19 Aralık 2018 21:36

Benzer yaşamlar, ortak talepler

Benzer yaşamlar, ortak talepler

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

 

Yeliz TEKE
Yalçın SALMAN 
Akdeniz Üniversitesi/Antalya 

2018 yılının son günlerine doğru bir yandan üniversite öğrencilerinin yeni dönemle başlayan temel tüketim maddelerinin, ulaşımın, kiraların yükselmesi tartışmalarından sonra burs ve kredi zamlarına ilişkin konuşmaların ve tartışmaların arttığı bir dönemde biz de iletişim fakültesindeyiz. Bankların birisinde gazetecilik öğrencilerinin sohbetine dahil olduk. Afganistan’dan Türkiye’ye gazetecilik okumaya gelmiş son sınıf öğrencisi Asila ile karşılaştık. Asila aldığı burs ile sosyal aktivitelere katılamadığını eğer ailesinden destek alırsa imkan bulabildiğinden bahsetti. Temel yaşam maddelerinin, kantin fiyatlarının, kırtasiye malzemelerinin ve birçok şeyin fiyatlarının dolarla beraber iyice yükseldiğini, arkadaşlarıyla beraber bir yere gitmek istediklerinde maddi imkanlardan dolayı yurtta kaldıklarını, bu durumun onları ne kadar kötü hissettirdiğini ifade etti.
BİR TİCARETHANE OLARAK YURT
Kendisinin ve yurttaki arkadaşlarının maddi eksikliklerini gidermek için çalışıp çalışmadıklarını sorduğumuzda; kendisinin bazen fuar gibi günlük işlerde çalıştığını, çalışma koşullarının bütün işçiler için kötü olduğunu 8 saatten fazla çalıştıklarını, normal işçilerin günlük 50-70 TL arası kazandığını, öğrencilerin 20-30 TL arası kazandıklarını ifade ediyor. 
Üniversitedeki kantindeki tostu ve çayı dışarıda da neredeyse aynı fiyata aldıklarından yakınıyor. Ek olarak yurttaki fiyatlara değindiğinde ise yurdun ticarethaneye dönüştürüldüğünü dışarıdan bir şeylerin yurda sokulmasının yasak olduğunu ve kendilerine gerekli ihtiyaçların yurttan karşılanması gerektiklerini söylediklerinden bahsediyor. Eskiden yemeklerin daha güzel piştiğini ve daha kaliteli olduğunu yemek fişinin 8.5 TL olmasına rağmen ana yemeklerin pahalı olduğu için neredeyse fişin tamamını doldurduğunu söylüyor.
TÜRKİYE VE AFGANİSTAN GENÇLİĞİ
Asila’ya Türkiye’deki ve Afganistan’daki üniversitelilerin ortak yönlerini sorduğumuzda: İki ülke arasındaki üniversiteler arasında farklılıklar olduğunu ancak birçok talebin de Türkiye gençliği ile ortak olduğunu söylüyor. 
Öğrencilerin ortak sorunu da birçok sorundan bahsettik. Peki ya çözümler? Afganistan’da öğrencilerin mesela kantin fiyatlarının, fakültelerde veya yurtta gerçekleşen bir olayın ardından toplanarak şikayette bulunduğunu, sorun çözülmediği takdirde fakültede dekanla görüştüklerini, buradan da çözüm çıkmadığı haldeyse üniversite içerisinde toplu eylem düzenlediklerini, eylem de sonuç vermediyse sosyal medya üzerinden eylemi büyütmeye çalıştıklarını ve medyaya duyurmaya çalıştıklarını söylüyor Asila. Afganistan’da, Türkiye’de ve diğer ülkelerde üniversite ve lise gençliğinin ortak talepler etrafında bir araya geldiklerinde kazanımlar elde edeceğini vurguluyor.

İki yol, iki sonuç

Piri Reis Üniversitesi’nden öğrenciler

Farklı çalışma ve hayat tarzlarına sahip olan insanlarda bireysel kurtuluş yolunun benimsenip, iyi bir yaşama ulaşmanın tek yolunun “statü sahibi olmak” olduğu algısının yerleşmesi tesadüf mü, yoksa hepsinin altında yatan belirli sebepler var mı?
Biz var olduğunu düşünüyoruz. Sadece kendi sektörümüzden bile baktığımızda bir avuç holdingin ve şirketin tüm deniz taşımacılığına sahip olduğunu ve on binlerce denizcinin ise bu şirketlerde çalışmak zorunda kaldığını görüyoruz. Eğer bu şirketlerin sahibi, yöneticisi ve benzeri biri isen herhangi bir sorun yok, ama on binlerce deniz çalışanından biriysen senin için bir sorun var demektir. Çünkü hayatını kazanmak için son derece kötü ve zor koşullarda çalışmak zorundasındır. Bu da seni iki farklı yola sevk eder. Birinci yol senin gibi kötü ve zor koşullarda çalışan/çalışacak olan binlerce kişi ile birlikte, mesleğinizi, koşullarınızı kalıcı olarak düzeltmek ve iyileştirmektir. İkinci yol ise senin gibi çalışan binlerce kişiyle rekabete girip aralarından sıyrılıp bir avuç  holdingin/şirketin yönetici kademelerinde yer bulup rahata erişmek. Kendi üniversitemizde birçok arkadaşımızın seçiminin ikinci yol olduğunu söyleyebiliriz. Peki bunca arkadaşımızın şirketlerde yönetici, CEO, broker ve benzeri kademelerde olması mümkün müdür? Ve bu kademeler bizlere gerçekten hayal ettiğimiz yaşamı sunabilir mi? İki soruyu takip edelim.
İSTATİSTİKLERE BAKALIM
İlk olarak dünya çapında yapılan bir araştırmanın nesnel verilerini ortaya sererek başlayalım.* Eğitimin kalitesi, öğretim kadrosunun kalitesi, mezun olanların başarısı, yapılan bilimsel araştırmaların kalitesi ve etkili dergilere yayınlanan makale sayısı ve benzeri gibi faktörler göz önüne alınarak yapılan araştırma sonucu dünyada sıralanan ilk 500 üniversitenin içerisinde Türkiye›den hiçbir üniversite bulunmamaktadır. Bu veri sanırız Türkiye’deki üniversite eğitiminin kalitesi anlatmak için yeterli olur. İkinci olarak Türkiye’de sadece mühendislik bölümlerinden yıllık mezun sayısı 95-100 bin. Ayrıca üniversite mezunu genç işsizlik oranı ise %28. Yani 4 geçten 1’inin bir iş bile bulamadığı bir ülkede, farz edelim ki biz o 3 gençten biri olduk. Ama “CEO” olmak için hala rekabet etmek zorunda olduğumuz yaklaşık 72 bin arkadaşımız var. Şimdi tekrar soruyoruz, sizce “CEO” olmamız ne kadar mümkün?
Farz edelim ki bu kadar zorluğa rağmen, imkansızı başarıp “CEO”  olduk. Dertlerimiz bitti mi? Artık hayatımız müthiş mi? Hayal ettiğimiz hayatı sonunda elde ettik mi? Bu sorulara cevap olarak tekrar bilimsel bir araştırmaya bakalım.* Almanya’da Sosyal Hijyen Enstitüsünün 6000 şirket yöneticisi üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda, %60’ının bulundukları konumu kaybetme korkusu içinde yaşadıklarını ve %86’sının psikolojik sorunlarının bulunduğunu özellikle de yoğun baskı ve stres altında çalıştıklarını ortaya çıkarttı.
Sonuç olarak tüm bu anlattıklarımızı göz önüne aldığımızda yazının başında seçtiğimiz ikinci yolun bizi çıkardığı yol imkansızlık ve mutsuzluk. Bir de ilk yolumu denesek…

bbc.com/turkce/amp/haberler-dunya-45937704
birgun.net/amp/haber-detay/universite-mezunu-issiz-sayisi-55-ilin-nufusunu-gecti-205321.html

 

 

 

ÖNCEKİ HABER

Avrupa’nın ortasında hak mücadelesi

SONRAKİ HABER

Öğrencilerin zamlarla imtihanı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa