Kim bu Elon Musk?
Bu genç “girişimci”nin belki de son derdi bilimi insanlığa faydalı kullanmaktır desek niyet okumuş olmayız...
Fotoğraf: JD Lasica/Flickr (CC BY 2.0)
Burak BAĞÇECİ
Yıldız Teknik Üniversitesi
“Kimse dünyayı 40 saat çalışarak değiştiremez, dünyayı değiştirmek isteyenler haftada 80-100 saat çalışmalı.” Bu sözler, Tesla Motors’un yönetim kurulu başkanı ve medyatik CEO’su Elon Musk’a ait. Musk bu sözleri, işçilerinin çalışma koşullarının çok ağır olduğu yönündeki eleştirilere cevap olarak söylüyor. Evet, ona göre “dünyayı değiştirmek” isteyen işçiler 100 saat çalışmalı! Üstelik Musk kimseyi zorla çalıştırmadıklarını, her çalışanının şirketin bu vizyonunu bilerek ve isteyerek şirketinde çalıştığını yani halinden memnun olduğunu iddia ediyor.
“MAHALLENİN YARAMAZ ÇOCUĞU” MU?
Gerçekten de Tesla, ağır çalışma koşullarıyla birçok kez gündeme gelmişti. İş kazası geçiren işçilerin şirketin sağlıkçıları tarafından raporsuz tedavi edilip işlerinin başına gönderilmesi gibi skandallar medyada “yaramaz CEO” Elon Musk’ın uyuşturucu kullanması kadar gündem olmasa da en azından bazı medya kanallarında haber olmuşu. Tam da şirketinin Türkiye pazarında yeni hamleler hedeflediği günlerde tesadüfen Atatürk sevgisiyle tanışan Musk’ın Anıtkabir paylaşımları da işçilerinin günde 12 saat çalışıyor olmasından daha önemliydi elbette!
Elon Musk, elektrikli araba üretimi ya da uzaya roket gönderme gibi insanlık adına çok büyük işlerle uğraşan vizyon sahibi bir girişimci rolünü gayet başarılı bir şekilde oynarken, uyuşturucu kullanımı, yakışıklılığı ve twitter mesajlarıyla da işçileri iliğine kadar sömüren bir kapitalist değil ama mahallenin yaramaz çocuğu imajıyla popülerliğine popülerlik katmayı başardı. Uzaya gönderilen bir roketi insanlık galaksilere yayılıyormuşçasına bir heyecan ve takdirle sunan youtuberlarımızın motivasyonunu anlamak zor olsa da onların sandıklarının aksine bu genç “girişimci”nin belki de son derdi bilimi insanlığa faydalı kullanmaktır desek niyet okumuş olmayız.
MUSK’IN CEBİNE KALAN
Musk’ın haklı olduğu konular da var, mesela kimseyi zorla çalıştırmadığı. Toprağa ve kişiye bağımlılık ilişkilerini yerle bir eden kapitalizm, emeğiyle geçinmek zorunda kalanlara tarihte görülmemiş özgürlükler getirdi. İşçiler köle gibi çalışma ya da açlıktan ölme arasında bir tercih yapmakta özgürler! Açlıktan ölmeme hakkını kullanan her işçi Musk gibilerince posası çıkana kadar çalıştırılıyor. Keşke hikaye burada bitse ama Musk maalesef doğru söylerken bile doğruyu söylemiyor. Nitekim 2017’de Tesla’nın Model 3 aracının yıllık üretim hedeflerini gerçekleştiremeyen işçiler ve mühendislerden 400 ila 700 arasında çalışan bizzat Musk tarafından kapı önüne koyulmuştu. Kendi iradeleriyle, saatlerce çalışmayı kabul de etseler bu sefer Elon Musk onları işsizlik ve yoksulluğa mahkum etmişti. Hem de sadece yılda 1600 araç üretemedikleri için. 260 değil de 1600 araç üretmenin insanlığa ekstra ne getireceğini anlamasak da Musk’ın banka hesabına çok şey getireceğini söyleyebilirdik.
Ama Musk’ın haklı olduğu bir başka nokta daha var. O da dünyayı değiştirme rolünü büyük bir alçakgönüllülükle işçilere vermesi. Tesla Motors’un ve dünyanın tüm işçileri, haftada 100 saat çalışarak Elon Musk gibilerinin dünyasını değiştirmeyi reddettiklerinde, kendilerine yeni bir dünya, eşitlik ve özgürlükler dünyasını yaratmanın da ilk adımını atmış olacaklar.
MUSK’TAN BİZE İDOL OLUR MU?
Milyar dolarlarını o insanları sömürerek kazandığını düşünmek ağızda mayhoş bir tat bırakır, halbuki genç bir mühendisin riskli yatırımlar yapıp çok zengin olması gibi bir girişimcilik rüyası herkesin ayaklarını yerden kesiyor. Ancak maalesef çok iyi bir mühendis olmak, zeki bir girişimci olmak ya da çok büyük riskler almak insanları Elon Musk yapmaya yetmiyor. Sadece bizim ülkemizde her yıl 100 bine yakın mühendis mezun oluyorken dünyada 1 tane Elon Musk’ın olması mühendislik öğrencileri olarak kendimize idoller seçerken daha mantıklı davranmamız gerektiğini bence gösteriyor.