Fakirin umudu piyango
Bu yıl da, 70 milyon liralık büyük ikramiyeyi kazanmak isteyen yurttaşlar Eminönü’deki Nimet Abla piyango bayisinde saatlerce sıra bekledi.
Fotoğraflar: Muhammed Enes Yıldırım
Eylem NAZLIER
Cemre GÖNÜLLÜ
İstanbul
Yeni yılla birlikte zengin olma hayali kuran yurttaşlar, umudunu milli piyangonun büyük ikramiyesine bağladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, 70 milyon liralık büyük ikramiyeyi kazanmak isteyen yurttaşlar Eminönü’deki Nimet Abla piyango bayisine uğradı. Buradan aldıkları biletlere ikramiye çıkma şansının yüksek olduğunu düşünen yurttaşlar, soğuk havada bayi önünde sonu görünmeyen bir kuyruk oluşturdu. 31 Aralık gecesi gerçekleşecek çekiliş için çeyrek bilet 17,5 TL, yarım bilet 35 TL, tam bilet ise 70 TL satılıyor.
‘GEÇİNEMİYORUZ, BUNDAN DOLAYI EK İŞ YAPIYORUZ’
İstanbul’da Eminönü’de Nimet Abla milli piyango gişesi önünde bir aydır kuyruk var. Sadece İstanbul’da yaşayanlar değil, başka illerden gelenler, soğuk havada saatlerce kuyrukta bekleyerek bilet satın almaya çalışıyorlar. Kuyruğun etrafında, ‘Bilet var bilet verelim’, ‘Kredi kartı geçerli’, ‘Aynı bilet aynı şans’, ‘Kısmetiniz varsa buradan da çıkar’ diyerek dolaşan, seyyar bilet satıcıları... Hava buz gibi... Seyyar bilet satıcıları kendi aralarındaki konuşmalarda üşüdüklerini dile getiriyorlar. Askerden yeni gelen ve iş bulamadığı için bilet satan bir gençle sohbete başlıyoruz. “Nimet Abla’nın önünde satışlar ne kadar iyi olabilir ki” diyerek satışların kötü olduğunu vurgulayan bilet satıcısı, “Hepsi aynı idareden alınıyor. Ülkenin sabit bir batıl inancı var. Ondan Nimet Abla böyle kalabalık. Bir biletten 1.50 TL -1.60 TL kazanıyoruz. Günde ortalama 50-60 bilet satıyorum” diyor. Bu soğukta bu paraya değer mi? diye sorduğumuzda ise şu cevabı veriyor: “İş yok piyasada. Doların yükselmesi, patronların Suriyelileri ucuz işçi olarak çalıştırması yüzünden iş bulamadım. Askerden yeni geldim. Yılbaşına kadar boştaydım. Mecburiyetten, kimse bu soğukta bu işi yapmaz yoksa.” Şaka ile karışık bilet satışına engel olduğumuzu söyleyerek, sohbeti kesiyor. 60 yaşındaki tek bacağı olmayan Hasan Cingirt, koltuk değneği ile biletlerini satmaya çalışıyor. “Fena değil ekmek parası çıkıyor” diyor Cingirt ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Ortalama 50 tane satıyoruz, bu sayı değişiyor. Bir biletten 1 TL 60 kuruş kazanıyoruz. Emekliyim, ev kira. Geçinemiyoruz. Emekli maaşı düşük. Bundan dolayı ek iş yapıyoruz. Yazları da fındık topluyorum, yaşamaya çalışıyoruz.” 43 yaşında olan Gülcan Karakaya ise üniversite okuyan oğlunun masrafını çıkarmak için bilet satıyor. Karakaya, “Eşim vefat etti, eşimden emekliyim. Ev kira, özel üniversitede okuyan bir oğlum var. Üniversitenin yarı parası çıksın diye geldim. 5 yıldır yapıyorum bu işi. Bugün sabah 10’da geldim akşam 5-6’ya kadar buradayım. Normalde tekstilde çalışıyorum ama aralık-ocak aylarında tekstilde de iş yok. Herkes Nimet Abla’dan alıyor, satış yapamıyoruz. Bu soğukta ne kazanırsak artık. Ben Tokatlıyım, bizim Tokat’tan 16 kişi burada seyyar bilet satıyor. Bu alanda en az 50-60 kişi var. Cumhurbaşkanı bizim halimizi görsün. Biz mecburiyetten çalışıyoruz” diye konuştu. Röportaj yaptığımızı gören eşya taşıyıcısı, yanımıza gelerek, ‘Bilet alacak paramız bile yok’ diyor. Kendisiyle de konuşmak istediğimizi söylediğimizde ‘Eve para götürmem gerek, vaktim yok’ diyerek geri çeviriyor.
‘ÖNE GEÇİRMEMİZ İÇİN RÜŞVET TEKLİF EDİYORLAR’
Nimet Abla’daki kuyruğu organize etmek için 10 kişilik özel güvenlik görevlendirilmiş. Güvenlik görevlilerinden biri, üzerinde Nimet Abla’nın fotoğrafları ve talih kuşunun olduğu kırmızı zarfı kuyruğa dağıtıyor. Bu zarflar satın alınacak biletleri koymak için. Kuyruğun başı ile bayi arasında iki güvenlik görevlisi var. Gişelerin önünde başka bir görevli, gişe önlerindeki sıraya göre yeni gelenleri yönlendiriyor. Bilet alanlar da başka bir görevli tarafından çıkışa yönlendiriyor. Bu güvenlik görevlilerinden biriyle konuşuyoruz. İsminin Murat olduğunu söyleyen güvenlik görevlisi şunları aktarıyor: “Sabah 8’de burada oluyoruz. Bir aylığına burada çalışıyorum. Güvenliği sağlamak zor oluyor. Öne geçirmemiz için rüşvet teklif ediyorlar. Zorla para veriyorlar. 10 kişi sağlıyor buranın güvenliğini. Kalabalık hiç durmuyor, hep böyle yoğun. İnsanlar en az 2 saat bekliyorlar. Kuyruk sabah 7'de başlıyor akşam 8’e kadar yoğun. Ondan sonra gece 12'ye kadar açık ama daha az kişi geliyor. Akşam 8’ten sonra 50-60 kişi oluyor. Çok yoruluyoruz. İlk gün zordu ama alıştık bu soğuğa.”
‘İLK İŞİM TÜRKİYE’DEN KAÇMAK OLACAK’
Kuyrukta uzun süredir bekleyen ve biletini alan yurttaşlara ‘Çıkarsa ne yapacaksınız’ diye sorarak sohbetimize başlıyoruz. 75 yaşında, yaklaşık bir saattir sırada bekleyen Mehmet Amca ile konuşuyoruz. Büyük ikramiye çıkarsa çocuklarına pay edeceğini söyleyen Mehmet Amca, “Ben 75 yaşındayım, emekliyim. Zar zor geçiniyoruz. Emekli maaşıyla çocuklara bir şey bırakamadık. Eğer çıkarsa onlara yatırım yapacağım. O umutla geldik” dedi. İsminin Leyla olduğunu söyleyen başka bir yurttaş da şunları söylüyor: “Şansımı denemek için geldim. Başta dünyayı dolaşacağım. İlk işim Türkiye’den kaçmak olacak. Biraz nefes alacağım. Çocuklarıma yatırım yaparım. Emekliyim ama geçinemiyorum. Ümidimi buraya bağladım. Ama görüyorsunuz tek ben değilim, binlerce insan.” İstanbul’a sadece Nimet Abla’dan bilet almak için geldiğini söyleyen Miyase Hanıma şaşırıyoruz ve şaşkınlığımızı gizlemeden ‘Gerçekten mi’ diyerek soruyoruz. Miyase Hanım, “Evet, Ankara’dan sadece bilet almak için geldim. Umut fakirin ekmeği. Bir umutla geldim. Çıkarsa ailemdeki herkese ev alacağım” diyor.