18 Aralık 2018 10:20

Dink davasının 84. duruşmasında tanıklar dinlendi

6’sı tutuklu 85 sanığın yargılandığı Hrant Dink cinayeti davasının 84. duruşmasında tanıklar dinlendi.

Fotoğraf: Cansu Pişkin/EVRENSEL

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 84. duruşmasında tanıklar dinlendi. Cinayetin işlendiği dönem İstanbul İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı olan Şammaz Demirtaş, Emniyet’in çalışma prensipleri ile ilgili bilgiler verdi. Demirtaş, İl Emniyet Müdürü ve Emniyet Müdür Yardımcılarının diğer şubeleri denetleme görevi olmadığını söyleyerek “Bu kişilerin yalnızca protokol görevi vardır” dedi.

Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan emniyet, istihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı 6’sı tutuklu 85 sanıklı davanın 84.  duruşması Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek, Reşat Altay, Ali Öz, Erhan Tuncel, Ahmet İlhan Güler’in aralarında bulunduğu bir kısım tutuksuz sanık ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmayı Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, Hrant’ın Arkadaşları ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun da aralarında bulunduğu birçok kişi izledi.

MAHKEME ÜYELERİ DEĞİŞTİ

Mahkeme başkanı Emre Efe Şimşek’in mahkemeye yeni atanan üyeleri tanıtmasının ardından dosyaya gelen belgeler okundu. Duruşmada, cinayetin tasarlandığı dönem İstanbul İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı, cinayetin işlendiği dönem de Rize İl Emniyet Müdürü olan Şammaz Demirtaş tanık olarak dinlendi. Demirtaş, Dink’in öldürülmesini ve sürece ilişkin bilgileri basından öğrendiğini ifade etti. Demirtaş, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünce İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne gönderilen ve Yasin Hayal’in Dink’e yönelik “ses getirici eylem” hazırlığında olduğuna ilişkin yazıyı cinayetten 3-4 ay sonra gördüğünü söyledi. Demirtaş, “Bu yazıyı Başbakanlık Teftiş Kurulu Rize’ye geldiğinde gördüm. Bu yazı şubeden şubeye yazılmış. Hiyerarşi gereği benim önümden geçmez. Olaydan 3-4 ay sonra müfettişler gösterince haberdar oldum. İstihbaratta böyle bir yazışma usulü vardır. Böyle bir yazı yazıldığında istihbarat şube müdürüne gelir. Koordinasyon merkezi olan istihbarat yazıyı o da konusuna göre ilgili birime gönderir” dedi.

‘İSTİHBARATIN BİLGİ PAYLAŞMASI GEREKİR’

Demirtaş, bilgi alındığı andan itibaren ilgili birimlerim Yasin Hayal’i teknik ve fiziki takip etmeleri gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı Şimşek tanık Demirtaş’a, istihbarata “ses getirici eylem” bilgisi gittikten sonra mağdura yönelik koruma tedbiri alınması gerekmez mi diye sordu. Demirtaş, “Tanık koruma yönetmeliği çerçevesinde işlem yapılıp yakın koruma tesis edilip edilmeyeceği konusunda kimin hareket edeceğini bilmiyorum şu an. Mağduru koruma işini istihbarat yapmaz emniyet koruma şube müdürü yapar. İstihbaratın bilgi paylaşması gerekir” cevabını verdi.

‘EMNİYETİN PROTOKOL GÖREVİ VAR’

Dink Ailesi avukatlarında Hakan Bakırcıoğlu Demirtaş’a, “Dink’e yönelik ‘ses getirici eylem’ konulu istihbarat notu tedbir alınması için yetmez miydi” diye sordu. Demirtaş ise tedbir alınması gerektiğini ancak öldürüleceğini söyleyebilmek için daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğunu söyledi. Okan Şimşek’in avukatı da Demirtaş’a, “İstanbul Emniyet müdürü ve Müdür yardımcısı protokol görevi mi yapar” sorusunu yöneltti. Demirtaş bu soruyu “Bu kişilerin yalnızca protokol görevi vardır” diye yanıtladı. Tutuklu sanıklardan Ali Fuat Yılmazer, Demirtaş’a, “Emniyet müdürünün ya da istihbarattan sorumlu müdür yardımcısının denetleme yetkisi yok mu?​” sorusunu yöneltti. Demirtaş, “Somut bilgi olur ve biri bana talimat verirse denetlerim” dedi.

‘SUÇA KARIŞAN BİRİ İSTİHBARATÇI OLAMAZ’

Duruşmanın öğleden sonraki kısmında dönemin Terörle Mücadeleden Sorumlu il Emniyet Müdür Yardımcısı Tanık Hakan Aydın Türkeli’nin dinlenmesine geçildi.

Türkeli cinayetin işlendiği yılın Haziran ayında terfi ettiğini söyledi. Türkeli, cinayetten sonra failin kimlik bilgilerini bulamadıkları için olay anına ilişkin görüntüleri basına servis ettiklerini anlattı. Failin yakalama tahkikatını TEM’in yaptığını söyleyen Türkeli şöyle devam etti:

“Ogün yakalandıktan sonra, çevresindekiler kim diye bakınca Yasin Hayal ortaya çıktı. Yasin Hayal ile çevresindekiler toplanıp İstanbul’a getirildi. Yasin’in ön mülakatında ‘Elazığlı Erhan’ ismi geçti. Ön mülakata ben de dinleyici olarak katıldım. Elazığlı Erhan konusu geçince TEM şubesine soruldu. Açık kimliği bilinmezken Erhan yakalanıp paket halinde bize getirildi. Erhan mülakatında kendisinin Trabzon İstihbarat Elemanı olduğunu söyledi, Dink konusunu bize geniş bir şekilde anlattı, bunları Trabzon’a da bildirdiğini kendisinin azmettirici olmadığına yönelik beyanda bulundu. Benim anladığım kadarıyla Erhan’ın sahiplenilmemesinden, yakalanmamasından dolayı bir kırgınlığı vardı Trabzon İstihbarata. Mülakattan sonra Erhan’ın yalan söylediği kanaati oluştu bizde. Trabzon’daki McDonalds olayında Yasin’e bombayı veren, kanlı pantolonu saklayan, hedef gösteren Erhan’dı. Yasin Erhan’ın sözünden çıkmaz gibi bilgiler geliyordu çevresinden. Suça karışan bir adam istihbarat elemanı olamaz diye düşündük. Yasin, Dink’i çok bilmiyor ama Türkçü, ulusalcı, dini hassasiyetleri yüksek bu konuda bir şartlaşmışlığı var. Sanki Dink’in söylediklerinin Türk milletine zarar verdiğini düşünen bir kafa yapısına sahip. Erhan’ın oda arkadaşı Tuncay Uzundal Dink’in fotoğraflarını Erhan’ın çıkarıp Yasin’e verdiğini, ‘ileride çok büyük adam olacağız’ dediğini söyledi. Tuncay, ‘Erhan’la Yasin’in enteresan bir ilişkisi vardı, onun kanatları altında gibiydi. Duygusal anlamda seviyordu yani’ demişti. Bunun üzerine Erhan’ın üzerine yoğunlaştık. Sonra yazılı savunmaya geçildiğinde susma hakkını kullandı. Biz de anlattıklarının hepsini döküp imzalayıp kapalı zarfla savcılığa gönderdik.“

‘BİLGİLERİ EMNİYETİN SIZDIRDIĞI DÜŞÜNÜLDÜ’

Türkeli, Tuncel’in tutuklanmasının ardından “Büyük abi tutuklandı” gibi ifadelerin yazıldığını hatırlatarak, “ Önce başka tetikçi olduğunu sonra değiştiğini sonradan öğrendik.HTS kayıtları hiçbir zaman bizim kullanımımıza sunulmadı araştıralım diye. Sonra garip garip şeyler olmaya başladı. Basında o bilgiler çıktıktan sonra sanki İstihbarat Daire Başkanlığı ile İstanbul Emniyeti’nin bir husumet varmış, Daire Başkanı Emniyetin altını oyuyormuş gibi bir hava oluşturuldu. Bunun basına sızdırılmasının ardından bunu İstanbul Emniyetinin yaptığı düşünüldü. Sonrasında bu istihbari bilgiler bize kapandı. Basında çıkan haberlerden sonra hakkımızda idari ve adli soruşturma açıldı. Takipsizlik kararı çıktı. Daha sonraki yıllarda müfettişlik de yaptım” diye konuştu.

‘TRABZON EMNİYETE GÜVENMİYORDUK’

Türkeli beyanlarını şöyle sürdürdü:

“Benim çalıştığım zamandaki TEM ile sonra soruşturmayı yapan arasında çok fark vardı. TEM istihbarat şube haline gelmişti. Biz sadece tahkikat yapardık. İstihbarat çalışamaz hale gelince teknik çalışma imkanımız kalktı. Hiçbir bilgi alamıyoruz. Erhan yaklandıktan sonra bir takım dinleme kararı aldık ama bir şey çıkmadı. Sonra ulusalcı grupların bağlantılarını gösteren bir şema çıktı. Şemada çok zayıf bağlantılar vardı, mesela aynı benzin istasyonundan görüşme yapılmış. Bu kadar zayıf bağlantı olur mu dedik. Bu şemada da Muzaffer Tekinler vardı. Ben aynı şemanın Danıştayla irtibatlananı gördüm. Aynı zayıf şema Dink için de vardı. Nereden geldi dediğimizde İstihbarat Daire Başkanlığından geldi dendi. Bana ‘yukarıdan’ dediler ama ben böyle algılıyordum. Trabzon emniyetine güvenmediğimiz için İstanbul’dan ekip oluşturup Trabzon’a yolladık. İstanbul polisinin kendi bölgeleriyle ilgili çalışma yapılmasından Trabzon jandarma hoşlanmadı. Biz elde ettiğimiz tüm bulguları evrağa dönüştürdük. Elemanın evraka konmasını istemiyorlardı. İstanbul emniyet müdürü onlara karşı komplo hazırlamış gibi algılandı.”

Duruşmaya yarına kadar ara verildi. Yarın tanıkların dinlenmesine devam edilecek.

‘KATİLLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALMADAN DAVA BİTMEYECEK’

Hrant’ın Arkadaşları 24. duruşma haftası öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan Bülent Aydın, Dink’in öldürülmesinin üzerinden 12 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Biz Hrant'ın Arkadaşları ilk duruşmadan beri buradayız. Adalet talebimizi haykırmaya ve Hrant için adalet demeye devam ediyoruz. 6'sı tutuklu 85 sanığın yargılandığı davada bu hafta yapılacak duruşmalarda mahkemenin davet ettiği tanıklar dinlenecek. Hrant Dink'in gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana ve bu alçakça cinayetin hesabı tüm ortaklardan sorulana kadar bu dava bitmiş olmayacak” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İstanbul'da kar başladı, sağanak su baskınlarına neden oldu

SONRAKİ HABER

Asgari ücretlinin çocuğu için şehir dışında üniversite imkansız!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa