Doğumun ilk sancısı: Çöl Bahçıvanı
Burhan Yeşilyurt, Bekir Dadır'ın ilk şiir kitabı Çöl Bahçıvanı üzerine yazdı.
Çöl Bahçıvanı kitap kapağı
Burhan YEŞİLYURT
Birkaç yıldır birçok dergide boy gösteren Bekir Dadır şiirinin evrildiği noktayı görmek kolay olsa da şiiri için çizdiği sınıra ve gösterdiği coğrafyaya da değinmek gerekir. Birkaç yıllık belleği oluşturan bu dönemde şiirinin dönüşümüne tanık gösterdi okuru. Ve nihayetinde hepsini bir araya getirmeyi başardı. İlk kitap olmasına rağmen başarılı şiirlerle vitrine çıktı.
Tüketime eğilimli okuru, okur olma sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyor. Okurun ağzına bal çalmak yerine onları köşeye sıkıştırıyor ve kendileriyle yüzleşmeye zorluyor. Bunu yaparken de şiir ile okur arasında bir derinlik yaratacağı kaygısını gütmüyor. Evet, şiiri üslup olarak toplumla arasına duvar örse de muhteva olarak sol cenahı selamlayan, yer yer sokaklara çıkan ve yaşadığı coğrafyanın dehlizlerinden fışkıran dizelere bürünmüş. Bunun yanında kitabının çerçevesini oluşturan yoğun, lirik şiirleridir. Bu şiirlerinde üslubunun ağırlığı okura dikkat zafiyeti konusunda şans tanımıyor.
OKUR, ÜSTKURMACA TEKNİĞİNE TANIKLIK EDİYOR
Bunun yanında kabuk kırıp kendilerine bir vuzuh getiren dizeleri de sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bir başka konu da şiirindeki postmodern işçiliktir. 21. yüzyıl yazın dünyasında genelde nesir türünde karşılaştığımız bu olgu, kendini hiçbir türden ve akımdan uzak bırakmıyor. Bekir Dadır da postmodernizmin bu nimetlerinden faydalanmış ve “ilk kitap” için fazlasıyla göze çarpan bir şekilde yer vermiştir. Masal, mitoloji ve daha yazıya geçirilmemiş sözlü anlatıların yoğun olduğu bütün coğrafyalar, postmodern unsurların iştahını kabartmıştır. Okur, bu kitapta en çok “üstkurmaca” tekniğine tanıklık ediyor.
Daha çok tarihsel bir serüvene dayanan bu unsurlar, şiirinin zenginleşmesinde öncül bir rol üstlenmişlerdir. Bunun yanında Dadır’ın şiiri iç monoluğu da biraz andırır. Birçok şiirinde kendisiyle konuşuyormuş gibi birbirine yabancı duran dizeleri bir bütüne döndürmeyi başarmış fakat bu durum dizeler arasında keskin geçişler de yaratmıştır. Bu noktada okuru nefessiz bırakıyor, şiirinin yoğunluğuna ayak uydurmaları için koşmalarını istiyor.
BİÇİM OLARAK BİR ARAYIŞTA OLDUĞU GÖZLEMLENİYOR
Ben ilk kitabı için iyimser olmakla beraber birtakım kaygıları da taşıyorum. İlk eser itibariyle başarılı olan bu kitabın içeriğinde şiirinin biçim olarak hala bir arayışta olduğu gözlemleniyor. Şairin bu arayışı imgelerine de yansımış ve yer yer kendi seslerine sağır kesilmişlerdir. Bir yandan kelimeler, olmak istediği yerde bulunmanın güveniyle dururken bazı dizelerde yerini yadırgayan eşyalar gibi durdukları da bir gerçektir. Bir tenkit de kelime tekrarlarının getirdiği zafiyet ve kullandığı az dokunulmuş kelimelerdir. Daha önce böyle bir çalışma yapıldı mı bilmiyorum ama Bekir Dadır, İkinci Yeni şiiri için sözlük oluşturma çalışmalarında bu yeteneğini kullansa daha sonra yazacağı kitaplarını da bu zafiyetten kurtarmış olacaktır.