‘2 bin 20 lira ancak ölmeden işe gidip gelmeye yeter’
2020 TL olarak belirlenen asgari ücrete tepkiler sürüyor. İşçiler, gelen zamlarla kıyaslandığında yapılan zammın kayıplarını karşılamadığını söylüyor.
Fotoğraf: Pixabay
Volkan PEKAL
Adana
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun açıkladığı rakama tepkiler sürüyor. İşçiler, iğneden ipliğe gelen zamlarla kıyaslandığında yapılan zammın kayıplarını karşılamadığını söylüyor: 2 bin 20 lira ancak ölmeden işe gidip gelmeye yeter.
Kriz nedeniyle işe ara verilmesi ile 3 aydır işsiz olan Habip Alpkaya, 800 lira işsizlik ödeneği aldığını belirtti. Alpkaya, “Bu da bir işsiz olarak bakınca iyi para gibi görünüyor. Ama değil. Geçim zor, kirayı ve mutfak masrafını ancak çıkarabiliyoruz. Kış geldi kendime de eşime de bir şey almadım. Elektrik faturasını bile ödemekte zorlanıyoruz” dedi. 2019 asgari ücretinin ancak ölmeden işe gidip gelmelerine yeteceğini dile getiren Alpkaya, “İstediğin bir yere gidemezsin. İyi bir evin kirası 750 lira, 150-200 lira elektrik, su, bin lirası gitti bile. Bu insanlar hiç mi bir ev sahibi olmayacaklar, araba sahibi olmayacaklar? Ölüme kadar bu açlığı reva görenler utansın” diye konuştu.
“Emekli olsak ne olacak?” diye soran Alpkaya şöyle devam etti: “Bin lira maaş bağlanıyor. Eskiden bir işçi emekli olduğunda rahat ediyordu. Şimdi emekli olmak ayrı bir yük getiriyor insana. Emekli olup çalışmak zorunda kalıyor. Biz olmasak bütün iş durur ama en az biz alıyoruz. Bunun tersine dönmesi gerekir.”
‘ALIŞVERİŞE GİDİP GELİNCE PARAYI DÜŞÜRDÜM SANIYORSUN’
Enerji alanında sendikalı olarak çalışan bir işçi asgari ücretin tüm ücretleri belirleyeceğini belirterek “Dolardaki artış ve enflasyona bakarsan yeterli bir oran değil. Enflasyon yüzde 39’larda. DİSK’in istediği 2 bin 800, yoksulluk 5 binlerde. Bunu düşünürsek ahım şahım bir zam değil” dedi.
Mesleği pastacılık olan Kemal Tuncel de işsizlikten dolayı nerede iş bulsa orada çalıştığını ifade etti. Önce yeme içme kendisine ait olmak üzere 1900 lira ücretle iş bulduğunu anlatan Tuncel, “Patrona ağır gelmiş, 7 ay sonra işten çıkardı. Şimdi 2 bin 200’e İzmir’de iş buldum oraya gidiyorum. Nerede iş bulsak oraya gidiyoruz” dedi.
Tuncel şöyle devam etti: “Keşke o kadar zam gelmeseydi de 1600 kalsaydı. 2 bin lira olur ama zamlar 2 katı geldi, ne anladık bu işten? Eline geçen parayla bir şey alamıyorsun. Çarşıya alışverişe çıkıyorsun. Bir şey alamıyorsun. Eve gelince parayı kaybettim sanıyorsun. Sonra hesaplayınca iyi alışveriş yapmışım diye kendini tebrik ediyorsun. En az 5-6 bin lira olması lazım. Ama ben 2 bin 500 bekliyordum” dedi.
‘YAPILAN ZAMLAR GERİ ÇEKİLİRSE MERHEM OLUR’
Ankara’dan bir Ülker işçisi: “Asgari ücretin biraz üzerinde alıyorum. Aslında daha az zam bekliyordum. Yapılan zam, her şeye gelen zamlar da geri çekilirse emekçinin yarasına merhem olur. İşçinin derdine derman olan bir şey yok. Sadece bir nebze olsun moral oluyor.”
Ankara’dan bir işçi: “Ben geçen sene aynı metre küp doğal gaza 180 lira öderken bu ay aynı metre küpe 290 lira ödüyorum. Geçen sene 500 olan kira bu sene 600 oldu. Bu söylediklerim sadece iki kalem. Bunun daha çocuk masrafları, ev giderleri, alışverişleri var. Ayrıca yıl başından sonra gelecek zamlar da var.”
Sincan OSB’den işçiler: “Asgari ücrete de Erdoğan’ın maaşına yapılam zam oranında zam yaptılar ama onun zammı ne kadar ediyor bizimki ne kadar ediyor? Bunu düşünmemiz lazım. Önceden 30 lira ile girdiğim markete şimdi 90 lirayla giriyorum. 75 kuruşluk çikolata 2 buçuk lira oldu, çocuğa almam da diyemiyoruz.” dedi.
İŞÇİ NASIL EV GEÇİNDİRECEK?
Kayseri’deki Şirikçioğlu Tekstil’de çalışan bir işçi: “Dört kişilik ailenin açlık sınırı 1943 lira. Yoksulluk sınırı 6 bin 328 lira iken 2020 lira asgari ücret alan bir işçi nasıl geçinecek? Ev kirası, elektrik, su, doğal gaz faturası, çoluk çocuğun masrafları vs. derken kazancının 5 bin lira gibi bir rakam olması gerekir.”
Kayseri’deki Boydak işçisi: “İşçilerin büyük çoğunluğu seviniyor. Asgari ücret zammı için belirli bir azınlık ise kızgın! Ben de o kızgınlar arasındayım. Yüzde 26 zam Cumhurbaşkanı maaşına oranla zam yapıldı algısı yaratılmak isteniyor. Gerçek öyle mi? Değil. İşçiye gelen 400 lira zam ile Cumhurbaşkanına gelen 20 binin üzerindeki zam bir mi? Toplamda her şeye yüzde 100 zam geldi boşa zamma sevinmeyelim. Yine yüzde 75 zararımız var.”
Kayseri’den bir mobilya işçisi: “Evet asgari ücret 2020 TL oldu. Bu geçen yılın kaybettiklerimizi bile karşılamadı. Şimdi ise sadece bir hafta sonrasında enflasyon değerlerine ve verilerine bakın, ‘Maliyet yükseldi’ diye her ürüne zam gelecek mi gelecek! Bütün her şey zamlanacak mı? Evet! İşçi çıkartılacak ekonomi daralacak. Sevinmenin anlamı yok. 1600’le 2020 arasında hiçbir fark yok.”
Kayseri’den bir metal işçisi: “Asgari ücrete zam gelmeden evin aidat parasına hemen zam yaptılar. Yakında yol parası da zamlanır. Ev taksidi zaten artacak doğal olarak. Elektrik, su, doğalgaz zaten seriye bağladı. Ben her seneki yerimdeyim. Asgari ücrete zam geldikçe, düzenimiz iyice bozuluyor. Her şeye zam geliyor. Faturalar düşsün, taksitler düşsün istiyorum.”
SEÇİMLERDE GEREKEN DERSİ VERELİM
Eskişehir Süsler fabrikasından bir metal işçisi: Son 6 ay içinde elektrik ve doğal gaza yüzde 50 zam geldi. Temel ihtiyaçlara en az yüzde 70 zam geldi. Eğitim giderleri yüzde 50 arttı. Bütün bunları değerlendirirsek maalesef bizi yine sıkıntılarla geçecek bir yıl bekliyor. Tarım Bakanı çıkıp millet et tüketiyor diyor. İşte halktan bu kadar uzaklar. 4 kişilik bir ailenin evine yılda 10 kg et girmiyor. Yani asgari ücretli yine ek iş yapmak zorunda, yine yırtık ayakkabısını yapıştırıp giymek zorunda. Çocuğuna eşine kıyafet almayı erteleyecek. Bir hafta sonu çocuklarını sinemaya-tiyatroya götüremeyecek. Çocukları para istediği zaman yok dememek için eve geç gidecek. Kredi çekecek ödeyemeyecek. Bizler rahat bir nefes alalım artık. AKP, işçiyi dar gelirliği düşünmediğini, zenginin işverenin Hükümeti olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Buradan tüm emekçi kardeşlerime çağrımdır, gelin seçimlerde AKP’ye gereken dersi verelim.
İŞÇİ EVİNE EKMEK GÖTÜREMİYOR
Cemal Özder (İnşaat işçisi): Alım gücünün bu kadar düşük olduğu, elektriğin, doğal gazın ve enflasyonun tavan yaptığı bir ortamda 2020 liranın yetmesi mümkün değil. Bu ekonomi düzelmeyecek. İşçinin alım gücü artmadığı sürece değil 2020 lira, 5 bin lira da yetmez. Bizim sendikamızın asgari ücretin en az 2 bin 800 lira olmalı gibi bir talebi vardı. Şu an maalesef açlık sınırının altında kaldı yine. Bir kızım evli, bir kızım da seneye üniversiteye gidecek. Kirada olmadığım ve eşim de çalıştığı halde ben tütün içiyorum. Bir paket sigara 10 lira. Günde bir paket içsen 300 lira yapar. Bunun doğal gazı, elektriği, suyu... Geçen pazara gittik eşimle, çıldıracaktım. Aldığımız 4 poşet, 150 lira gitti.
Savaş Doğan (Belediye işçisi): Bir işçinin oraya katılması belki işçileri biraz onurlandırdı ama bu işçinin hakkını aldığı anlamına gelmedi. İşçi, komisyonun içinde olmalı evet ama aynı zamanda komisyonda belirleyici de olmalı. İşverenler ve bakanlık pazarlığı asıl işçiyle yapmalı. Verilen zammın iyi rakam olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor anacak bu rakam biz işçileri tatmin etmiş değil. 250 gramlık ekmeği 75 kuruşa alıyorken şimdi 1 buçuk liraya alıyoruz. Kuru ekmek yesen, yanına zeytin alsan geçen yılki rakamla karşılaştırdığın zaman bu orandaki zammı verse yüzde 5’in üzerine çıkmaz zam oranı. Geçtiğimiz yıl 100 lirayla markette, pazarda yaptığın alışverişin şimdi yüzde 20-25’ini ancak karşılayabiliyorsun. Oraya çıkıp bu algıyı yaratacaklarına işçinin arasına inip görsünler işçi neler yaşıyor. İşçi faturasını ödeyemiyor, evine ekmek götüremiyor. İnsanca yaşanabilir ücret konuşacaksak bu rakamın çok çok üstünde bir rakamdan söz etmemiz lazım. Ancak bizim ülkemizde asgari ücret, işçileri açlığa mahkum etme ücreti.
Bir cam işçisi: Orana baktığımızda iyi bir zam olarak duruyor ancak ülkemizin şartlarına göre düşük kalan bir rakam. Normalde asgari ücretin 3 bin liraya yakın olması lazım. Şu an temel ihtiyaçlar üzerinden bir hesap yaptığımızda bile yeterli ücret olmadığı ortaya çıkar. Çünkü herkes kendi evinde oturmuyor, kirada oturanlar var, borçla ev sahibi olanlar var. Kendi evi olsa bile, evinin elektriğini, doğal gazını, mutfak masraflarını, çocuklarının giderlerini karşılayamaz asgari ücretle çalışan bir vatandaş.