Sendikalaşma mücadelesinden geri adım yok!
101 gündür sendikal mücadele veren DHL işçileri İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili ve Emek Partisi Eski Genel Başkanı Levent Tüzel’le bir araya geldi. DHL’nin Esenyurt depolarında çalışan işçiler neden sendikal mücadeleye başladıklarını, 101 günlük sürece ve bugünden sonra nasıl mücadele
İşçiler çalıştıkları firmada taşeron sisteminin olduğunu, kadrolu ve yevmiyeli olarak çalıştıklarını söylediler. Ağırlıklı kadın işçilerin çalıştığı işyerinde yoğun fazla mesailer yapılıyor. Çoğu işçi bir ayda 100 saatin üzerinde fazla mesai yapıyor. Yasal sınırın üzerinde yaptırılan fazla mesailerde kesinti yapılıyor. Ücretlerin geneli ise asgari ücret seviyesinde. Her sene hatta her ay ciddi iyileştirmelerin yapılacağı sözü verilmesine karşın, yapılan zamlar yüzde 3 ila yüzde 6 arasında kalıyor. Bazı işçilere uyarı aldıkları gerekçesiyle zam verilmiyor.
KİRALIK İŞÇİLER
Daha ülkemizde yasallaşmamış olsa da DHL işçileri kiralık işçi statüsünde çalışıyor. İşçiler DHL’nin taşeron firması Platin Grup’tan kiralanmış olarak gösteriliyor. Çalışma koşulları oldukça kötü. Özellikle yevmiyeli çalışan işçiler oldukça dertli. Çok fazla kadın işçi çalışmasına rağmen işyerinde kreş bulunmuyor. Kendilerine sorulmadan zorunlu özel sağlık sigortası yapılıp bunun aylık ücretlerinden kesilmesinden rahatsızlar.
İşyerine giriş çıkışlar parmak izi okutmayla yapılıyor. Giriş ve çıkışlarda parmak basmayı unutanların ücretlerinden kesinti yapılıyor. Çoğu zaman zorunlu koşullarda dahi izin verilmiyor. Örneğin bir işçinin cenazesinin olması bu koşullardan sayılmıyor.
İşçiler iş yerlerinde yaşadıkları bu olumsuz koşulları düzeltmek için sendikalı olmaya karar verdiklerini söylüyorlar. Sendika olarak daha mücadeleci olarak gördükleri TÜMTİS’i tercih edip, üye olmaya başlamışlar.
ALMAN DEVİNİN SENDİKA DÜŞMANLIĞI
İşçilerin sendikaya üye olduklarının duyulmasıyla depoda işçiler üzerinde baskılar artmış. İşçiler, toplantı adı altında özel odalara çekilerek sendikadan istifa etmeye zorlanmış. Bu sürede 3’erli 4’erli işten atmalar da yaşanmış. Hatta bu sırada sendikalı olmadığı halde, “Sendikalı olabilir” denilerek işten atılan işçiler olmuş. Sendikalı olduğunu düşündükleri bazı işçileri de daha uzaktaki şubelere gönderip terbiye etmeye çalışmışlar.
Patron temsilcileri bir yandan da işçilere kendilerinin yanında olmaları, sendikalı arkadaşları hakkında bilgi vermeleri karşılığında yüksek ücret zammı ve ücretlerin üç dört katı para vaadinde bulunuyorlar. Bu baskıları yapan Alman sermayeli DHL’nin, yüz binlerce çalışanıyla dünyanın en büyük kurye şirketi olduğunu dile getiren işçiler, Anayasal haklarını kullandıkları için bu baskılara maruz kaldıklarını dile getirdiler.
İŞTEN ATMANIN NEDENİ SENDİKALAŞMA
TÜMTİS’in yürüttüğü çalışmalar sonrasında işçilere ulusal ve uluslararası destek gelmeye başlamış. Bu desteğin artmasıyla, işyeri yöneticileri de işten atmalara son vermiş. İşçilerle toplantı yapılıp kimi vaatler ve kısmi iyileştirmeler yapmışlar. İşçilere bu süreçte kendilerine dinlenme alanı düzenlendiğini, işçi çocukları için kırtasiye yardımı yapıldığını anlattılar. İşten atılan işçilerin açtıkları davalar konusunda da mahkemeye “Haksız yere işten attık” yazılı dilekçeler verilmiş. İşçiler, patronun böylece işçileri sendikalaşmadan dolayı attığının mahkeme yoluyla tespit edilmesini engellemek ve attığı işçilerin tazminatını vererek kurtulmak istediğini söylüyorlar. Sendikadan da bu teklifi kabul etmeleri yönünde telkin geldiğini anlatan işçiler ise buna tepkili. Atılan işçiler, sendikalı oldukları için işten atıldıklarını ve ne kadar sürerse sürsün bunun mücadelesini vereceklerini söylüyorlar. Sendikacıların bu süreci uluslararası baskıyla sürdürmek istediğini ifade eden işçiler, sadece bunun yetmeyeceğini bu süreçte kamuoyu yaratmak için çalışma yapılması ve üretimden gelen gücün kullanılması gerektiğini ifade ettiler. İşçiler sendikal sürecin tamamlanması için kendilerine düşen her işi yapmaya hazır olduklarını dile getirdiler. (İstanbul/EVRENSEL)
TÜZEL: DHL İŞÇİLERİNİN SÖZCÜSÜ OLACAĞIM
İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de kendisinin bir yıldır içinde bulunduğu Mecliste işçilerin yaşadıkları sıkıntıları ve hak gasplarını dile getirdiğini ve bundan sonra da dile getirmeye devam edeceğini söyledi. Ülkenin değişik yerlerinde işçilerin eylem yaptığını ancak lokal kaldığı için işçilerin haberdar olmadığını dile getiren Tüzel, işçilerin daha çok bir araya gelmeleri gerektiğini ifade etti. Gebze’de işçilerin anayasa forumu düzenlediğini ve kendisinin de bu foruma katıldığını söyleyen Tüzel, işçilerin taleplerinin anayasada daha görünür hale gelmesi gerektiğini söyledi. Tüzel şöyle devam etti: “AKP Hükümeti Türkiye’de kaos ortamı yarattı. Alevilerin derdi dinlenmiyor, Kürtlerin derdi dinlenmiyor. Hükümet savaş ve çözümsüzlükte ısrar ediyor. Komşularla sıfır sorundan savaş etme noktasına geldik. İşçilerin bu konularda da söyleyecek sözü olmalı ve siyaset yapmaları gerekir. Çünkü ülkemizde yaşanan bu olaylar örgütlenmemiz karşısında da engel teşkil ediyor.”
Tüzel’in açıklamalarını doğrulayan işçiler, sendikalaşma sürecinde tüm işçilerin birbirine kenetlendiğini ancak yaşanan çatışmalı ortam ve ölümler sonucunda işçiler arasında tartışmalar yaşandığını anlattılar. Tüzel son olarak ekim ayında Meclisin açılmasıyla birlikte DHL işçilerinin yaşadığı haksız ve hukuksuz uygulamaları Meclis kürsüsünden ifade edeceğini ve DHL işçilerinin yanında olacağını söyledi.