Şiddete maruz bırakılan Sıla: Hepimiz bu anlayışla mücadele etmeliyiz
Ahmet Kural’ın şiddet uyguladığı Sıla: Öyle vahşi bir şeymiş ki çok garip bir uyanış yaşıyorsun. Hepimiz bu anlayışla mücadele etmeliyiz.
Fotoğraf: DHA
Oyuncu Ahmet Kural’ın şiddet uyguladığı Şarkıcı Sıla, “Utanması gereken ben değilim. Öyle vahşi bir şeymiş ki çok garip bir uyanış yaşıyorsun. Hepimiz bu anlayışla mücadele etmeliyiz” dedi.
Sıla’ya şiddet uygulamakla suçlanan ve 5 yıla kadar hapsi istenen Ahmet Kural hakkında hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.
Sıla, Hürriyet’ten Ayşe Arman’a konuştu. Röportajdan öne çıkanlar şöyle:
Çıkıp konuştuğun için seni tebrik ediyorum. “Kınanırım, küçük düşerim!” diye düşünmedin, çıktın konuştun... Sadece Sıla değildi konuşan, şiddet gören bütün kadınlardı. Sen bütün kadınların ortak sesi oldun. Bu çok değerli bir şey...
Ama kolay olmadı. Kendi içimde çok gittim geldim. Dışarıdan bakmakla, içinde olmak hakikaten birbirinden çok farklı şeyler. Dolayısıyla, “Şikâyetçi olayım mı, olmayayım mı?” diye çok düşündüm.
Dayağın izleri sadece kollarında değil, bütün vücudunda mıydı?
Evet. Ve başına gelenleri anlatırken tekrar tekrar yaşıyorsun... Kendini çok kötü hissediyorsun, ruhun yırtılıyor... Gururun da çok inciniyor. Ama ben, kendimi mağdur olarak kabul etmedim. Utanacağım bir şey yapmadım. Dayak yemiş olmak benim utanmamı gerektiren bir şey değil, utanması gereken ben değilim... Öyle vahşi bir şeymiş ki çok garip bir uyanış yaşıyorsun. Güya hepimiz dayağa karşıyız değil mi? Duyarlı insanlarız. Ben de öyleydim, hatta bir sanatçı olarak daha da duyarlıyım zannediyordum. Ama biz o kurduğumuz cümlelerin “özne”si değiliz ya, dolayısıyla bize hep üçüncü sayfa haberi gibi geliyor, hep başkasının başına gelirmiş gibi geliyor. Ben bizzat yaşadım, 45 dakika dayak yedim. Korkunç bir şey! Tabii ki çok sarstı beni. Hâlâ kendime gelemedim, toparlayamadım kendimi. Sokağa bile çok çıkmıyorum...
Türkiye her konuda olduğu gibi bu konuda da ikiye bölündü, “Sılacılar” ve “Kuralcılar” olarak... Bununla ilgili ne düşündün?
Bu, yanlış bir bölünme. “Dayağı desteklemek” diye bir şey olamaz, olmamalı. Bu tip şeyleri duyduğum zaman, “O da demek ki karısını, sevgilisini dövüyor!” diye düşündüm. Ve oradan demek ki kendini aklamaya çalışıyor. Başka hiçbir açıklaması olamaz. Hiç kimse dayağı ya da herhangi bir şiddeti savunamaz. Bu sadece erkeğin kadını dövmesiyle ilgili değil, çocuğa şiddet, hayvana şiddet, hepsi için geçerli. Bir kere gayrı medeni, gayrı ahlaki ve gayri insanı... Hepimiz bu anlayışla mücadele etmeliyiz! (HABER MERKEZİ)