10 Aralık 2018 10:18

İnsan Hakları Haftası eylemleri: İnsan hakları araçsallaştırıldı

10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla insan hakları örgütleri pek çok ilde eylemler düzenledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 70. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen İnsan Hakları Haftasının açılışında bir çok yerde hak savunucuları “İnsan hakları araçsallaştırıldı. Haklarımız için mücadeleye devam” diyerek eylemler düzenledi.

İHD ve TİHV’in 10 Aralık İnsan Hakları Günü ve devamındaki haftada düzenleyecekleri etkinliklerin ilki, Sultanahmet Meydanında düzenlendi. Açıklamada ilk olarak İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri konuştu. Yoleri, İnsan Hakları Bildirgesi’nin 70. yılında insan haklarının araçsallaştırıldığını söyledi. Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi sorununun büyüdüğüne dikkat çeken Yoleri şöyle konuştu:

“Türkiye’de hâlâ işkenceden söz ediyoruz. İnsanların çalışma hakkına, yaşamını sürdürecek gelire hakkı var ama biz; işsizlikten, çalışma hakkının kısıtlanmasından, grev yasaklarından, asgari ücretin açlık sınırının altında olmasından, çocuk işçilerden söz ediyoruz. Hâlâ eğitim olanaklarına ulaşamayan çocuklardan söz ediyoruz. Hâlâ adalet talebiyle karşınızdayız. Çünkü bağımsız bir yargıdan söz edemiyoruz. Yargı tamamen siyasete bağlanmış, hukuk dışılıkla yürütülüyor.”

‘ANAYASAYI HİÇE SAYAN BİR YÜRÜTME VAR’

Yedi defa uzatılarak iki yıl süren OHAL döneminde yurttaşların haklara sahip olma hakkından mahrum bırakıldığını vurgulayan Yoleri şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 7145 sayılı yasa çekirdek haklarımızın ihlalini sürekli hale getirdi, yani OHAL’i süreklileştirdi. Bu yasa Anayasada 4 gün olan gözaltı süresinin uzatılarak 12 gün olabileceğini söylüyor. Anayasada hak olan barışçıl gösteriler yasaklandı. Anayasayı hiçe sayan bir yürütme var. Cumartesi Anneleri’ne uygulanan yasak, yasayı da aşan biçimde Kaymakamlık tarafından alınıp halen uygulanmaktadır. Seyahat hakkı engellendi. İhraç ile ilgili düzenlemeler de bu yasa ile aynı şekilde devam ettiriliyor. Masumiyet karinesi bu yasayla ihlal ediliyor. İhraç sürecinde mahkeme kararı olmaksızın komisyon kararıyla insanlar işlerinden ediliyor. Örgütlenme hakkına ilişkin hak ihlalleri de devam ediyor. Bugün hâlâ dernek ve sendikalar kapatılıyor, örgütlenme özgürlüğüne dönük baskılar devam ediyor. Yine 3. Havalimanı işçilerine hukuki yardım verilmesi Valilik kararıyla engellendi. Bunun hiçbir yasada yeri yok. Siyaset ihtiyaç duyduğunda hak ve özgürlüklerimizi kullandırıyor. Sadece düşünce ifade özgürlüğünün engellenmesinden değil kısıtlanmasından da söz ediyoruz. Düşünmek de yasaklanıyor. Yaşam hakkı ihlalleri artarak devam ediyor. Cezaevleri bugün aşırı doluluğuyla gündemde. Tutukluluk bir tedbirdir ancak mahkemeler mecbur kaldığında verecekleri karardır. Öncelikle yargının kolaylıkla tutuklama kararı vermesinden vazgeçmesi gerekiyor. 50 binden fazla mahpustan söz ediyoruz. Kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı ve şiddet oldukça fazla. Çocuk istismarı söz konusu. Bu istismarı önleyemeyen devlet, istismarı protesto eden öğrencileri yargılıyor. Mülteciler barınma ve sağlık gibi temel haklardan yoksunlar.”

‘MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’

Daha sonra söz alan TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı da, dünyanın her yerinde savaşlar ve hak ihlalleri ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Yemen’de 3 milyon çocuğun açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Fincancı, Fransa ve Belçika’da insan olmanın bilinciyle hakları için mücadele eden ‘Sarı yeleklileri’ selamladı. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan tüm hak ihlallerine karşı mücadelenin sürdüğünü belirten Fincancı şöyle devam etti:

“Tüm olumsuzluklara rağmen mücadele bitmiyor. Yalnız değiliz. Hukuk rejimi ile koruyamıyorsak haklarımız için mücadele etmek sorumluluğu taşıyoruz. Mücadelemiz devam edecek.”

‘MECLİS, YÜRÜTMENİN ONAYLAMA ARACINA DÖNÜŞTÜ’

İnsan Hakları Haftası nedeniyle bir açıklama da Adana’da yapıldı. Açıklamada konuşan İHD Adana Şube Başkanı İlhan Öngör, 24 Haziran seçimlerinin ardından yürürlüğe giren yeni rejimde parlamentonun yürütmenin basit bir onaylama aracına dönüştürüldüğünü ifade etti, “Hak temelli bir rejimden vazgeçilmiş, hukuk kurumu minnet, rıza göstermeyen toplumsal kesimleri susturma aracına dönüşmüştür” dedi. (HABER MERKEZİ)


DİYARBAKIR’DA KİTLE ÖRGÜTLERİNDEN BASIN AÇIKLAMASI

Diyarbakır’da da kitle örgütleri, İnsan Hakları Haftası’na ilişkin ortak basın açıklaması yaptı. Diyarbakır Barosu, İHD, TİHV, Diyarbakır Tabip Odası, Hak İnsiyatifi’nin Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde yaptığı ortak basın açıklamasında bölgede yaşanan hak ihlallerine dikkat çekildi. Tahir Elçi’yi anarak kitle adına açıklamayı yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 70. yıldönümünde taraf devletleri sözleşmenin yükümlülüklerini hiçbir istisnai duruma mahal vermeden yerine getirmeye çağırdı. Türkiye’de demokrasi ve insan haklarının, ağır tehditlere maruz bırakıldığı zor bir dönemden geçildiğini ifade eden Zeytun, çatışmalı ortama dönülmesi ile barış umudunun yerle bir edildiğini söyledi. OHAL rejiminde hak savunuculuğu faaliyetleri yürüten yüzlerce dernek ve vakfın kapatıldığını, 95’i DBP’li belediyeler olmak üzere 102 belediyeye kayyım atandığını, DBP’li belediye eş başkanlarının ve HDP’nin Eş Genel Başkanları da dâhil olmak üzere on beş milletvekilinin tutuklandığını ve HDP’li kimi vekillerin vekilliğinin düşürülürken, kimi vekillere çeşitli hapis cezaları verildiğini hatırlatan Zeytun, “AİHM’nin, HDP’nin önceki eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında vermiş olduğu ihlal kararı akabinde, Cumhurbaşkanı’nın kararı eleştiren açıklamaları sonrasında yerel mahkeme ihlal kararına uymamış, sayın Demirtaş’ın tutukluluğunun devamına karar verilerek Anayasanın 90. maddesi açık bir şekilde ihlal etmiştir” dedi.

İşkencenin yaygın ve sistematik hak ihlalleri ile gündeme geldiği bir başka konunun cezaevleri olduğunu belirten Zeytun, hapishane ihlallerinin, sürgünler, sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim, aile görüşü haklarının kısıtlanması gibi konularda açığa çıktığını ifade etti. Hapishanelerle ilgili bir diğer önemli konunun Öcalan’a yönelik tecrit uygulamaları olduğunu belirten Zeytun uygulanan tecrit politikasının, çatışmaları derinleştiren bir duruma yol açtığını söyledi. DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine de değinen Zeytun, Güven’in serbest bırakılmasını ve yaşam hakkına yönelik ciddi riskler başlamadan taleplerinin dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Çatışmalı ortam nedeniyle hak ihlaline yol açan bir başka önemli konunun özel güvenlik bölgeleri ve sokağa çıkma yasağı ilanları olduğunu belirten Zeytun, kadınlara dönük şiddet ve hak ihlallerinin de bu süre içerisinde devam ettiğini ifade etti. (Diyarbakır/EVRENSEL)


DİH: SİYASİ İKTİDAR VE YARGI, HAK İHLALLERİNE SON VERMELİDİR!

Demokrasi İçin Hukukçular tarafından 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ile ilgili yapılan açıklamada siyasi iktidar ve yargının, insan hakları ihlallerine son vermesi gerektiği belirtildi.

1948 yılında, toplam 30 maddelik İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edildiği ve 10 Aralık’ın o tarihten bu yana insan hakları günü olarak kutlandığı belirtilen açıklamada; “Aradan geçen 70 yıl içinde ülkemizin insan hakları açısından bugün geldiği nokta ise açıkça söyleyebiliriz ki içler acısı bir durumdadır.

Türkiye, pek çok uluslararası insan hakları sözleşmelerine imza atmış ve hatta İstanbul Sözleşmesi gibi bir sözleşmenin ilk imzacısı olmakla övünmüştür. Ancak, bugün gerek İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi gerekse İstanbul Sözleşmesi gibi insan ve kadın haklarına dair sözleşmeler değil uygulanmak adeta yok sayılmaktadır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin kararları, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı tarafından “bizi bağlamaz” denilerek tanınmamaktadır. Ancak, işin geldiği daha da vahim nokta ise, aynı tutumun yargı organları tarafından da benimsenmesidir. Yargı mekanizmasının en temel unsurları olan bağımsızlık ve tarafsızlık rafa kaldırılmış adeta siyasi iktidarın bir organı olarak yargılamalar yapılmakta, kararlar verilmektedir. Bunun son örneği Selahattin Demirtaş hakkında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin derhal tahliye kararını iktidar partisinin aynı argümanlarıyla uygulamaktan kaçınan ve binlerce dosya beklerken Demirtaş-Önder mahkumiyet kararını acele onaylayarak İHAM kararını etkisizleştiren mahkeme kararlarında gördük” denildi.

‘KHK REJİMİ HAK İHLALLERİNİN DEVAMINI SAĞLAYAN UYGULAMA’

AKP iktidarının kendi çıkarı için ısrarla sürdürdüğü KHK rejiminin zaten başlı başına insan hakları ihlallerinin devamını sağlayan bir uygulama olduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi:

“OHAL’i fiili olarak devam ettiren, her çıkardığı KHK ile insan haklarına bir darbe daha vuran iktidar, tüm bu ihlalleri yapan, yaratan kendisi değilmiş gibi, İnsan Hakları Gününü kutlamaktadır. Parlamento çatısı altındaki İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ise uluslararası sözleşmeleri iktidarın politik çıkarlarına göre tıraşlayıp yorumlamakta, insan hakkı tanımaz iktidar mensupları İnsan Hakları Günü’nü kutlayarak halkın zekâsı ile alay etmektedir. Siyasi parti genel başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutukluyken, yüz binlerce insan herhangi bir hüküm olmaksızın işlerinden ihraç edilerek çalışma hakkına erişemiyorken; pasaportları iptal edilen insanlar seyahat özgürlüğünü kullanamıyorken; siyasi iktidar gibi düşünmediği için yüz binlerce insan hakkında sayısız davalar açılmışken, gazeteciler haber yapamaz hale gelmiş, cezaevlerinde iken, Türkiye’nin insan hakları karnesi daha da kötüleşmektedir.”

‘İNSAN HAKLARI EVRENSELDİR, BÜTÜNSELDİR, BÖLÜNMEZDİR’

Türkiye’nin, insanların düşüncelerini açıkladıkları için yargılandığı, tutuklandığı bir ülke olmaktan çıkarılması gerektiği vurgulanan açıklamada; “Güvenlik kuvvetlerinin işkence yaptığı, karakolda, sokakta, hapishanede işkence ile insanların öldürüldüğü; ‘galoş giy’ dediği için veya ‘dur ihtarına uymadı’ iddiasıyla insanların yargısız infaz edildiği bir ülke olmamalıdır. Faili meçhul cinayetler aydınlatılmalıdır. Yargı mekanizmasının siyasi iktidarın bir organı gibi davranmasından vazgeçilmelidir. Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununun en önemli halkası olan Kürt Sorunu, ‘terör sorunu’ olarak nitelendirilmiş ve bu sorunun ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal, hukuksal boyutları inkar edilmiştir. Oysa insanın bireysel ve kolektif özgürlükleri temel alınarak çözüm mümkündür. Kadınların yaşam hakkını dahi koruyamayan bir siyasi iktidar, kadınları eşit özgür bireyler olması için çaba harcamalıdır. Her fırsatta ‘eşitlik fıtrata ters’ açıklamalarının gündeme getirilmesi, eşitlik ilkesinin ihlalidir. En temel işçi haklarının dahi uygulanmaması, işverenlerin karları söz konunu oldu mu yasaların kâğıt üzerinde kalması kabul edilemez bir tutumdur.

İnsan hakları evrenseldir, bütünseldir, bölünmezdir. Haklar ve özgürlükler birbirleriyle irtibatlıdır. Biri diğerine tercih edilemez. İnsan haklarıyla insandır.

Evrensel Bildirgenin 70. yılında, tüm yok etme girişimlerine karşı demokrasi, insan hak ve özgürlükleri mücadelesinin de süreceğini bir kez daha haykırıyoruz” denildi. (HABER MERKEZİ)


CHP’Lİ ÖZGÜR ÖZEL: HAKLAR AKP TARAFINDAN YOK EDİLİYOR

İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir açıklama da CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’den geldi. Türkiye’nin, insan hakları alanında tarihinin en ağır hak ihlallerinin yaşandığı dönemlerinden birini yaşadığını söyleyen Özel, “Hukukun üstünlüğünün sağlanamadığı, basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede vatandaşlarımızın insan olmaktan kaynaklanan haklarını tam anlamıyla kullanabildiklerini iddia edemeyiz.” dedi. “Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler işçi haklarından, kadın haklarına, eğitim ve sağlık hakkına erişimden, yaşam hakkına tüm kategorilerde Adalet ve Kalkınma Partisi eliyle hızla yok edilmektedir.” diyen Özel şu ifadeleri kullandı: “İnsan hakları, demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur. Devlet, tüm bireylere eşit yurtta anlayışıyla yaklaşmalı ve insan haklarını birinci öncelik alanı olarak kabul etmek zorundadır.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: Gezi’de hak savunuculuğuna soyunanlar Paris'te kör, sağırlar

SONRAKİ HABER

Basın üzerindeki baskıların sonucu insanlar sosyal medyaya yöneliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa