‘Evren, göstermelik de olsa yargılandıysa bunun nedeni Erdal’dır’
İngiltere'de DAY-MER Gençliği, Erdal Eren için anma etkinliği düzenledi. Anmada, Sinan Suner ve Ercan Koca da unutulmadı.
Fotoğraf: Evrensel
İngiltere'de Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAY-MER) Gençliği, 12 Eylül cuntasının 17 yaşında idam ettiği Erdal Eren için anma etkinliği düzenledi. Pazar günü Toplum Merkezi’nde yapılan etkinlikte Erdal Eren ile birlikte aynı dönemde öldürülen Sinan Suner ve Ercan Koca da anıldı.
Etkinlikte konuşan Yazar Aydın Çubukçu, Erdal Eren’i “Büyük mücadele döneminin bir çocuğu” olarak niteleyerek, “İşçi ve emekçilerin mücadelesinin zirveye ulaştığı, yeni bir dünya umudunun çok canlı olduğu ve elimizi uzatsak yakalayabileceğimiz kadar yakın olduğunu düşündüğümüz bir devreyi çağrıştıran bir dönemin çocuğudur Erdal” dedi.
İstanbul’daki bir konuşmasında genç arkadaşların “çocuk” kelimesine itiraz ettiklerini anlatan Çubukçu, “Doğru. Çocuk değildi. Onun gibi genç arkadaşlarımız da o olgunlukta olup o heyecanı içinde taşıyarak mücadele edenler çocuk değildir. Çocukluk başka bir şeydir” dedi.
'ERDAL, HEM GEÇMİŞ HEM GELECEK'
Çubukçu, Erdal Eren’in iki bakımdan önemli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Birincisi; tarihimizi yeniden düşünmek bakımından. Erdal’ı anarken geçmişimizi de döndük. İkincisi; geleceğe dair bir şeyler düşündürdü Erdal. Geçmişi kin ve öfkeyle anarken geleceğe dair bir ufuk da çizdi. Nasıl bir heyecana, kararlılığa ve cesarete ve masumiyete sahip olmamız gerektiğini söyledi Erdal. Eli titremeden duygularını satır satır yazmış olması sahiden hayran olunacak bir durumdur.”
'12 EYLÜL’ÜN TEŞHİRİNİN EN ÖNEMLİ DAYANAKLARINDAN BİRİ'
Erdal’ın sıradan bir köy öğretmeninin oğlu olarak dünyaya geldiğini ve sıradan bir yaşamı olduğunu, olağanüstü olaylar içinde yeniden kendisini inşa ettiğini belirten Çubukçu şunları söyledi: “Bize bir umudun canlı tutulabilmesi için hayatına baktığımızda bir ipucu vermiyor. Ama hücresinde o kurşun gibi bakışından itibaren Erdal’ı düşünmek lazım. Kararlılık, cesaret ve masumiyet en önemlisi budur. Kendisi ölümünün kaçınılmaz olduğunu biliyor ama hesabının sorulacağından da endişe etmiyor. Yaptığı işin bilincinde. Bir maskeyi yırttığını görüyor. 12 Eylül faşizminin kitlesel çapta teşhirinin en önemli dayanaklardan biri Erdal’ın idamıdır. Yıllar sonra Kenan Evren göstermelik yargılanmış da olsa bunun başlıca nedeni Erdal’dır. Erdal’ın duruşudur. Erdal’ın yarattığı o masumiyet, kararlılık ve cesarettir. Bu üçünün bir araya gelmesi faşizmin suratına patlayan önemli bir devrimci yumruk olmuştur. Herhangi bir ajitasyondan, propagandadan çok daha önemli olan onun insani bir duruş sergilemiş olmasıdır.”
'GELECEĞİMİZİ GÖSTEREN BİR YILDIZ'
Çubukçu, “Erdal bize geleceğe bakarken dayanacağımız en önemli unsurların neler olacağı mesajını vermiştir” diyerek konuşmasını şöyle bitirdi: “Masumuz. Birincisi budur. Bütün geçmişteki zulme uğramış insanlar kadar masumuz. Suçun kaynakları tarafından öldürülmeye mahkûm edilen Nesimi, Pir Sultan Abdal, Deniz Gezmiş ve Erdal ne kadar masumsa, yeni bir dünya isteyenler de o kadar masum ve namusludur. İkincisi bunu elde etmek için cesaret ve kararlılık gerekir. Abartmak değil, sadece insan olmaktan, haklı bir insan olmaktan gelen kararlılık ve cesarettir bu. Yoksullar çıplak elleriyle alırlar. Yeni bir dünya yaratmak için topa tüfeğe ve olağanüstü kahramanlara ihtiyaçları yoktur. Biz o nesilden, yoksulların neslinden geliyoruz. Çırpına çırpına yeni bir dünya yaratmak azmini gösteren insanlardan. Erdal onların en parlak çocuklardan birisiydi. Bir yıldızdı. Geçmişin acılarını hatırlattığı kadar geleceğimizin de ışığını gösteren bir yıldızdır. Ve böyle kalacaktır. Yaşasın sosyalizm ve onun dediği gibi ‘Kahrolsun Faşizm!’” (Londra/EVRENSEL)