken mi gider?
Hiç görmediğim tanımadığım biri nasıl olur da şu satırları yazarken gözlerimi dolu dolu, boğazımda bir yumru, yüreğimde bir sızı bırakır?
Bu duyguları ilk mücadele dolu yaşamının anlatıldığı kitapta, ikincisinde de vefatının 12. yılında anısına düzenlenen etkinlikte yaşadım. Pazar günü Avcılar’da düzenlediğimiz etkinlikte Memet Abi’yle uzun yıllara dayanan dostluğuna ithafen Adnan Özyalçıner ilk sözü aldı. Memet Abi’nin “kırk ayaklı karınca” şiirine olan sevdasını bir de Adnan Abi’den dinledik. Memet Abi’nin karakalem yeteneğinden, gittikleri resim sergilerinden hatta odasının baş köşesinde duvarında da orada etkilendiği resimlerden birinin kopyasının asılı oluşundan söz ederken bir insanın bu kadar iyi kendini nasıl yetiştirebildiğini, o heybetli görüntüsünün altında aslında sanata, sanatçıya değer veren naif ve romantik bir delikanlının olduğunu düşündükçe hayranlığım katbekat arttı.
Yine onunla dostluğu ’80’li yıllara dayanan birlikte 1 Mayıs’ları örgütleyen, sendikal faaliyetlerde omuz omuza mücadele eden ve Emeğin Partisinin kuruluşuna omuz veren yoldaşı Sabri Topçu’da oradaydı. Sabri Topçu’nun adı kitapta çok geçtiğinden tanışmak istediğim, merak ettiğim birisiydi. Onun ağzından Memet Abi’yle ilgili duyacağım her kelime, her cümle çok şey ifade ediyordu benim için. Ve hem etkinliğin açılış konuşmasında hem de kapanışında Sinan Ceviz’in Memet Abi’ye dair yaşanmışlıkları, mücadele içinde hem öğrenen hem öğreten konumunda olduğunu, Erkan Sarıoğlu’nun Memet Abi’nin kıvrak zekasına hayran kalışını ve fabrika direnişlerinde onunla kol kola omuz omuza olan işçi arkadaşları, yoldaşları o günleri canlı tanığı olarak bizlere tekrar tekrar yaşatmış oldular.
Kimdir Memet Kılınçaslan, herkes neden bu kadar çok sevmiş, herkesin gönlünde nasıl böyle derin yer etmiş şimdi anladım.
Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkes’i... inançlar ve mezhepler arasındaki ayrımcılık Memet Abi için önemsizmiş. Onun için işsizliğe, yoksulluğa, emperyalist oyunlara, iş birlikçiliğe karşı demokrasi ve barış için birleşme isteği önemli olmuş. Ve bir an bile tereddüt etmeden hepsiyle yan yana durabilmiş. Hepsinin yanında olabilmiş. Hepsinin abisi kardeşi başkanı olabilmiş. O gerçekten tüm yaşamını işçilerin birliğine, mücadelesine, daha onurlu bir yaşam için de devrime adamış. Ve veda ederken miras olarak da mücadele ettiği örgütünü, partisini bırakmış sevdiklerine...
Vefatının üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen ondan hâlâ bir şeyler öğreniyor oluşumuzu da mücadeleye adanmış bu hayata borçlu olduğumuzu biliyor ve bir kez daha buradan saygıyla anıyorum. Işıklar içinde uyu Memet Başkan.