Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
17 Aralık 2018 00:00
/
Güncelleme: 25 Aralık 2018 11:09

Tarih kitaplarını yeniden yazdıran keşif: Göbeklitepe

İsmet DOĞAN
Urfa

Son dönemde adını sıkça duyduğumuz Göbeklitepe 2 Temmuz 2018’de UNESCO Dünya Mirası Listesine alındı. Çünkü burası "insanlık mirası" kavramının ete kemiğe büründüğü yer. Çünkü insanlar uygarlık ateşinin ilk kıvılcımını burada çaktı.

Fotoğraf: İsmet Doğan

Göbeklitepe’nin keşfi; insanlık tarihi, dinler tarihi ve insanların yerleşik hayata geçmesi gibi konularla ilgili bilinen tüm anlayışı değiştirdi. Günümüzden 12 bin yıl öncesine uzanan Göbeklitepe tarihi, doksanlı yılların ortalarında başlayan arkeolojik çalışma ile birlikte, tüm dünyaya insanlık tarihi hakkında bildiklerini sorgulatmaya başladı.

Öncelikle Göbeklitepe nerededir sorusunu yanıtlayalım:

Göbeklitepe, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan Urfa’nın 17 kilometre doğusunda, Örencik köyünün 3 kilometre kuzeydoğusunda, bir dağ sırasının en yüksek tepesinde, deniz seviyesinden yaklaşık 800 m. yüksekte yer alıyor. Adını da bölgede bulunan taş yatır mezardan (ziyaret) alıyor.

Göbeklitepe’nin bulunduğu arazinin sahibi olan bir köylünün, 1983 yılında karasabanla tarlasını sürerken bulduğu iki taşı bölgedeki müze müdürüne götürmesi sürecin başlamasını sağladı. Ancak köylüdeki duyarlılık müze müdüründe olmayınca taşlar depoya kaldırılıp orada unutuldu. Ta ki bu taşları Urfa’daki başka bir Taş Devri yerleşimi olan Nevali Çori’de kazı yapan Alman Arkeolog Klaus Schmidt tesadüfen görene kadar. Köylünün müzeye getirdiği T şeklindeki taşların Nevali Çori’deki kazılarda bulunan eserlere benzerliği nedeniyle bu bölgenin araştırılmasını isteyen Klaus Schmidt’in girişimleriyle 1995 yılında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Alman Arkeoloji Enstitüsünden Arkeolog Harald Hauptmann’ın danışmanlığında yüzey araştırmaları başladı.

Fotoğraf: İsmet Doğan

Halen devam eden kazı çalışmalarıyla üzerlerinde insan, hayvan ve çeşitli figür kabartmaları olan, çeşitli büyüklüklerde ve belli bir düzene göre yerleştirilmiş kireç taşı bloklar ortaya çıkarıldı.

Bilim insanları ve uzmanlar, ortaya çıkarılan bölgenin, insanların belli aralıklarla toplanıp ibadet ettiği ya da şölen yaptığı bir tören alanı olduğunu düşünüyor. Kazılarda çok miktarda hayvan kemiğine ulaşılsa da hiç insan kemiğine ulaşılamaması insanların burada konaklamadıkları, bir amaç için toplandıkları ve dağıldıklarını gösteriyor.

Fotoğraf: İsmet Doğan

GÖBEKLİTEPE’DE BULUNANLAR NEDEN ÖNEMLİ?

Göbeklitepe’deki anıtların yapıldığı MÖ 9-10 bin yıllarında insanların henüz avcı/toplayıcı oldukları biliniyor. İnsanlar ilk kez, okulda bizlere “Cilalı Taş Devri” olarak öğretilen Neolitik Dönem’de yerleşik hayata geçmiş, hayvanları ve bitkileri evcilleştirmiş ve tarıma başlamışlardır. MÖ 8 bin-5 bin 500 yılları olarak tarihlenen Neolitik Dönem’den önce insanlar birkaç kişilik küçük topluluklar halinde avcılık yapan ve doğada bulduğu yiyeceklerle besleniyordu. Büyük ve yırtıcı hayvanları avlamak için birkaç tanesi bir araya gelerek organize olabiliyordu.

Oysa ki Neolitik Dönem’den 2 bin yıl önce Göbeklitepe’de bulunan, yüksekliği 6 metreyi bulan ve tonlarca ağırlıktaki taşlar 2 kilometre mesafelerden taşınarak getirilmişti. Hem de el arabası, tekerlek, yük hayvanları olmadan. Bunu yapabilmek için binlerce insanın organize olması gerektiği çok açık. Ancak henüz avcı/toplayıcı olan insanları bu şekilde büyük bir organizasyona iten amacın ne olduğu açığa kavuşturulmuş değil.

Genel kanı, bu bölgenin insanlığın ilk ibadethanesi olduğu yönünde. Yani insanlar, barınacakları konutları yapmadan önce tapınacakları ibadethanelerini yapmışlardı.

Bu kadar büyük bir organizasyonda mutlaka bazı yöneticiler vardı, belki de insanlar arasında ilk hiyerarşik yapı burada doğdu.

Henüz metalin bulunmadığı, tek el aletinin çakmak taşı olduğu dönemde devasa taşların mükemmel denilecek düzgünlükte kesilmiş olması, kabartma şekiller yapılmış olması ilk sanatçıların da Göbeklitepe’de ortaya çıktığına işaret ediyor.

Bölgede radarla yapılan incelemede toprak altında en az 20 bölgenin bulunduğu tespit edilmiş durumda. Şimdiye kadar sadece 6 bölgede kazı çalışmaları başlamış durumda.

Burada bulunanlar bir ibadethane mi yoksa başka bir şey mi henüz kesin olarak bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var;

Göbeklitepe’de bulunanlar bugüne kadar bilinenleri temelinden sarstı ve sarsmaya devam ediyor.

Fotoğraf: İsmet Doğan

GÖBEKLİTEPE’NİN ÖNEMİ BİLİNİYOR MU?

Bütün dünyada bilim insanlarını, tarihçileri, arkeologları ve konuyla ilgili olan insanları heyecanlandırmaya devam ediyor. Dünyada birçok bilimsel dergide Göbeklitepe ile ilgili yazılar çıkıyor, onlarca kitap yazılıyor.

Tarihin başladığı yer olan Mezopotamya aynı zamanda tarihin yeniden yazıldığı yer de olacak.

İnsanlık ve uygarlık tarihinde bir mihenk taşı olan Göbeklitepe’nin önemini ülkeyi yönetenlerin ne kadar bildiği ise şüpheli.

Kısa süre önce yürüme yolları yapmak için kazı alanına beton dökülmesi, minibüs yolları yapılması halkın tepkisini çekmişti.

Göbeklitepe’nin 2 Temmuz 2018’de Dünya Mirası Listesine alınması nedeniyle bölgede yapılması planlanan resmi bir tören öncesinde, 12 bin yıllık anıtlara metal merdiven dayanarak, deterjanlı su ile fırçalanarak temizlenmesi(!) bölgeyi idare edenlerin zihniyetini gösteriyor ne yazık ki.


AKP, 2019'U 'GÖBEKLİTEPE YILI' İLAN ETTİ

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 yılını Göbeklitepe yılı ilan ettiklerini açıkladı.

Erdoğan, “2019 yılını Şanlıurfa Göbeklitepe yılı olarak ilan ediyoruz. Gaziantep de bu işin içinde olacak, Mardin de aynı şekilde, Adıyaman da. 5 ilimizi bu işin içerisine almak suretiyle bölgeyi Göbeklitepe yılında ayağa kaldıracağız. 2018’i de Truva yılı ilan etmiştik. En kısa sürede Şanlıurfa’ya gidip açılışını bizzat yapacağız. Şimdiden Şanlıurfalı arkadaşlarım çalışmalarına hazırlasınlar” dedi. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et