17 Aralık 2018 13:07

İstanbul ve Eskişehir'den krize karşı birlikte mücadele çağrısı

İstanbul ve Eskişehir’de krize karşı mücadele konulu paneller düzenlendi. Panellerde birlikte mücadele vurguları öne çıktı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İstanbul’un Esenyurt ilçesi ile Eskişehir’de krize karşı mücadele panelleri düzenlendi.

Esenyurt’ta işçi ve emekçiler kriz ve asgari ücret konulu panelde bir araya geldi. Krizin yükünün başta asgari ücretliler olmak üzere işçilerin sırtına yüklenmek istendiği vurgulanan konuşmalarda, birlikte mücadele çağrısı yapıldı.

Burmadere Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde yapılan etkinliğe Avukat Devrim Avcı, DİSK/Gıda-İş Marmara Bölge Sorumlusu İbrahim Kızılyer ve dernek üyelerinden Ali Şemo konuşmacı olarak katıldı.

DİSK Gıda-İş Marmara Bölge Sorumlusu İbrahim Kızılyer, “Asgari ücret görüşmeleri çalışanların yüzde 60’ını doğrudan etkileyen bir pazarlık” dedi.

Ülkedeki krizin işçilerin sırtına yıkılmaya çalışıldığını ifade eden Kızılyer, bir işçinin sorusu üzerine “Konkordato ilan etmiş işyerinde geriye dönük ücretin sadece 3 aylık kısmı alınabilir” dedi. Kızılyer, tazminat alabilmek içinse uzun soluklu davaların sonuçlarının beklendiğini söyledi.

‘HUKUKİ AÇIDAN TIKANIKLIK SÖZ KONUSU’

Avukat Devrim Avcı da sonuçlanmayan davalardan, işçilerin uzun yıllar mahkeme kapılarında beklemek zorunda bırakılmasından söz etti. Konkordato ilan etmiş işyerlerinde alacağı olan işçilerin 23 ay konkordato planlanmasını beklemesi gerektiğini ifade eden Avcı, davaların ancak bu 23 ayın sonunda açılabildiğini belirtti. Avcı, plan sonunda elde ne kalmışsa onunla ödeme yapıldığını söyledi.

İş kazası sonucu yaşamını yitirmiş bir müvekkilinin dosyasını anlatan Avcı, “İş kazası sonucu benim müvekkilim ölmüş 100 bin liradan fazla alacağımız var, alacaklı olan birçok farklı banka var, eldeki para 15 bin lira, kime yetecek? Mümkün değil oradan tahsilat yapabilmemiz. Bu hukuki tıkanıklık zaten elinde avucunda bir şey kalmamış işçiyi daha da çıkılmaz bir yola sürüklüyor. Bu tıkanıklığın giderilmesi gerekiyor” dedi.

‘SENDİKAL BÜROKRASİYE KARŞI DA MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİYOR’

Ali Şemo da taşeron çalıştırmaya vurgu yaptı. Şemo, “Taşeronlaştırmayı yarattılar çünkü işçi sınıfını bölmek istiyorlardı. İşçi sınıfının örgütlü mücadelesini bölmek için esnek üretimi getirdiler” dedi. İşçi sınıfının bugünkü durumunda sendikal bürokrasinin etkili olduğunu belirten Şemo, “Sendikal bürokrasiye karşı da mücadele etmemiz gerekiyor. Burası işçi bölgesi. Birlikte olursak kazanma ve kazanımlarımızı güvence altına alma şansımız var” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)


‘BİRLİKTE MÜCADELE EDERSEK KRİZİ FIRSATA ÇEVİREBİLİRİZ’

Evrensel yazarlarından Nuray Sancar ve Sendika Uzmanı Onur Bakır ise Eskişehir TÜYAP Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen “Kapitalizmin Krizleri ve Türkiye” başlıklı söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.

TÜYAP Eskişehir Kitap Fuarı, 170 yayın evinin katılımıyla gerçekleşti. 200’ün üzerinde yazarın katıldığı kitap fuarı, çeşitli söyleşi ve panellere de ev sahipliği yaptı. Fuar kapsamında gerçekleşen söyleşilerden biri de Kor Kitap tarafından düzenlenen “Kapitalizmin Krizleri ve Türkiye” söyleşisi oldu. Evrensel yazarlarından Nuray Sancar ve Sendika Uzmanı Onur Bakır’ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü ise DİSK Bölge Temsilcisi Günay Ayaz yaptı. Kapitalizmin, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin ve AKP hükümetinin bu krize karşı açıkladığı ekonomik programın masaya yatırıldığı söyleşide, krize ve hak gasplarına karşı işçi ve emekçilerin birlikte mücadele etmesi gerektiği vurgulandı.

‘KRİZİN YAŞANDIĞI ÜLKELERDEN FAŞİZM DE DOĞABİLİR DEVRİM DE’

İktisatçıların seçim öncesinde ekonomik kriz ile ilgili uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Sancar, krizin etkilerinin seçim sonrasına ötelendiğini söyledi. Bu nedenle de ekonomik krizin etkilerinin seçimlerden sonra hissedilmeye başlandığını dile getiren Sancar, Mart ayında yerel seçimlerin yapılacağına dikkat çekti. Yine bir ötelemenin söz konusu olduğunu dile getiren Sancar, “Bu kez yıkım daha büyük olacak. Sayısız insan işten çıkarılacak. Biz onların değdi gibi, aynı gemide değiliz. Bizim gemimiz duvara çarpacak neredeyse. Onların gemisi ise semirdikçe semiriyor” dedi.  Dünyada 1929 krizine benzer bir tablo olduğunu kaydeden Sancar, 1929 krizinin Hitler Faşizmini doğurduğunu hatırlattı. Sancar, “Krizin yaşandığı ülkelerden faşizm de doğabilir devrim de. Bunu işçi ve emekçilerin mücadelesi belirler” dedi. Bugün dünyada otokratik bir sistemin egemen olduğunu ifade eden Sancar, Fransa’daki sarı yeleklilerin eyleminin bu tabloyu kırdığını ifade söyledi. Sancar, “O eylemlerin Türkiye’ye sıçramasından korkuyorlar. Bu otoriterleşme artacaktır. Enternasyonel bir dayanışma bu nedenle önemli. Bizim Avrupa’daki emekçiler ile daha kolay dayanışacağımız, destek olacağımız bir döneme giriyoruz” diye konuştu.

‘BU PROGRAM EMEĞE SALDIRI, SERMAYEYİ KURTARMA PROGRAMIDIR’

Hükümetin yeni ekonomi programını masaya yatıran Onur Bakır, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Kriz mıriz yok, hepsi manipülasyon’ sözlerine değindi. Programda mevcut durumun nedeninin iç ve dış mihraklar olarak açıklandığını dile getiren Bakır, “Programda bir özeleştiri göremezsiniz. İç ve dış mihraklar söylemi yeniden üretiliyor” dedi. Programda işçi sözcüğünün olmadığına dikkat çeken Bakır, ekonomik programın işçiler ve emekçiler için yazılmadığını kaydetti. Programın sermaye için yazıldığını dile getiren Bakır, sermayenin son 16 yılda çok hızlı bir şekilde borçlandığını belirtti. Sermayenin bu borcunun yüzde 96 döviz borcu olduğunu dile getiren Bakır, dış borcun ise 2 yılda yüzde 126 oranında arttığına dikkat çekti.

“Yeni ekonomik programın derdi Türkiye’nin yüzde 1’nin borcunu yüzde 99’a ödetmek” diyen Bakır, AKP hükümetinin bu ekonomik programda piyasa ekonomisinden taviz vermediğini de kaydetti. “Piyasa bu hastalığın nedenidir. Bir hastalığı iyi etmek istiyorsanız, doğru teşhisi koymalısınız” diyen Bakır, bu ekonomik programa göre özelleştirmelerinde devam edeceğini söyledi. Türkiye’de özelleştirmelerin büyük bir aşk ve şevkle yapıldığını anlatan Bakır, SEKA’nın özelleştirilerek yok edildiğini hatırlattı. SEKA’nın yok edilmesi ile Türkiye’nin kağıt üretimi ve tüketiminde bağımlı hale getirildiğini belirten Bakır, Türkiye’nin tuvalet kağıdı bile bulamayacak hale getirtildiğinin altını çizdi. Türkiye’de yüksek oranda işsizlik olduğunu kaydeden Bakır, ancak yeni ekonomik programda bu işsizlikle mücadelenin yer almadığına dikkat çekti. “Yüksek enflasyon var, eriyen ücretler, düşen alım gücüne yönelik hiçbir önlem yok. Bu program emeğe saldırı, sermayeyi kurtarma programıdır” diyen Bakır, işçi ve emekçilerin bu programa karşı çıkması gerektiğini söyledi. Karşı çıkarken de işçi ve emekçilerin alternatif bir program setine ihtiyacı olduğunu dile getiren Bakır, “Sermayenin programına karşı emekçilerin programında birleşirsek, birlikte mücadele edersek bu krizi fırsata çevirebiliriz” dedi. (Eskişehir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İstanbul Kısa Film Festivali | Kısa film, sinemanın parasız yatılısı

SONRAKİ HABER

Tüm Köy Sen: Yerin üstü 'altın'dan değerli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa