23 Aralık 2018 10:44

İzmir'de ekonomik kriz söyleşisi: Krizin farturasını reddetmeliyiz

İzmir Balçova'da, DİSK/Genel-İş İşyeri Temsilcisi ve Çalışma Ekonomisi Uzmanı Sinan Uğur'un katılımıyla ekonomik kriz konulu söyleşi düzenlendi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzmir Balçova'da bir araya gelen Evrensel okurları ekonomik kriz konulu söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide, krizi ortaya çıkaran etmenler, hükümetin uygulamaları, yaklaşan yerel seçimler ve 'Nasıl bir mücadele' sorusu konuşuldu.

'SES ÇIKARMAMAMIZI İSTİYORLAR'

Söyleşide konuşan DİSK/Genel-İş İşyeri Temsilcisi ve Çalışma Ekonomisi Uzmanı Sinan Uğur, iktidarın krizi kabul etmese de krize karşı tedbir amaçlı bir ekonomik program yayınladığını dile getirdi. Krizin etkilerine değinen Uğur, "Kriz süreçlerinde temel tüketim mallarına ciddi zam gelirken hayat pahalılığı daha da kendini gösterir. Enflasyon yükselir, paranın değeri ile birlikte alım gücümüz düşer, işsizlik artar. İşsizler ordusuna son olarak 300 bin işsiz daha eklendi. 'Hepimiz aynı gemideyiz' diyerek bizlerden fedekarlık bekliyorlar. Ekonomi şaha kalkarken bu söylemi duymayız. 'Vergileri azaltalım, asgari ücreti arttıralım' diyen çıkmaz. Kriz olunca aynı gemide olduğumuz hatırlanıyor. Şimdi ise ses çıkarmamazı istiyorlar" dedi.

'KRİZ KAPİTALİZMİN GÖSTERGESİDİR'

Kapitalist sistemde krizlerin belirli aralıklarla ülkesel ya da bölgesel anlamda kendini gösterdiğini ifade eden Uğur, şöyle devam etti:

"Kriz kapitalist sistemin bir göstergesidir. Kapitalist toplumda üretim, halk için değil kâr elde etmek, sermayeyi büyütmek içindir. Kapitalistler nerede kâr varsa oraya yığılır. Bir süre sermaye döngüsünü sağlar, bankalar kredilerle tüketimi teşvik eder ancak talebin azalmasıyla o döngü durağan hale gelir. Tüketicilerden başlayarak sermayeye doğru krediler ödenemez hale gelir. Kredi kaynakları giderek tükenir. Kriz kendini gösterir."

'MÜCADELENİN BİRLİKTE VERİLMESİ GEREKİYOR'

Krize yönelik çözüm tartışmalarına da değinen Uğur, "Emekçiler krizin çözümünün tarafı değil. Emekçiler, kapitalist düzenini değiştirmeli ama atılması gereken acil adımlar var. Hükümet, krizin faturasının emekçilere kesilmesi için çalışıyor. Diğer taraftan da sermayeye teşvik veriyor. Bizler krizin farturasını reddetmeliyiz. İşçiler krizin faturasını ödememek için işçiler ayrı ayrı da olsa harekete geçiyor, sendikalaşıyor, greve çıkıyor ama bu mücadelenin birlikte götürülmesi gerekiyor. Asgari ücretin yükseltilmeli, vergi adaleti sağlanmalı. Sermeyenin değil emekçilerin kurtarılması gerekiyor. Krizin faturasını reddetmek tek adam rejimini de geriletecektir" dedi.

'HALKÇI YEREL YÖNETİMLERİ KONUŞMALIYIZ'

Yaklaşan yerel seçimlere de değinen Uğur şunları söyledi:

"Yerel yönetim seçimleri, hem tek adamın geriletilmesi hem de krize karşı mücadelenin alanı yapabilir. Yerel seçime ortak adaylarla gidilmesi gerekiyor. Tüm kitle örgütlerinin bu birlik için ortak hareket etmesi gerekiyor. Siyasi parti merkezlerinin aday belirlemesini beklememeliyiz. Nasıl bir yerel yönetimi tartışmalıyız. Halkçı yönetim, krizde belediyelerin neler yapabileceğini konuşmalıyız. Krizin sonuçlarını katlanmamak için  birlikte mücadele etmekten başka çare yok. Krizden en nihai kurtuluş için ise emekçilerin sömürülmediği, herkesin kaynaklara ulaşabildiği, doğanın talan edilmediği, işçilerin katledilmediği, yönetime katıldığı bir cumhuriyet için mücadele edeceğiz. Ama öncelikli görevlerimizi yerimize getirmeliyiz." (İzmir/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Yerel Yönetimler ve Ekoloji Çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

SONRAKİ HABER

Narenciye üreticide kaldı: Tüccara kazanç üreticiye yıkım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa