Bir 11 Eylül sonrası romanı: Chicago
Fatih Polat, Alâ El Asvani’nin Chicago kitabını yazdı: Siyasete, kimlik ve kültür sorunlarına meraklı olanların bir çırpıda bitirecekleri bir roman.
Chicago kitabının kapağı
Fatih POLAT
Alâ El Asvani’nin, bir diş hekimi olarak ilk muayenehanesinin bulunduğu apartmanın adını taşıyan romanı Yakupyan Apartmanı’nın ardından yayınlanan Chicago, 11 Eylül sonrası Amerikası’nda geçiyor. Chicago’daki Illinois Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir grup Mısırlı profesör ve öğrenci ile Amerikalının kesişen hayatı içinden, bir yandan Amerika’dan Mısır’a bakarken, diğer yandan da, romandaki Mısırlı karakterlerin yaşadıkları üzerinden Amerika’ya bakıyorsunuz.
Roman, Kızılderililerin büyük trajedisinin Chicago’nun tarihindeki yerini anlatarak başlıyor. Illionis Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji Bölümüne yüksek lisans için başvurmuş olan Mısırlı Öğrenci Naci Abdül Samet’in kabul edilip edilmeyeceğinin görüşüldüğü yönetim toplantısı ise, romanın karakterlerin özelliklerinin ilk işaretlerini bulduğumuz bölüm.
Naci, rejime muhalif siyasi kişiliği nedeniyle Kahire Üniversitesinde kendisine iş verilmemiş bir kişidir ve yüksek lisans diplomasını alırsa Kahire Üniversitesine açtığı davayı da kazanma ihtimali olacaktır. Mısırlı Profesör Rafet Rabit, Mısırlıları aşağılayan tam bir oryantalist söylevle Naci’nin alınmasına karşı çıkar. Amerikalı Yazar Ernest Hemingway’i andıran ve muhalif siyasi kişiliği ile bilinen Profesör John Graham ise, Rafet Rabit ve onunla benzer görüş ifade eden ‘Yankee’ lakaplı Profesör George Michael’e yanıt olarak, “Beyler! Üniversite profesöründen ziyade gizli polis dedektifleri gibi konuşuyorsunuz” der ve Naci lehine oy kullanır. Toplantıya başkanlık eden Doktor Bill Friedman da, Graham’ı destekler ve oylama sonucu Naci bölüme kabul edilir.
Romanın en dikkat çekici karakterlerinden biri olan Profesör John Graham, Vietnam Savaşı’na karşı çıkan, 1968 eylemlerine katılan ve eski yoldaşları zaman içinde servet sahibi olurken, altmışını devirdiğinde de hâlâ devrime bağlı bir karakterdir. Evlilik müessesesine inanmadığı için evlenmeyen Graham, coşkulu bir aşk yaşadığı kendisinden genç yaştaki siyahi sevgilisi Carol ile ilişkisi nedeniyle ırkçı tavırlarla karşılaşır. Bu tavırlarla da mücadele eder. Carol’un yaşadıkları ise alt sınıflardan siyahi bir kadının ‘Amerikan rüyası’ içinde payına düşenin bir trajediden fazlası olamadığını belgesi gibidir.
Prof. Graham’ın hayatı Amerika’da sistemle ve yanlış gördüğü şeylerle mücadeleyle geçerken, Mısırlı Profesör Rafet Rabit ise, Mısır’ı ve Mısırlıları aşağılayan ve Amerikan kültürüne tutku ile bağlı bir tiplemedir. Ancak kızının uyuşturucu müptelası bir ressamla birlikteliği sonrası gösterdiği tepkiler, o modernlik gösterisini bir anda silip süpüren muhafazakar bir babanın davranışlarını açığa vurur.
Çalışkan bir öğrenci olan Mısırlı Şeyma ile yine aynı üniversitede öğrenci olarak bulunan Mısırlı Tarık’ın aşkları da, bir kültür ve kimlik çatışmasının özelliklerini yansıtır. Aldığı dini eğitim ve ailesinden edindiği değerlerle bir erkekle evlilik öncesindeki cinsel bir ilişkiye mesafeli yaklaşan Şeyma’nın yaşadığı bocalama ve kendisi gibi çok çalışkan bir öğrenci olan ancak kadınlarla ilişki konusundaki ürkekliği nedeniyle başlarda sekter davranışlar sergileyen Tarık’ın halleri, sancılı bir kültürel değişim hikayesidir.
Romanın bir başka önemli karakteri de Amerika’daki Mısır Öğrenci Birliğinin Başkanı Ahmet Danana’dır. Adeta filmin kötü adamı rolündeki Danana, toplantılarındaki konuşmaların tamamını kaydeden ve Mısırlı öğrenciler hakkında Mısır rejimine bilgi veren, yükselişini jurnalciliğe borçlu bir tiptir. Amerika’da öğrenci olan Mısırlı gençlerin rejimden duydukları tedirginliğin üzerine kurduğu otoritesinin tadını çıkaran Danana, evlendiği Mısırlı eşi Merve’nin zengin babasından her ay düzenli para alarak evliliğini de bir yatırıma dönüştürür. Karısı ile ilişkisi ise, ataerkil bir erkeğin en tipik, en vahşi özellikleriyle doludur ve ona dair bölümleri okurken kendinizi ‘aşağılık herif’ diye mırıldanırken bulabilirsiniz.
Romanın her karakteri bize başka bir hikayeyi anlatır. Örneğin Mısır rejimine muhalif öğrenci Naci ile daha sonra Yahudi olduğunu öğreneceği sevgilisi Wendy’nin yaşadıkları, Mısırlı Profesör Doktor Salah’ın Amerika’daki konumunu garantiye almak için evlendiği Amerikalı eşi Chris ile evliliklerinin zaman içinde geldiği nokta ve romanın daha bir dizi karakterinin ilişkiler silsilesi bir kimlik ve kültür çatışmasının da farklı karelerini yansıtır.
Kıpti Cerrah Kerem Doss, Naci ve Profesör Graham’ın, ABD’yi ziyaret eden Mısır Cumhurbaşkanını protesto için yaptıkları hazırlık ise hayatları kesişen Mısırlı ve Amerikalı kahramanların ortak bir mücadele deneyimi olarak, 11 Eylül sonrası iklimin içinde ayrı bir yer tutar.
Siyasete, kimlik ve kültür sorunlarına meraklı olanların muhtemelen bir çırpıda bitirecekleri bir roman Chicago. Ancak bu sürükleyiciliği, etkileyici özellikleri yanında kurgusal bir montaj hatası gibi duran bir yanı da var. Karakterlerin neredeyse her biri, kültür ve kimlik sorunsalı bağlamındaki ilişkiler dizgesini farklı açılardan anlatmak üzere seçilmiş olarak romandalar. Bu da insanda yer yer sıkıştırılmış bir kimlikler kolajı hissi uyandırabiliyor.
KÜNYE
Adı: Chicago
Yazar: Ala El Asvani
Çeviri: Avi Pardo
Yayınevi: Maya Kitap
Sayfa sayısı: 362