Adana ve İstanbul Tabip Odası'ndan TTB duruşmasına çağrı
Adana ve İstanbul Tabip Odası, TTB merkez konsey üyelerinin 27 Aralık'taki davasına katılım çağrısı yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
Adana Tabip Odası ve İstanbul Tabip Odası (İTO), TTB’nin ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ başlıklı basın açıklaması üzerine merkez konseyinin 11 üyesi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 27 Aralık’ta görüşüleceği duruşmaya katılım çağrısı yaptı.
Adana Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte açıklama yaparak hekimleri Ankara’daki duruşmaya davet eden Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, hekimliğin meslek etiğinin, insan yaşamını en yüce değer olarak kabul ettiğini hatırlatarak “Bu mesleğin icrasının asıl amacı ise insanı yaşatmak ve hayatın sağlıklı devam etmesini sağlamaktır. Bu nedenle Dünya Tabip Birlikleri, TTB MK’nin yaptığı bu basın açıklamasının hekimlik görev ve sorumluluğu gereği olduğunu belirterek desteklemiştir” dedi.
'SAVAŞLARDA ÖLÜMLER, SALGIN HASTALIKLAR ARTAR'
Bütün çatışmalı durumlar ve savaşların insanların yaşam alanlarını yok ettiğini ve ciddi anlamda çevre, su, hava kirliliğine neden olduğunu dile getiren Hilal, “Tüm doğa, çevre ve canlılar bundan zarar görmektedir. Bu koşullarda ölümler, açlık ve salgın hastalıklar artmaktadır. Bunların hepsi de gösteriyor ki savaş ciddi bir halk sağlığı sorununa yol açmaktadır. Adana Tabip Odası olarak evrensel hekimlik değerlerini savunduğu için suçlanan, hiçbir demokratik kurala uymayan, düşünce ve ifadesini suç sayan, bu süreçte TTB merkez konseyinin yanında olduğumuzu belirtiyor ve tüm meslektaşlarımızı 27 Aralık 2018 Perşembe günü Ankara adliyesine TTB MK ile dayanışmaya bekliyoruz” dedi.
İTO: TTB MERKEZ KONSEY ÜYELERİNİN YANINDAYIZ
İTO da TTB davasına çağrı yapmak amacıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Dr. Osman Küçükosmanoğlu, Dr. Osman Öztürk, Dr. Pınar Saip ve Dr. Güray Kılıç katıldı. Basın açıklamasında “Barış ve hekimlik değerlerini savundukları için yargılanan TTB Merkez Konseyi üyelerinin yanındayız” denildi.
Basın açıklamasını okuyan Dr. Osman Küçükosmanoğlu, TTB Merkez Konseyi’nin 11 üyesinin, yayımladıkları bildiri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 30 Ocak 2018 günü “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlarından gözaltına alındıklarını daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıklarını hatırlatarak savaşın halk sağlığı açısından niçin sorun olduğunu açıklayan bu metinde suç unsuru görülmesi adalete olan inançlarını ciddi şekilde incittiğini belirtti.
‘BARIŞIN YANINDA ADALET DE İSTİYORUZ‘
Türk Tabipleri Birliği’nin, 6023 sayılı TTB kanunu Madde 4 de açıkça belirtildiği gibi halk sağlığını koruma ile ilgili çalışmalar yapmakla yükümlü olduğunu belirten Dr. Küçükosmanoğlu, şunları aktardı: “TTB’nin bildirisi bu yükümlülük gereği yapıldı. Ayrıca Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğinde böyle bir açıklama yapılması suç olarak değerlendirilemez. Dün nasıl ‘barış’ istediysek bugün de istiyoruz. Savaşın/çatışmaların bir halk sağlığı sorunu olduğu söylemek, ‘Dünya dönüyor’ demek kadar meşrudur. Barışın yanında ‘adalet’ de istiyoruz. Adalet’in olmaması da bir halk sağlığı sorunudur.”
‘İDDİANAME TAMAMEN KAĞIT İSRAFI’
Basın toplantısında konuşan Dr. Osman Öztürk de hazırlanan iddianamede bildiriye dair hiçbir suçlamanın olmadığını vurgulayarak 40 sayfalık iddianamenin bir kağıt israfı olduğunu söyledi. Öztürk, konsey üyelerinin evlerinin basıldığını, arandığını ama yasal kitaplar dışında hiçbir delil bulunmadığını da aktardı. TTB’nin bilgisayarlarında çıkan Fettullah Gülen fotoğraflarının delil olarak sayıldığını dile getiren Öztürk, “Fettullah Gülen ile yan yana fotoğraf çektirenler ülkeyi yönetiyor ama bilgisayarda haber fotoğrafları var denilerek arkadaşlarımız yargılanıyor” dedi.
TTB ile dayanışma çağrısıyla son bulan açıklamada yargılamanın bir an önce düşmesi talep edildi. (HABER MERKEZİ)