Haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyelim
Sumiriko Hose (Dytech) işçileri yazdı: Kazanırken, kârınıza kâr katarken bizimle paylaştınız mı? Şimdi zarar ediyoruz deyip yükü bize yıkıyorsunuz.
Fotoğraf: Delwin Steven Campbell/Flickr
Sumiriko Hose (Dytech)’den bir grup işçi
Sumiriko Hose (Dytech) fabrikasında çalışan bir grup işçi olarak ekim ayından bu yana yaşanan üretim duruşları nedeniyle yaşadığımız mağduriyeti anlatmak için Evrensel’e bir mektup yazmıştık. Mektubumuz 20 Aralık perşembe günü yayınlandı. Duyduk ki, haberin yayınlandığı gün gündüz vardiyası bitimine doğru İnsan Kaynakları Müdürümüz kadın arkadaşlarımızı toplantıya çağırmış. Toplantının nedeni de kadınların kullandığı tuvalet ve soyunma odalarına asılan “Ücretsiz izne hayır” yazılı kağıtlarmış. Kağıtlar kadınlar tuvaletinde asılı olduğu için de sadece kadın işçileri toplamış müdürümüz.
Arkadaşların anlattığına göre demiş ki: “Bunu asan arkadaşlarımıza kapım açık gelsinler konuşalım. Burası patron şirketi değil kurumsal şirket. Ücretsiz izne çıkmak istemiyorsanız o kağıtları imzalamazsınız. İmzalamayan da çıkışını alır gider.” Sadece kadın işçileri topladığınıza göre bu durumdan sadece onlar rahatsız diye düşünyorsunuz anlaşılan. Bu durumdan kadın erkek birçok işçi rahatsız. Başta da bu mektubu kaleme alan bizler.
Bir yandan açık açık eğer ücretsiz izni istemezseniz sizi kapı önüne koyarız diyorsunuz. Bir yandan da gelin konuşalım diyorsunuz. Size nasıl güvensin ki bu işçi? Bu krizi biz mi yarattık ki, biz ödeyelim. Kazanırken, kârınıza kâr katarken bizimle paylaştınız mı? Şimdi zarar ediyoruz deyip yükü bize yıkıyorsunuz.
Ayrıca son günlerde fabrika yönetiminin kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için İŞKUR’a başvuru yaptığı konuşuluyor. Artık ücretlerde kesinti olmayacağı düşünüldüğü için kimi arkadaşlarımız bu durumu çok olumlu buluyor. Bu kısa çalışma ödeneği nedir diye merak edip medyada çıkan haberlere baktık. Bazı arkadaşlarımız tanıdıkları avukatlara sordu. Sumiriko Hose (Dytech) işçisi arkadaşlarımızla bu bilgileri paylaşmak, olumlu gibi görünenin aslında nasıl da bizim aleyhimize olduğunu paylaşmak istiyoruz.
Kısa çalışma ödeneği İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanıyor. İşsizlik Fonu biz işçilerin, bizden kesilen primlerle kuruldu. Yani bizim paramızla bizi izne çıkaracaklar. Bir cebimizden alıp diğerine koyacaklar.
Kısa çalışma ödeneği başvurusu kabul gören işyerlerinde çalışan işçilerin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, işsizlik sigortasından yararlanma koşullarına sahip olmaları gerekmektedir. Yani son 120 günü kesintisiz olmak kaydı ile son 3 yıl içinde 600 gün prim ödemiş olması gerekiyor.
Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işyerlerinin, işçileri işten çıkarmalarının önünde bir engel bulunmuyor. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçi, akabinde işsiz kalırsa, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği aldığı süre düşüldükten sonra ödenecektir.
Kısa çalışma ödeneği süresince işçilerin sadece sağlık sigortaları ödenir, bu süre emeklilikte hesaba katılmaz.
Yani gördük ki kısa çalışma demek haklarımızın gasbı demek. Buna izin vermeyelim ve birleşelim.