Bursa'da kriz paneli: ‘Kriz nereye gidiyor, ne yapmalıyız?’

Bursa Panayır Mahallesi’nde düzenlenen panelde ‘Ekonomi nereye gidiyor, ne yapmalıyız?​’ sorusuna yanıt arandı. Bursa Demokrasi Güçleri tarafından, Niksarlılar Derneğinde düzenlenen panel, gazetemiz Yazarı Bülent Falakaoğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın katılımlarıyla gerçekleşti.

Teşhis için doğru tedavi gerektiğini belirten Bülent Falakaoğlu, sebepleri olarak ‘ABD’li rahibin tutuklanması, AKP’nin memleketi iyi yönetememesi, memlekette demokrasi olmaması ya da dış güçler’ gibi bazısı iktidar bazısı muhalefet tarafında sıralanan olguların kısmi etkisi olsa da krizin sebebi olmadığını belirtti.

“Sıralananların küçük bir etkisi olabilir fakat Türkiye ile aynı kategoride yer alan ülkelerde de aynı şeylerin yaşanmasını açıklayamaz” diyen Falakaoğlu, yaşananların kapitalizmin işleyiş yasası ve Türkiye’nin bağımlılığı ile ilgili olduğunu vurguladı.

Düne kadar ‘kriz yok’ diyen hükümetin şimdi ‘En kötüsü geride kaldı’ söylemine geçiş yaptığına dikkat çeken Falakaoğlu, iktidarın söyleminin aksine ekonominin küçüldüğünü verilerle ortaya koyarak şu tespiti yaptı: “Ekonomi hızla eriyor, hastalıktan zayıflıyor hükümet bu durumu ‘Şişmandık fit olmaya başladık’ diye yutturmaya çalışıyor” dedi.

Ucuz döviz ve emek üzerine kurulu, bol rant odaklı hükümet programının, işlemez hale geldiğini dile getiren iktidarın, faturasını emekçi halka çıkararak aşmaya çalıştığı söz konusu tıkanmanın muhalefete siyaset yapma zemini hazırladığını vurgulayan Falakaoğlu şu tespitleri yaptı: “Sürekli seçim sandık sonucu odaklı pratikten siyaset odaklı pratiğe geçilmeli.”

BÜTÇENİN ASLAN PAYI GÜVENLİĞE

Konuşmayı devralan CHP Milletvekili Orhan Sarıbal; Mecliste tartışılan 2019 bütçe kanun teklifine değinerek, Türkiye gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Bütçedeki açığı kapatmak için iktidarın ya para bulması gerektiğini ya da zam yapması gerektiğini ifade eden Sarıbal, bütçe ile ilgili şu ifadeleri kullandı: “Bu bütçeden en büyük pay, 880 milyarlık bütçenin 135 milyarlık kısmı güvenliğe ayrılmış. Yani bu bir güvenlik bütçesi. Bu bütçe ‘Ben güvenliğe ve savaşa devam edeceğim’ diyor. Ekonomik krizdeki bir ülkenin bütçesinin en önemli payı güvenliğe ayrılmış. Milli Eğitime de büyük bir pay ayrılmış ama o da sahici bir eğitime, laik çağdaş bir eğitime gitmiyor. Diyanet İşleri Bakanlığı bütçeden en büyük payı alan kurumlardan biri. 10 milyar gibi inanılmaz bir pay. Hemen 6 bin 100 personel aldılar. Bu personeli, okullarda ‘sözleşmeli öğretmen’ olarak görevlendirecekler. Bakanlık, Milli Eğitim Müdürlüğü, Diyanet, Müftülükler anlaştılar, bu personellerden okullara öğretmen gönderecekler”. (Bursa/EVRENSEL)

ODTÜ’de gençler krizi tartışacak